KAYIP CUMHURİYET… (4)

KUVAYİ MİLLİYE Mİ, İTTİHAT VE TERAKKİ Mİ?

Ve Tayyip Erdoğan Özgür Özel’e randevuyu Ak Parti Genel Merkezi’nde verdi.
Yani?
Özgür Özel’in kabulü , Ak Parti Genel Başkanı seviyesine indirilirken; CHP’lilerin
Külliye (Saray) ya da Çankaya Köşkü mekanı arasındaki tercih tartışması da
böylece ortadan kalkmış oldu.
Yerel seçimlerde elde edilen sonuçlardan sonra biraz zafer sarhoşluğu, biraz da
şaşkınlık yaşayan CHP yönetimi ve taraftarları , Erdoğan ile Özel’in görüşmesine
de bir zafer yüklemek isterken ; şimdilik ilk raundu Erdoğan almış görünüyor.
Zira seçim kazanan Özel’in hemen Erdoğan ile görüşmek istemesi, bazı
çevrelerde Erdoğan’a ‘bağlılık bildirme’ olarak değerlendirilirken, bazıları bunu,
‘hesap sorma ’ya evirmişti.
Hemen ardından , Dilek İmamoğlu’nun Emine Erdoğan ile sosyal sorumluluk
projesi yapmak istemesi de gündeme damga vurmuştu.
Erdoğan Özel’i partide kabul ederken , şimdi merak edilen Emine Hanım’ın ,
Dilek Hanım’ı hangi projeye dahil edeceği ya da etmeyeceği…
Bakalım Özel, Erdoğan görüşmesinin sonuçları itibarıyla durum ne olacak?
Perşembe günü izleyeceğiz.
Gerçi perşembenin gelişi de çarşambadan belli …
Zira Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakının sonsuza kadar devam edeceğini
söyleyince; herkesin beklediği Ak Parti –CHP Koalisyonu (Özellikle ABD’nin
planını) suya düşürmüş görünüyor.
Gerçi şu anda görünen ve görünmeyen 5 tane CHP var:
Özgür Özel’in CHP’si. Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si, Ekrem İmamoğlu’nun
CHP’si, Mansur Yavaş’ın CHP’si ve Önder Sav’ın CHP’si .

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da şu anda Özgür Özel’e bir alan açmış
durumda. Yarın Mansur Yavaş ve Erdoğan görüşmesi de gerçekleşirse sürpriz
olmaz.
Bülent Arınç’ın ‘kahramanım’ dediği ve öve öve bitiremediği Özgür Özel bakalım
Tayyip Erdoğan ile yürüttüğü siyasette kahraman olabilecek mi?...
Hoş bugün itibarıyla Devlet Bahçeli, Erdoğan ile yollarının ayrılmasına
oynayanların oyununu bozmuş görünüyor. Hatta bununla da kalmayıp Irak’ta
her an başlayacak PKK operasyonu ve sonrasındaki barış sürecini bile çoktan
tanımlamış durumda.
Zira Bahçeli dün yaptığı grup toplantısında Misak-ı Milli Projesi sosyolojisine bile
vurgu yaparak, kız alıp kız vererek bile sosyolojik olarak zaten biz birlikteyiz
dedi.
Yani?
‘Bölgedeki jeopolitik oyunda artık aktör bir Türkiye var’ vurgusunu , ‘Cumhur
İttifakı sonsuza kadar sürecek’ cümlesi ile açıkladı. Türkiye’nin kimsenin ‘maşası’
ve ‘kuklası’ olmayacağını net tavırla ortaya koydu.
İYİ Parti’yi de tebrik etmeyerek İYİ Parti’ye yönelik operasyon yapma kabiliyetini
de ellerinden aldı. Bana göre Musavvat Dervişoğlu’nu da korumaya alıp
Anayasa değişikliği alanını da rahatlattı.
Bu arada Erdoğan-Bahçeli görüşmesine saatler kala Sinan Ateş cinayetinin
iddianamesi 38. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilirken; asıl dava Mayıs ayında
görülecek olan Hablemitoğlu cinayetidir.
Zira gelen bilgilere göre, bu davada bazı tanıkların sanık olma olasılığı çok
yüksek. Ve bu davanın seyri Türkiye’de devletin de istikametini belirleyecek
dersek yanlış olmaz.
Zira Hablemitoğlu; kamuyu 2. Dünya Savaşından sonra kontrolüne alan ya da
almak isteyen aklın itirazıydı. Ve FETÖ’ye katlettirilerek cezalandırılmıştı.
Hablemitoğlu cinayetinin nasıl sonuçlanacağı çok önemli. Zira sonucu,
Türkiye’ye dayatılmış ‘Gladyo’ ile uzlaşılıp uzlaşılamayacağını da netleştirecek.
15 Temmuz kararlılığının devam edip etmeyeceğinin de adeta turnusol kağıdı
olacak.
Sadece bununla da kalmayıp KOÇ Ailesi ve KOÇ Grubu’ndaki ‘iç kavga’yı da
şekillendirecek. Bu nedenle bu dava çok önemli.

Tabii ki burada ‘devlet aklı’nın nerede duracağı, ‘Temiz Eller’ operasyonlarının
önünün açılıp açılmayacağı çok önemli.
Devletin ve milletin bekası için açılan ‘siyah sancak’ Cumhuriyet’in 100. Yılında
yeni yüzyıllara yol açacağı ortadayken, görünen o ki Mayıs ayı bazı başlangıçlar
ya da bitişler için çok önemli olacak.
Devlet Bahçeli’nin dediği gibi, ‘Türkiye yerinde kalacak mı? , Siyah Sancak
demişken, etkisini nasıl gösterecek?
İttihat ve Terakki mi, yoksa içinden doğan Kuvvacılar mı?
Çünkü, ‘ bir kuvvacıyı biraz kazırsan altından ittihatçı çıkar’ derler.
Dün, ‘Biz jön Türkler ’iz’ diyenler, bugün nerede yer alacaklar? ‘Jön Türkler ’iz ‘
diyenleri kazırsak altından ne çıkacak?
Sonuç olarak :
Büyük Türk Milleti’nin Hizmetindeyiz!
Bakalım başka kimler Türk Milleti’nin hizmetinde?


KISA NOT:
Kuvayı Milliye, Türk Kurtuluş Savaş’ını yürüten ulusal direniş kuvvetlerine
verilen isimdir. Milli Mücadele döneminde düzenli ordu kuruluncaya kadar
düşmanı yıpratan, gerilla savaşı yapan ve düzenli ordunun kurulmasına zemin
hazırlayan milis kuvvetlerin genel adıdır.
İttihat ve Terakki’ye gelince; 2. Abdülhamit'in baskı rejimine karşı mücadele
etmek ve Osmanlı Devleti'nin çöküşünü engellemek amacıyla faaliyet gösteren
gizli ihtilal komitesi. 1908 ihtilalinden sonra bazı kesintilerle Birinci Dünya
Savaşı'nın sonuna kadar Osmanlı Devleti'nin yönetiminde söz sahibi olan siyasal
örgüttür.
Jön Türkler’e gelince; Jön Türkler adı altında bulunan kişilerin tek ortak siyasi
görüşü, padişahlık yönetiminin altında bir de meclisin bulunarak yönetime
katılmasıdır. Hiçbir zaman padişahlık rejimini yıkıp yerine cumhuriyet rejimini
getirmeyi düşünmemişlerdir. Karşı oldukları durum Abdülhamid yönetiminin
istibdat düzenidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum