Bu hafta Kurtuluş Savaşını gerçekleştirmiş, yeni bir devlet kurmuş, Cumhuriyeti ilan etmiş Millet Meclisi’nin açılışının 100. Yılınıdır. Programlarda neler vardı bilmiyorum ama 100. Yıl etkinlikleri korona virüs nedeniyle ertelendi. 23 Nisan Perşembe günü Meclis Genel Kurulu’ndaki sade törenle kutlamalar gerçekleştirilecek. Daha sonra hangi programlarla kutlanmaya devam edilir göreceğiz.
100. Yılında millet iradesinin tecelli ettiği TBMM daha da büyük öneme sahip hale geldi.
TBMM Türkiye’nin değişim ve dönüşümünün en önemli ayağı olmak zorundadır. Bu TBMM’nin yeniden yapılandırılmasından geçmektedir.
Milletin 16 Nisan 2017 tarihindeki referandum kararı ile Türkiye Parlamenter Sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçti. Bu sistem 24 Haziran 2018 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi ile uygulamaya girdi. Bu sistem düzenlemelerle hem hukuki açıdan hem de teoride kuvvetler ayrılığı prensibini keskin çizgilerle belirlemektedir. Bu açıdan Yasama, Yürütme, Yargı ayakları üzerinde durması kaçınılmazdır.
Yasama görevi TBMM’nin Yürütme görevi Cumhurbaşkanlığı’nındır. Yasama milletin seçtiği vekillerle Cumhurbaşkanı ise milletin doğrudan seçtiği Başkan’la temsil edilmektedir.
Bugün gelinen noktada sistemin Yürütme ayağı Başkanlık önemli derecede kurum ve kuruluşları ile uygulamaya girdi.
Aynı durumun Yasama ayağında da gerçekleşmesi gerekmektedir. Açılışının 100. Yılını Kutladığımız TBMM kendini yeniden yapılandırma fırsatı yakalamıştır.
Ocak ayı içinde 30 yıllık tecrübelerimin ışığında Cumhurbaşkanlığı Sistemi kapsamında “Türkiye Büyük Milet
Meclisi’nin Yeniden Yapılandırmasına Yönelik Öneriler” başlığı ile Meclis Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’a sunum eşliğinde öneri dosyası vermiştim. Bu dosyadaki konuların bazı yönlerinin daha açıklanmayan çalışmada değerlendirildiğini biliyorum.
Bu çalışmayı yaparken bir gerçekle karşılaştım. Literetür taraması sırasında TBMM’de milletvekilleri üzerine, komisyon çalışmaları ve bazı yasa çalışmaları üzerine akademik araştırmalara rastladım. Fakat açıldığı 23 Nisan 1920 den bu yana kurumsal olarak algı, imaj ve beklentilere yönelik hiçbir akademik çalışmaya rastlamadım. Buna yönelik TBMM idaresinin elinde de böyle bir çalışmayanın olmadığını biliyorum.
Zaman zaman ifade ederim son 10 yılı aşan bir süredir araştırma işleri ile uğraşıyorum. Millet iradesinin yansıdığı TBMM hakkında vatandaşların algı ve imajını belirlemek üzere bir dizi çalışma yaptım. Bu çalışmalar heba olmasını istemediğimden ve milletin İradesinin yansıdığı TBMM’ye yönelik milletin ne düşündüğünü tespit için 5-6 gündür Türkiye geneli ankette başladım. Bu çalışmayı korona yüzünden dijital platformlar üzerinden yürütüyorum. Veriler gelmeye başladı. Verilerde özellikle TBMM’nin yeniden yapılandırılmasına yönelik, halkla ilişkilerine ve aslı görevlerini yerine yetirmesi ile Cumhurbaşkanlığı Sistemi içindeki konumu hakkında enteresan veriler var. 23 Nisan tarihine kadar raporu hazır etmeyi planlıyorum. Öncelikle siz kıymetli okuyucularıma sonuçlarla ilgili gelecek yazılarımda bilgi sunacağım.
Türkiye’nin geleceğinde TBMM’nin üstlenmesi gereken rol konusunda milletin düşüncelerini konuşmak üzere şimdilik hoşça kalın.
Sağlıcakla …
Kaynak: 100. Yılında TBMM ve Milletin Algısı - Sadullah Özcan