Adı Lokman Ertürk. 15 Temmuz Darbe Girişimi esnâsında Kazan belediye başkanıydı.
Ertürk, o günden sonra her yerde15 Temmuz gecesi Kazan’ı nasıl kurtardığını anlattı. Alkışlandı, ödül bile aldı. Nihâyet 15 Aralık 2016 târihinde TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’nda konuştu. Biraz duygusal bir insan olmama rağmen anlattıklarından hiç etkilenmedim. Sebebini bir süre sonra anladım. Sorular kısmında MHP Milletvekili Mehmet Erdoğan, ısrarla üzerine gitti. Nedenini sorduğumda, “Adam, o gece Kazan’da değildi.” dedi.
Durumu, komisyon başkan yardımcısı Selçuk Özdağ’a söyledim hemen. “Vay….” diye fıttırdı. “Bunu ifşâ etmeliyiz.” fikrimi destekledi. Lokman Bey, o gece Kazan’da olmadığını öyle bir geçiştirerek söylemişti ki tâkip eden haber kanalları bile fark etmedi ve “kahraman” manşetleriyle haber yaptılar. Hemen arkasından enpolitik.com’daki yazımda gerçekler ortaya çıktı. Odatv’nin de alıntı yapmasıyla tüm Türkiye bir sahte kahramandan kurtuldu.
Eğer o zaman cesâret edip Lokman Ertürk’ün Kazan’da olmadığını yazmasaydım hâlâ kahramanlığa devam edecek; Türkiye’yi karış karış dolaşıp o gece nasıl öldüğünü anlatacaktı. Yıldızı daha da parlayacak, siyâsî hayâtı çok farklı olacaktı.
Ertürk’ün bu sahte kahramanlığı, Metastaz kitabına da girdi. Kaynak göstermemelerine itiraz ettim.
Lokman Ertürk, epeydir ortalarda yoktu. Yıldızı söndü sanıyordum. Dün öğrendim. Meğerse yedi ay önce AK Parti Yerel Yönetimler Başkan yardımcısı olmuş. Tvittir hesâbında o gece Kazan dışından attığı tvitler var. Canım sıkıldı. Bir şeyler yazdım. Sonra vazgeçtim. Bugünlerde gerçekleri yazmanın hiçbir anlamı yok.
Bugün odatv, Lokman Ertürk’ün sahte kahramanlığını, tekrar haber yaptı. Arayıp, “Lütfen kaynağı yazın” dedim. 250 şehidin üzerinde tepinen birini ifşâ etmiş olmanın onurunu kimseye vermem.
Buradan, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, “15 Temmuz’u unutturmayacağız!” diyen devlet büyüklerine seslenmek istiyorum:
Sahte kahramanları ödüllendirerek mi 15 Temmuz’u unutturmayacaksınız? Lokman Ertürk gibileri niye koruyorsunuz?
GÂZİ MECLİS’İN GÂZİ OLAMAYAN VEKİLLERİ
15 Temmuz 2016 gecesi abdestini alarak veya almayarak TBMM’ne giden milletvekilleri, gerçekten büyük bir cesâret gösterdiler. Atılan bombaları umursamadan direndiler. Fakat Genel Kurul salonunun yakınına düşen 3. bomba “Sığınağa inelim, inmeyelim” tartışmaları başlattı ve “inelim” diyenler kazandı.
Asker, polis, halk, meydanlarda direnirken, değil sığınağa inmek, meydanlara çıkmalıydılar.
O geceyi anlatan vekillerin açıklamalarına dikkat ettim. AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir Meclis’e ilk gidenlerden. Sığınak tartışmalarında hangi taraftaydı bilemem ama mikrofona konuşurken sığınaktan bahsetmedi. “Ortalık toz duman oldu.”dan sonrası yok.
MHP Milletvekili Erkan Akçay, Ahaber’e konuşurken sığınak tartışmasından bahsetmiş bulundu. Arkasından sığınağın çok da iyi bir yer olmadığını ekledi. İmdadına muhâbir yetişti. “Belki genel kurul salonundan daha güvensizdi.” dedi.
He canım he! Vekiller, “Biz burada sağ kalırız. En iyisi sığınağa inip ölelim.” demişler.
Lamı cimi yok! Millet dışarıda tankların önüne yatıp kurşunlara direnirken vekillerin sığınağa inmesi yanlıştı. İnmeyelim diyen vekiller, keşki dışarı çıksaydılar. İşte o zaman tıpkı TBMM binâsı gibi gâzi olacaklardı.