“24 NİSAN TÂZİYESİ” YANLIŞI / HRANT DİNK NE DİYORDU?

Kerime Yıldız

Fransa 24 Nisan’ı soykırım günü kabul ettiği zaman “Gözünüz Aydın Olsun, 24 Nisan’da Çanakkale Yerine ‘Soykırım’ Diyen Şakşakçılar!” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. 

24 Nisan 1915’de, tam Çanakkale Kara Savaşı öncesinde Ermeni komitecilerin ihâneti ortaya çıkmış ve tutuklanmışlardı. Çanakkale Kara Zaferi, bu isyanın bastırılmasıyla kazanıldı. Allah korusun, devlet bu tedbiri almasa Çanakkale cephesi, İstanbul’da fitili ateşlenen bir Ermeni isyânıyla çökecekti. Kısacası Osmanlı devleti, arkasını sağlama alarak Çanakkale’de olacak bir felâketi püskürttü. Çok ama çok büyük bir oyun bozuldu.

Prof. Dr. Yusuf Sarınay, Tehcir’in yapıldığı 27 Mayıs’ın değil de 24 Nisan’ın Ermeniler tarafından târihî “soykırım günü” kabul edilmesini şöyle açıklıyor:

“Hiç şüphesiz Ermenilerin 24 Nisan târihini ‘soykırım günü’ olarak ilan etmesinin temel sebebi, ülke içinde örgütlenmeyi sağlayan, yurt dışı bağlantıları ve işbirliğini yürüten lider kadronun bu târihte etkisiz hâle getirilmiş olmasıdır. Böylece amaçlarına ulaşma konusunda elebaşılık yapacak lider kadrodan büyük oranda yoksun kalan Ermeniler, bu durumu bir türlü kabullenememiş ve 24 Nisan’ı bütün dünyâda ‘soykırım günü’ olarak ilân ederek âdeta bir sanal bellek ve sunî bir târih yaratmışlardır. Ermenilerin 24 Nisan’ı, yâni kendilerini bağımsızlığa götüreceklerine inandıkları lider kadronun tutuklanmasını, tehcir olayından daha önemli görmeleri oldukça anlamlıdır.”

Türk târihine Fransız olan bizim akl-ı evvel soykırım şakşakçıları, bu oyunu göremediler. Bilerek veya bilmeyerek her 24 Nisan’da, Ermeni çetelerinin nisan 2015’deki ihânetini örtbas etmek isteyenlerin tetikçisi oldular.  

...........

Karar yazarı Hakan Albayrak, ABD’nin 24 Nisan’ı soykırım günü kabul etmesi üzerine 2 Kasım’da kaleme aldığı yazısında şöyle yazdı:

“Hrant Dink, Türkler Ermenilerin acısını paylaştıklarına dair bir işaret verdikleri takdirde bu durumu düzeltmenin kolaylaşacağı kanaatindeydi. Ne yazık ki öyle olmadı. ... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, her sene Ermenilerin mâtem gününde (24 Nisan) bir tâziye mesajı yayımlıyor. Bu gelenek 2014’te -Erdoğan başbakanken- başlamıştı. Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu ortaya koydu ve uzattığı elin tutulmasını bekliyor.”

Ne yazık ki öyle olmamışmış. Olmaz elbette! Baştan yanlış olan teklife elimizi uzatırsak kolumuzu isterler.

Albayrak, ertesi gün, yâni 3 Kasım’da Hrant Dink’in çözüm önerisini köşesine taşıdı. Fakat şu cümle eksikti:

“Bir Türkiye Ermenileri suskun kalır 24 Nisan’larda. 23 Nisan’ı birlikte kutladığımız gibi, 24 Nisan’ı da birlikte andığımız gün bu sorun, sorun olmaktan çıkacaktır.” (Agos-2004)

Bundan on yıl sonra 2014’de Başbakan Erdoğan 24 Nisan’da tâziye mesajı yayınladığında Ermenistanlı yönetmen Eric Nazarian, Agos gazetesinde yayınlanan mektubunda şöyle diyordu:

“24 Nisan, dünya genelindeki Ermeniler için bir anma ve düşünme günü. Bugün, yeni fikirler ortaya atan, kültürümüze etki etmiş, meşhur yazar, sanatçı, entelektüellerin susturulduğu gün. Kalemler kılıçlarla kesildi. Lakin barış için kullanılan kalemler yeniden doğrulacak ve aynı Hrant Dink’in bizlere öğrettiği gibi barış ve adâlet adına gerçeği haykıracak.”

Devlet adamlarımız ve yazarlarımız 24 Nisan hatâsından geri dönmedikçe soykırım tasarısını kabul eden devletlerin sayısı artacaktır.   

Barış ve adâlet adına gerçeği haykıracaksak, geçmişin muhâsebesini yapıp acıları paylaşacaksak, önce Ermeni isyanlarından başlayacağız. Liseliler bile Çanakkale cephesine giderken Van’da Ermeni çetelerinin katlettiği halkı anacağız. Sonra 23 Nisan‘ı kutlayacağız. 24-25 Nisan’da Çanakkale şehitlerini anacağız.

Bütün bunları yaptıktan sonra 27 Mayıs’da tehcirin acılarını konuşabiliriz.

 

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.