Koronavirüs salgını dolayısıyla 3 sene ara verilen Dünya Fleboloji Kongresi bu yıl Türkiye’de düzenleniyor. 5 kıtadan 1.700’den fazla doktorun katılımıyla gerçekleştirilecek kongrede, Türkiye’nin sağlık sektöründe yaptığı yenilikler ve çalışmalar anlatılacak. Toplantı uzun aradan sonra Türkiye’de yapılan ilk dünya kongresi olma özelliğini taşıyor.
Kongrenin tanıtımına ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Prof. Dr. A. Kürşat Bozkurt, bu toplantının varis ve damar hastalıklarına yönelik bir toplantı olduğunu, Uluslararası Fleboloji Birliği’nin 4 yılda bir bir araya gelerek varis ve damar hastalıkları konusunda en güncel görüşmeleri yaptıklarını söyledi.
Kendileri için önemli bir unsurun bu kongreyi Türkiye’ye getirmeleri olduğunu vurgulayan Bozkurt, "2013’e kadar İstanbul ve Antalya dünyanın en cazip kongre merkezlerindendi. İstanbul dünyada en çok kongre yapılan 7’nci şehirdi. Ülkedeki terör eylemleri nedeniyle güvensizlik oluşurken 2018’de Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu’nun desteğiyle Avustralya’ya gittik ve orada ülkemizin tanıtımını yaptık. Türkiye’nin güvenli bir ülke olduğunu anlattık. 2018’de bu büyük kongrenin Türkiye’ye gelme kararı verildi. Çok büyük emekler verdik ve kongreyi Türkiye’ye getirdik." şeklinde konuştu.
"Uzun yıllar sonra bir dünya kongresi İstanbul’da yapılıyor"
Bozkurt, bu kongrede kayıt sayısının 1.740 kişi olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu özel odak bir grup olduğu için çok büyük bir sayı ve bugüne kadar bu kongrede elde edilen en büyük sayı. Örneğin, Avustralya’da 1.100 kişi vardı, ABD’deki toplantıda 1.300- 1.400 kişi vardı. Dünyada bu kongreye 56 ülkeden doktor geliyor ve katılımcıların yüzde 75’i yabancı. Ancak kovid kısıtlamalarından dolayı Çin, Japonya ve Güney Kore katılamadı. Türkiye için bu toplantının en büyük özelliği uzun yıllardan sonra ilk kez bir dünya kongresinin İstanbul’da yapılıyor olması.
Güvenden dolayı biz bu kongreyi Türkiye’ye getirdik. Ayrıca, 2023’de Asya Damar Cerrahisi Kongresi Antalya’da gerçekleştirecek. 2025’te de Avrupa Damar Cerrahisi Derneği Kongresi İstanbul’da yapılacak. Ülkemiz teknoloji olanakları çok iyi bir ülke. Emek verilirse daha çok uluslararası kongreyi Türkiye’ye getirebiliriz."
Varis ve damar hastalıklarında artık açık cerrahi girişimlerinin yerinin çok azaldığını aktaran Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eskiden açık yöntemle yaptığımız ameliyatların yüzde 90’nını artık kapalı yöntemle yapıyoruz. Damarı açmadan ufak deliklerle yapılan işlemler çok yaygınlaştı. Bu toplantı varis konusunda yenilikler olan bir toplantı. Artık varis tedavisinde açık ameliyatın rolü yüzde 2-3 civarında kaldı. Eskisi gibi açık ameliyat yapıp yapmama tartışmaları sona erdi.
Bütün kapalı yöntemler gayet başarılı. Hastalar ameliyattan birkaç saat sonra yürüyerek evlerine gidebiliyor. Artık Türkiye’de kalp ve damar cerrahisi uzmanları ultrasonografi ile bu hastalığın tanısını koymayı öğrendi ve ona göre tedavi uyguluyor. Bu şekilde biz hastalığın tekrarlama oranını minimale indirerek hastalarımızı tedavi ediyoruz. Ayrıca, Brezilya’da popüler olan 'CLACS' yönteminin bu kongrede irdeleniyor.
Bu tedavinin özelliği kılcal varislerin en başarılı şekilde tedavi edildiği yöntemdir. Kılcal varis kadınlarda çok önemli bir problem. Bu yöntemde sonuçlar çok iyi durumda, morluk son derece az ve düzelme çok hızlı. Eskiden kılcal varis tedavisini sadece yaz aylarında yapardık. Hızlı bir iyileşme sağlandığı için tedavisi yaz aylarında da yapılabilir. Bu kongrede en can alıcı nokta 'CLACS' dediğimiz yöntemin artık dünyada yerleşmiş olması ve Türkiye’de de yapılmaya başlanmış olması."
Bozkurt, kongrede çok fazla yaygın olan toplardamar hastalıkları sonucunda bacaklarda gelişen yaranın önemli bir konu olduğunu belirterek, "Bacakta yara denilince aklımıza şeker hastalığı geliyor ama en az şeker hastalığı kadar önemli olan toplardamarlarda varis olan hastalarda bacakta yara çıkması. Düzgün tedavi edilmezse iyileşme sağlanamıyor. Bu konu ile ilgili yeni yöntemler çok gelişti." ifadelerini kullandı.