ALAN TURING KİMDİR?
Olağanüstü yetenekli bir matematikçi, mühendis, bilgisayar biliminin babası, kuramsal biyolog ve felsefe aşığı bir adam… O da tıpkı Ada Lovelace gibi dahi çocuk olarak doğdu.
Küçük bir çocukken çiçekleri izleyip zihninde bazı sonuçlara ulaşmıştı ama bunları ancak ilerleyen yaşlarında anlamlandırabilecekti. 1952’de morfogenez alanında yaptığı çalışmayla matematiksel biyolojinin doğumuna öncülük eden Alan Turing, Lovelace’ın hayalini hayata geçirip bilgisayar bilimini kurdu ve yapay zekâ çalışmaları için temel hazırladı.
ENİGMA MAKİNELERİNİN ŞİFRESİNİ KIRDI
İkinci Dünya Savaşında Almanların kullandığı Enigma makinesinin şifrelerini, Oxford ve Cambridge arasındaki Bletchley Park’ta, son derece gizli bir operasyonla kurulan şifre merkezinde, Bombe adlı sıra dışı makinesiyle kırmayı başaran bu genç dahi, böylece savaşın kazanılmasını sağladı. Bu sürprizle beklenenden erken sonlanan savaşta milyonlarca insanın da hayatını kurtarmış oluyordu.
ÇOCUKKEN İLERİ SEVİYE MATEMATİK PROBLEMLERİNİ ÇÖZÜYORDU
Çevresine neşe saçan biri olarak tanınan Turing, üstün matematiksel becerilerini ilgi duyduğu her konuya yöneltip, daha önce kimsenin akıl edemediği sonuçlara varabiliyordu. Küçük bir çocukken bile henüz okulda öğrenmediği ileri seviye matematik problemlerini kendi kendine çözdü.
‘BİR GÜN ÖYLE MAKİNELER YAPACAĞIZ Kİ…’
Ancak örneğin takvim gibi basit gündelik sistemleri anlamakta zorluk çektiği biliniyor. Zekâsı ve benzersiz fikirleriyle herkesi şaşırtan, en karmaşık problemleri bile sakin bir tavırla ele alıp parçalarına ayırarak inceleyen, sonunda mutlaka bir çözüm bulmayı başaran Turing, 1936’da bilgisayar bilimlerinin temeli sayılan “Hesaplanabilir Sayılar: Karar Verme Probleminin Bir Uygulaması” adlı felsefi makalesinde şöyle söylüyordu; “Bir gün öyle makineler yapacağız ki 0’lar ve 1’leri kullanan bu makineler, bizim çözebileceğimiz her türlü problemi çözüp, tüm hesaplamaları yapabilecek.”
Ergenlik döneminde Olimpiyatlara katılmak isteyen Turing, uzun mesafe koşabilen çok iyi bir atletti. Yatılı okula başlayacağı gün, genel grev yüzünden tren seferleri iptal olunca 97 kilometrelik yolculuğu bisikletiyle gerçekleştirdi. Hayatında her zaman “Asla pes etme!” düsturunu benimseyen matematikçi örneğin, Hesaplanabilir Sayılar makalesini yazdığı sırada Princeton Üniversitesi’nden matematikçi Alonzo Church’ün de benzer bir makale üzerinde çalıştığını ama henüz bunu yayımlamadığını duydu.
CHURCH-TURING TEZİ
Akıl hocası Max Newman aracılığıyla Church’e bir mektup göndererek, kabul ederse bir yıl boyunca onunla çalışmak istediğini söyledi. Church, Turing’in önerisini kabul etti ve makalesini duyurma konusunda ona yardımcı oldu. Her iki matematikçi de aslında olay yaratacak kadar iddialı bir konuya eğilmişlerdi ve belli olduğu üzere adını ilk duyuran kişi tarihe geçecekti. Ancak dostluklarını korumayı tercih edip, centilmence bir tavırla el ele vererek fikirlerini birleştirdiler. Bu çalışma Church-Turing Tezi olarak sunuldu. Hatta bahsi geçen makineye de Turing Makinesi adını uygun gördüler.
Eşcinsel olduğu için, tüm o olağanüstü başarılarına ve kurtardığı milyonlarca hayata rağmen hükümetin o sıralar yürüttüğü zorunlu tedaviye zorlanan Turing, ilaçların ağır yan etkileri ve hayatında oluşturduğu katlanılamaz değişimlere dayanamayıp kendisini siyanür zehirlenmesine maruz bırakarak hayatına son verdi.
60 yıl sonra, İngiliz hükümeti, kraliyet adına Turing’den özür dileyip itibarını iade etti ve ardından BBC tarafından “20. Yüzyılın En Önemli İnsanı” seçildi.