Bugün AK Parti’nin kuruluşunun 21. Yılı. Dile kolay, bizim için daha dün gibi. Yenilikçi hareketten itibaren bir gazeteci olarak tamamen içinde bulundum. Yakından takip ettim. Gördüklerim, yaşadıklarım, izlediklerim benim için sıradan şeyler gibi gelse de aradan 21 yıl geçince bugün bir tarihi değere dönüşüyor.
Kendimi bazen Hayali’nin ifade ettiği “Ol mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler.” gibi zannederim. Şahit olduğum gelişmeleri ve olayların öneminin farkına çok geç varırım. Bana sıradan, olağan gelişmeler gelir. Oysa bir tarihin yazılışına tanıklık ediyoruzdur aslında.
Bu açıdan bakınca AK Parti’nin kuruluşu ile birlikte 21 yıllık geçmişine yakından şahitlik eden ender isimler arasındayım. AK Parti’nin kuruluş öncesi ve sonrası şahit olduğumuz olaylar bugün kaleme alsak her halde okuyanların şaşkınlıktan dilleri tutulur. Fakat insan çoğu kez yaşadıklarını zamanında anlamlandıramıyor.
AK Parti’yi kuran kadroların önemli kısmını tanırım. İstisnasız kurucu kadronun kurmay ekibi ile gazeteci olarak ilişkilerimiz olmuştur. Bazıları ile uzun röportajlarımız tarihin arşivinde bulunuyor. Hatta evlerinde ağırlayanlar, evlerimizde ağırladıklarımız olmuştur.
28 Şubat sürecinin ardından yaşananlar önemli. Abdullah Gül’ün Başbakanlığı, Cumhurbaşkanlığı hikâyeleri ve bugünkü konumu ayrı. Bülent Arınç, Abdullatif Şener, Ahmet Davutoğlu hikâyeleri ayrı. Herhalde bugün yaşanan siyasi manzarayı özellikle AK Parti çerçevesinde benim bakış açımla değerlendirecek pek çıkmaz.
Gelinen noktada 21 yıl geride kalmıştır. AK Parti her açıdan kendini yenilemek zorundadır. 16 Nisan referandumu sonrası Tayyip beyin AK Parti’deki metal yorgunluğu tespiti ve buna karşı başlattığı yenileşme ve değişim kaldığı yerden devam etmelidir. Taban ve teşkilatlarda küskünler ordusu oluşturmadan yeniden yapılanmaya gitmek zorundadır.
Türkiye’nin 20 yıldır yaşadığı değişim farklı şartları ortaya çıkarmıştır. İnsanların beklentileri, toplumun beklentileri, ülkenin beklentileri de yaşanan değişme uygun değişmiştir. AK Parti bu beklentileri doğru okumalı, yapılan güzel işlerin getirdiği yeni sorunların çözümü doğru tespit edilmelidir.
AK Partinin varlığı ve geleceği halkın sorun ve beklentileri ile ülkenin - dünyanın yeni durumunu doğru okumasına bağlıdır.
AK Parti hızla günün şartlarının getirdiği temel sorunları belirlemelidir. Geçmişte yaptığı güzel işlerle öğünme dönemi kapanmıştır. Yapılan güzel işler aynı zamanda çözülmesi gereken problemleri de beraberinde getirmiştir. Mesela Osmangazi Köprüsü olmasaydı. Köprüden geçiş ücret problemi olmayacaktı. Ama oluyor. Bu probleme bigânekalınabilir mi?
Fakat unutulmamalıdır. Her seçim geleceğin planlamasıdır. Geçmişin muhasebesi değildir. Öyleyse seçmenin karşısına halkın beklentilerini karşılayacak projeler, çözüm yolları ile çıkmak zorunluluğu vardır.
Tekrarda fayda var. Kuruluşunun 21. Yılında AK Parti tıpkı 2002’de olduğu gibi bugünkü şartlar içinde halkın beklentilerine uygun şekilde kendini yenilemelidir. Bu fırsat kaçırılmamalıdır. Zaman çok daralmıştır. Dönüşü olmayan bir yola doğru hızla gidildiği bilinmelidir.
Not düşeyim 9 ay gibi kısa süre kalmış 2023 seçimlerinde Erdoğan ve AK Parti’nin kaderi bu değişim ve yenileşmeye de hayat pahalılığına bulunacak çare kadar ihtiyaçı vardır.
Aynı zamanda siyaset kurumuna güvenin artması değişim ve yenileşmenin gücüne bağlıdır.
Yeni bir yazıda buluşmak umudu ile…
Kalın sağlıcakla…