12 Eylül döneminde mahkum olarak kaldığı ve türlü işkencelere şahit olduğu Ulucanlar Cezaevi'ni 41 sene sonra ziyaret eden Ülkücülerin önde gelen isimlerinden Mahir Damatlar, "Yanımıza 13 yaşındaki bir kız çocuğunu getirip en adi işkenceleri yaptılar. Bir tek şey istediler, dayısının yerini. Bunun için aklını oynattı o çocuk" diyerek yaşadığı o günleri anlattı.
12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden tam 41 sene geçti. Darbe sonrası cezaevlerinde işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi hayatını kaybetti, 50 kişi ise idam edildi. O dönem Ülkücülerin önde gelen isimlerinden Mahir Damatlar, tam 41 sene sonra mahkum olarak kaldığı ve türlü işkencelere tanık olduğu Ulucanlar Cezaevi'ni ziyaret etti. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte Ülkü Ocakları yöneticilerinden olan Damatlar, "O zamanlar malum olaylar döneminde zaman zaman biz buraları ziyaret ederdik. Zorunlu ziyaretler olurdu. Şimdi de 40 yıl sonra tekrar eski hatıraları yad ederek bir daha yaşanmaması gereken olayları tekrar dile getirmeye çalışıyoruz" dedi.
"Yaşadığımız ihanetlerin değişik bir şekli de o zaman vardı"
Ulucanlar Cezaevi'nin ibretlik bir yer olduğunu dile getiren Damatlar, "Gerçekten olmaması gereken olaylar 1980 öncesinde hepimizin yolunu bir şekilde buraya düşürüyordu. Yaşadığımız ihanetlerin değişik bir şekli de o zaman vardı. Ortada bir devlet görüntüsü olmadığı için bizler hem okullarımızda okuyabilmek için hem evlerimize rahat gidebilmek için mecburen tedbirler alıyorduk. O tedbirler olayları getiriyordu. Çatışma oluyordu mutlaka ve o çatışmalarda da kanun devreye giriyordu, biz buralara mahkum olarak getiriliyorduk" diye konuştu.
Türkiye'nin o dönem yapılan darbe sonucu on yıllarca geriye gittiğini söyleyen Damatlar, "O zamanın FETÖ'sü Kenan Evren ve arkadaşları o şerefli silahlı kuvvetleri sevk ederek bu milletin evlatlarına bu zulmü yaptı" ifadelerini kullandı.
"13 yaşındaki bir kız çocuğunu getirip en adi işkenceleri yaptılar dayısının yerini söylemediği için"
Mahir Damatlar, o dönem cezaevlerinde uygulanan işkencelere ilişkin ise şunları söyledi:
"Ben sorgulanırken yanımda 16 yaşında Bekir Bağ isimli bir kardeşimizi şehit ettiler. Ben kendimden bahsedersem ona saygısızlık etmiş olurum, çünkü o işkencede öldürüldü. Sonra da götürdüler Mamak Cezaevi'ne, kendini astı, intihar etti diye ailesine haber verdiler. Bunun dışında Malatya'da Aydın Demirkol isimli öğretmen kardeşimizi işkenceyle öldürüp, 5. kattan aşağıya attılar. Mamak Cezaevi'nde Hüseyin Kurumahmut isimli kardeşimizi kafasında namaz takkesi var diye copla vurup şehit ettiler, hem de 1987 yılıydı. Bunların yanında kendimize yapılan işkenceyi anlatırsak haksızlık olur. Yanımıza 13 yaşındaki bir kız çocuğunu getirip en adi işkenceleri yaptılar. Bir tek şey istediler, dayısının yerini. Bunun için aklını oynattı o çocuk."
"Geçmişteki bu karanlık günleri bilmemiz lazım ki o geleceğe daha net bir şekilde bakalım"
Temennisinin bir daha o günlerin yaşanmaması olduğunu belirten Damatlar, "Umarım biz hep ileriye bakarız ve kendi gücümüzün farkında oluruz. Biz bu bölgenin büyük bir devletiyiz. Bunu kavradığımız zaman gençlerimiz uzayda Akıncı'yı uçuruyorlar. Artık kendimizi tanımalıyız ve bilmeliyiz. Bugün 40 sene evvelinden bahsettik. Aslında normalde ben geçmişi çok konuşmuyorum, istikbale yöneliyorum. Mutlaka geçmişteki bu karanlık günleri bilmemiz lazım ki o geleceğe daha net bir şekilde bakalım" şeklinde konuştu.