Şanlı tarihimiz boyunca, tüm zorluklara karşı hür yaşamayı, bağımsızlık ve istiklalini canı pahasına korumayı ilke edinen aziz milletimiz, bu uğurda şehit ve gazi olmayı büyük bir onur ve gurur kaynağı saymış, bu fedakârlığın karşılığında girdiği her mücadeleden zaferle çıkmıştır.
Kahraman gazilerimize devletimizin verdiği önemin ifadesi olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 19 Eylül 1921’de Mustafa Kemal Atatürk’e “Gazi” unvanının verildiği günün yıl dönümünü “Gaziler Günü” olarak kutlamaktayız.
Ülkemizin her karış toprağında, vatanını bayrağını ve kutsal değerlerini korumak ve savunmak için en güç koşullar altında canlarını ortaya koymaktan çekinmeyen gazilerimiz, milletimizin medarı iftiharı, vatanseverliğin ve kahramanlığın yaşayan abideleridir.
Milletimizin bekası, şehitlik ve gazilik ruhu kazanmış bir kalbe sahip olan nesiller yetiştirmekle mümkündür. Bunun için geleceğimizin teminatı olan gençlerimize, Malazgirt’te, Miryokefalon’da, Çanakkale'de, Sakarya'da, Dumlupınar'da, Güneydoğu Anadolu bölgemiz başta olmak üzere 30 yılı aşkın bir süredir terör örgütlerine karşı ve 15 Temmuz hain darbe girişiminde de tüm Türkiye’de verilen mücadeleyi iyi anlatmalı, bu aziz vatan uğrunda gösterilen fedakârlığı öğretmeliyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle; Cumhuriyetimin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, vatanımız için canlarını hiç düşünmeden feda eden aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal etmiş kahraman gazilerimizi rahmet ve şükranla anıyor, hayatta olan gazilik mertebesi ile şereflenmiş gazilerimize de sağlıklı, uzun ömürler diliyorum.
Gazi Mustafa Kemal Paşa tarafından kazanılan büyük zaferler sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti şimdi bizlere emanet. Bizler de atalarımız gibi gözümüzü bile kırpmadan bu güzel vatanı bölmek isteyen bölücü terör örgütüne karşı vatanımızı böldürmemek için canımızı ortaya koyduk ve aynı kararlılıkla vatanımızı korumaya devam edeceğiz.
Değerli arkadaşlarım Kıymetli Gaziler; bizler, 3713 sayılı Terörle Mücadele kapsamında yaralanmış olan ancak yerli ve milli olmayan 1053 sayılı Nizamname nedeniyle Gazilik Haklarımız verilmeyen Mağdur Gazileriz.
Bu mağduriyetimizin giderilmesi için 2018 yılından itibaren bazı milletvekilleri tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine teklifler sunulmuş ancak tüm teklifler REDDEDİLMİŞTİR. Bu nedenle Gazilik Haklarımızı almak için bağımsız ve tarafsız Türk Mahkemelerinde dava açmaktan başka çare olmadığı artık kesin olarak ortaya çıkmıştır.
Nitekim birlikte çıkmış olduğumuz bu kutlu yolda şu ana kadar 45 kardeşimiz dava açarak Gazilik Haklarına kavuşmuştur.
Bizimle bu kutlu yola çıkan 400 kardeşimizin de Gazilik Haklarına kavuşmasına çok az kaldığını da buradan müjdelemek istiyoruz.
Bilindiği üzere 1053 sayılı Nizamnameye göre yaralanma derecesi istenilmeden kazandığımız emsal karara karşı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan itiraz sonrası istinaf mahkemesi tarafından kazandığımız emsal karar oy çokluğu ile bozulmuş, biz de istinaf mahkemesi kararına karşı Anayasa Mahkemesine başvuru yapmış bulunmaktayız.
Anayasa Mahkemesine yapmış olduğumuz başvuruya dair karar her an çıkabilir. Anayasa Mahkemesi tarafından olumlu bir karar geldiği anda DAVA AÇAN TÜM GAZİ KARDEŞLERİMİZ GAZİLİK HAKLARINA KAVUŞACAK.
Anayasa Mahkemesi kararından sonra gazilik ile ilgili kanunlarda değişiklik yapılarak gazilik davası açabilmek için zamanaşımı maddesi konulacağını ve böylece dava açmayan arkadaşların Anayasa Mahkemesi kararından sonra dava açamayacakları düşünülmektedir. Bu itibarla Anayasa Mahkemesinde bulunan başvurumuzdan yararlanabilmek için gazilik hakları için dava açılması gerekmektedir. Aksi takdirde dava açmayan kardeşlerimizin gazilik haklarına hiçbir zaman kavuşamayacaklarını tekrar hatırlatmak isteriz.
Tüm kardeşlerimizin Gazilik Haklarına kavuştuğu günlere ulaşmak duasıyla, 19 Eylül Gaziler Günümüzü kutluyor selam ve saygılarımızı sunuyoruz...