Yeni bir yıla girmek üzere olduğumuz şu günlerde bir yandan 2019 için değerlendirmeler, özetler yapılırken, diğer yandan da 2020 dilekleri, beklentileri ifade ediliyor. Büyük, küçük, kadın erkek herkesin 2020 yılı için beklentileri kişisel düzeyde birçok önemli, unsuru kapsayabilir. Ancak kendi adıma 2020 yılandan en büyük beklentim “Pozitif iletişimi -yeniden- kurmak ”tır.
Bir insanın doğduğu andan, hatta doğmadan önce annesiyle kurduğu bağ ile oluşan bilinçli, bilinçsiz ya da bilinçaltında yaptığı faaliyetlerden birisidir iletişim. Bilimsel olarak iletişim, alıcı ve verici arasında bir mesajın uygun bir araç ile iletilmesi ve mesaja dair kodların çözümlenmesiyle oluşan faaliyet şeklinde açıklanmaktadır. Bu faaliyette doğru ve anlamlı bir iletişim olabilmesi için alıcı ve vericinin aynı düzlemde (ortamda) olması ve ortamın da mümkün olduğunca engellerden (gürültü) arınmış olması, iletişimin sürekli olabilmesi için de daima bir geri bildirim (feedback) olması gözetilmektedir. Lineer yani doğrusal yaklaşımla anlatılmaya çalışılan Claude Shannon ve Warner Weaver’ın bu iletişim modeli kitle iletişimi ve günümüzdeki yığınsal iletişim (sosyal medya) şekliyle gelişmeler göstermiştir ancak her şeye rağmen ortam, gürültü ve feedback ile ilgili özellikler dönüşüm göstermesine rağmen iletişimdeki önem ve varlığını şiddetle korumaktadır.
İletişimin ayrıca en basit ayrımıyla sözlü, sözsüz, görüntülü, yazılı, dijital, kişisel, kitlesel şeklinde çeşitlerde olduğunu söyleyebiliriz. İletişimin hangi çeşidi, aracı ya da niteliği olursa olsun gürültü olarak adlandırılan ve iletişimin engellemesine neden olan unsurlar, fiziksel, psikolojik ve teknik olabilmektedir. Özellikle psikolojik olarak iletişimi etkileyen unsur olarak da, iletişimin tüm faktörlerinde bulunan “pozitif iletişim-negatif iletişim” ayrımıdır. Kısaca, “Şu sinir bozucu hareketi yapmasan olmaz değil mi?” şeklinde kurulan bir cümle yerine “Şu hareketinden vaz geçersen ne kadar iyi olur!” şeklinde kurulan bir cümlenin farkıdır pozitif-negatif iletişim farkı… Pozitif iletişimde, empati, nezaket ve tavsiye vardır. Negatif iletişimde ise, umutsuzluk, bencillik ve emretme eğilimi bulunmaktadır.
Geride bıraktığımız 2019 yılında, reklamdan, sinema filmlerine, pazarlama vaatlerinden, haber manşetlerine, kitap isimlerinden, şarkı sözlerine, kişisel beklentilerimizden, toplumsal duyarlılığı kapsayan konuların çeşidine kadar ne kadar çok alanda negatif iletişimlere maruz kaldığımızı düşünmeye ne dersiniz? Ya da kişisel ve toplumsal beklenti ve olumlu yaklaşımımızı sınırlayan ne çok mesajla yüz yüze kaldığımızı düşünmek ister misiniz?
Bir iletişimci olarak 2020 yılında pozitif iletişimi yeniden kurgulamak için çok basit ve pratik bir uygulama önerisi getirmek istiyorum: Her gün 100 olumlu kelimeyle o gün yaşadıklarımızı yazalım! Yani, yaşadığımız her ne olursa olsun, o günkü olayları negatif kelime kullanmadan yazalım! Göreceksiniz, nasıl her şeyi farklı bir gözle görmeye başlayacağız… Olayları pozitife çekmek için kelimelerle çaba sarf ederken, süreçlerdeki kişiler hakkında empati kurmayı başarıp, yaşadıklarımızın içerisinde olumlu şeyler bulmaya başlayacağımızı düşünüyorum… Bu bakış açısının kolektif bilince ve dünya enerjisine nasıl olumlu bir dönüşüm getireceğini hep birlikte göreceğimize eminim… Çünkü iletişimle başlar her şey ve iletişimle gelişir insanoğlu! Olumlu iletişim kurmak da en önemli anahtardır kişiler, hedef kitleler, toplumlar ve dünya için.
2020 yılının herkese mutluluk, sağlık, başarı, neşeli günler ve bol bol pozitif iletişim getirmesini diliyorum…