23 Nisan’a beş kala…

Emre Aygen

Emre AYGEN


23 Nisan günü, yüz yıl önce Gazi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları İstanbul’da İngilizler tarafından basılan Osmanlı İmparatorluğunun Meclisinden kaçan bazı Mebusları (Yani Milletvekillerinin) ki önemli bir bölümü Malta’ya sürülmüştü; Anadolu’ya geçerek Ankara’da Millet Meclisinin kurularak tüm dünyaya ilan edilmesinin günüdür.

Evet! Bu gerçekten de çok önemli bir olaydır. Fransa’nın Krala karşı yaşanan devrim, Rusya’da Çarlık yıkılarak Komünist bir yaşam gerçekleşirken Osmanlı İmparatorluğunda da bir şeyler oluyordu. Hani bugünlerde değişen dünyadan söz ediyoruz ya, yaşanmış bir yüzyılın değişimi tüm dünyaya örnek olarak görülecek bir devrim idi. 

Emperyalistler kendi aralarındaki üslup farklılıkları olmasına karşılık Anadolu ve yeni Türkiye’nin kimlerin katkıları ya da kimlerin ruhen ilkeleri çerçevesinde yer alınacağı her ne kadar İstanbul’a yerleşmelerine rağmen her an ellerinden kaybolacakları bir durumu da çoktan olaya vakıf olmuş durumdaydılar. 

Şimdi bu duruma bir nokta koyalım ve bir türlü nedenini anlayamadığım nedenlerden dolayı olayların gerçeklerini bazen yokmuş gibi veya öyle değil de şöyle diye bakarak hayatımızı sürdürdüğümüz yaşamımızda kendi milletimize bu olaylardan söz ederken hep kendi düşüncemiz ya da çıkarlarımız çerçevesinde bakmak trajedisini de hep çekiyoruz. 

Nedir bunlar? Esasında bu Gazetecilik mesleğine başladığım yıllarda kaldığım on beş senelik dönemde Avrupa ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşamıştım. Bu yakın tarihi derinlemesine çalışan akademisyenlerin araştırmalarını okudum. Onların değerlendirmeleri bize okullarda anlattıklarına pek benzemiyordu. Bir kere Gazi Mustafa Kemal Paşayı dahi olarak görmelerinin en büyük kanıtı tüm dünya ülkelerini çok iyi değerlendiriyor, üstüne üstlük kendi memleketini çok iyi bilerek nasıl davranılması konusunda tam bir devletler üstü bir liderdi. 

23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi nasıl kuruldu? Bunu araştırdığım akademik çalışmaların içinden çok önemli olayların nasıl cereyan ettiğini anlıyordum. İstanbul işgal altında idi. Sadrazam ve Nazırlar görevlerini sürdürmekte idi. Peki Osmanlı Meclisini Lord Curson ne diye basıp yamaladıkları Mebusları Malta’ya, Kıbrıs’a Mısır’a sürgün etmişti. Arkasındaki sebep neydi? 

İşte size nedenini derhal anlatayım. Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşını kaybettikten sonra geriye kalan toprakları Ateş Kes gereği belirlenmişti. Ne var ki, gelip ülkeler Ateş Kese rağmen geri kalan İmparatorluğunun eyaletlerinde kendilerine göre tehdit yerine koydukları nedenleri kullanarak istedikleri yerleri işgal ediyor ve asker çıkartıyorlardı. Osmanlı bunu durdurmak için Osmanlı Meclisinde en son alınan İmparatorluk nüfus seçim sonuçlarını göstererek eyaletlerin iç idaresinin çoğunluktaki toplumlar tarafından idaresine dair bir iç tüzük kararı çıkardılar. Nüfus sonucuna göre örneğin bir Eyalette çoğunluğun Türk Müslümanlar olması  savaşın galiplerinin o topraklarda yaşayan  Hristiyan ya da Musevi kulların itirazlarının dikkate alarak canı çektiği gibi işgal etme teşebbüsleri uluslar arası hukuka göre işgal etme sebebi yaratmanın fırsatlarını engellemiş oldu. Tabi ki, İngiltere Başbakanı bu iç tüzüğü görür görmez Osmanlı Meclisini İngiliz askerleri ile İstanbul’daki Osmanlı Meclisini bastırdı. İmparatorluğun hukuken durumunun kalkmadığı bir durumdu Gazi Mustafa Kemal Paşaya büyük bir koz vermiş de oldu. Bu kozun İngiltere’nin bilinçli olarak yaptığını, Ankara’ya gönderdiği Ajanları ile O’nu öldürmek için gösterdiği çabalar dikkate alınırsa hiç de öyle derdiği gibi değil. 

İşte biz bu olayları kendi çocuklarımıza anlatmıyoruz. Evet, İngiltere Kralı VIII. Edward İstanbul’da Mustafa Kemal Atatürk ile ziyaret etti ve ağırlandı. Bu ziyaret daha sonra İngiltere Kraliçesi ve Başbakanları ile de birçok Türk Politikacı ziyaret yaptı. Aradaki “nüans” farklılığını sizlere bırakıyorum. 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Atatürk’ümüzün büyük değerlerine bizlere anlatıldığı gibi değil ;ki vebali kendilerine aittir; gerçek dehasına hayran kalmak ve Korina-19 virüsünü atlattıktan sonra Anıt-Kabir’de önünde sevgiyle kavuşmak dileği ile. Sevgiyle, sağlıkla kamın!
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.