24 Nisan ve/veya Operasyon Nemesis!?

Cüneyt Şaşmaz
"Hiç kimse, duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz!"
Shakespeare
...
I. Dünya Savaşı'nda, Almanlar kaybettiği için kimler nasıl kaybetti?!
...
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da, TBMM Başkanlığına sözde "Ermeni Soykırımı"nın tanınması için bir kanun teklifi vermiş.
...
"Garo Paylan, I. ve II Dünya Savaşı'nda kaç milyon kişi öldü?" diye uzman sorusu sormayacağım!
Sarıkamış'ta donarak ölen askerlerimizden bahsetmeyeceğim!
"Bu vatan adına Çanakkale'de kaç Mehmetçik öldü biliyor musun?!" da demeyeceğim!
"Saddam'ın devrilmesinin ardından Irak'a getirilen yüksek demokrasi ortamında, kaç milyon insan öldürüldü haberin var mı Garo Paylan" diye ise hiç sormayacağım!
Neden, niçin, niye?!
Çünkü, Garo Paylan da, istihbaratın Alman kanadının yörüngesinde!
Yönlendirmesinde!
Başlangıçta Fransız, sonra Alman!
Garo Paylan gibiler, akıllarını da yüreklerini de Almanlar'a teslim etmişler, yüksek demokrasi adına ne derlerse onu yapıyorlar.
Otur otur, kalk kalk!
Tablo ortada:
Abdullah Gül fotoromanı, Hasan Cemal kitapları, Garo Paylan vs...
Ne de olsa herkes kendi işinde, geçim/haz derdinde!
Boğaz'da yalısı olmayanı dövüyorlar, devir bu devir!
AKP üzerinden "Firavun'un haz bahçesi"ne yüksek atlayan atlayana!
Her şey açık seçik ortada!
Topyekun ihanet!
Demem o ki:
Garo Paylan, dedesine de haksızlık ediyor!
Neden mi?!
Cevap ortada:
Dedesi de aynen kendisi gibi Alman yönlendirmesinde idi.
Aklını da vicdanını da Almanlar'a teslim etmişti.
Kuşaklardır ayakkabıcı olan ailesi, 1969'da Malatya'dan İstanbul'a göç etmiş ve kendisine dedesi Yemenici Garabet'in adının kısa hali olan Garo adını vermişti.
O dönemki, "Tehcir" kararını alan Almanlar, uygulayan ise Türkler'di!
Yani, o dönem devleti yönlendiren Almanlar'ın kararının uygulamıştı dedesi!
Almanlar o dönem müttefiğimiz oldukları için yaptıkları pek sırıtmadı!
Ne var ki, enerji bazlı dünyalar savaşında Alman'ın derdi ayrı İngiliz'inki aynı!
Aslında AKP, 2007 sonrası İngiliz ve Alman'da para var diye ABD'ye dirsek atıp, Rusya üzerinden ekseni Şark'a kaydırdı ama hikaye ortada!
Avrupa'da, "AB Projesi" üzerinden sırt sırta yaslı domino taşlarından kırıtan kırıtana, kötü yol'a düşen düşene!
Üflesen yıkılıyor.
Demem şu ki:
Turko Alman oldukları için sol ya da sağ farketmez, Garo Paylan gibiler materyal'isttirler.
Gördükleri yani "madde" üzerinden, gerçeğin resmini çizmeye çalışırlar.
Akılları da Alman'a teslim olduğu için Alman'ın gördüğü kadarını dahi göremezler.
Yaşamları da bu yüzden koca bir yanılgıdan öteye geçmez.
Hayatı yanılgılarla dolu bir adam Devlet'e yol göstermeye çalışıyor.
Kılavuz buysa, Karga'ya ne diye kızıyorlar?!
Misal, Garo Paylan, Hrant Dink suikasti bağlamında hiç şöyle düşünmüş müdür?!
2002 sonrasında ve/veya BOP operasyonu sürecinde, Almanya'da neden hiç saldırıya uğramadı?!
Çok demokrat olduğu için mi yoksa perde arkasında operasyonu yapan adreslerle uzlaşı içinde olduğu için mi?!
Avrupa'da herkes battığı halde, nasıl oluyorlar da Almanlar; I. ve II. Dünya Savaşı'nı kaybettikleri halde, bunca enkazın arasından, yine en zengin devlet olarak çıkmayı başarabilmişler?!
Çok çalışarak mı yoksa her devlet içindeki sizler gibi "avanak demokrat" ya da AKP & Gülen iktidarında olduğu gibi "rüşvetçi zayıf kişilikleri" keşfedip enerji yatakları, değerli maden, nakit merkezlerini değişik isimler adı altında ele geçirdikleri için olamaz mı?!
Almanlar, orduları olmadığı halde, nasıl bu kadar hızlı kalkındılar, soğuk savaş sonrası "Çek sendromu" modası Avrupa'ya hakim olurken, onlar ne diye Doğu Almanya'yı nakit para sayarak satın almışlar?!
"Soykırım" hayatın merkezinde ise İsrail'deki Yahudiler'e, Filistinliler'e uygulaması için Nazi taktiklerini kim öğretmiş?!
BOP operasyonu ve/veya Arap baharı sürecinde herkesin eline kan bulaşırken, Almanlar nasıl bu kadar temiz kalmayı başarabilmiş?!
Almanlar için "AB" adı altında ürettikleri, demokrasi ve finans kriterleri mi önemli yoksa enerjinin güvenliği mi?!
Avrupa Kömür Çelik Topluluğu size neyi hatırlatıyor, Maastricht kriterlerini mi?!
Hikaye, masal olamayacak kadar gerçek, hakiki!
Aynı zamanda oyun, çok sert!
Dünyada herkes insan haklarından, demokrasiden yana ise başta siz olmak üzere, jeep'e binen ha(z)cı ağır demokrat abilere sormak şart oldu:
Kürede şu an neyin kavgası yapılıyor, daha çok demokrasi mi yoksa eski/yeni enerji politikasının güvenliğinin mi?!
Ermeniler, 1915'te yaşananlardan çok rahatsız iseler Hocalı kimin işi?!
Demem o deme değil şu deme:
Sizde hiç utanmak diye bir duygu yok mudur?!
Yok ise bu yaştan sonra bize söyleyecek fazla söz bırakmıyorsunuz!
Alman'ın her yap dediğini yapmak zorunda mısınız?!
Misal, Üzeyir Garih, Neo Roma'da yaşanan iç savaş kapsamında, Mossad İngiliz tarafında idi, öldürüldü!
Garih, MHP kanadını tutuyordu, Erdoğan'ın Başbakanlığı'nın İsrail'i bölgede zora sokacağına inanıyordu!
Netice ortada!
İshak Alaton ise Mossad, Alman kanadında yaşıyordu!
Sabah akşam da Türkiye'ye küfrediyordu!
TESEV üzerinden Kemal Kılıçdaroğlu'nu o yönlendiriyordu, aynı zamanda Erdoğan'ın A Takımı içinde en baş köşede oturuyordu!
Gül/Erdoğan ayrışması bağlamında tek kelime etmiyor, edemiyordu, çünkü oyun'un devamını o da bilmiyordu!
"Yahudi paradoksu" diyelim!
Ortağının can düşmanı (Erdoğan, AKP) ile kol kola?!
Alman'ın oyun şekli bu!
Alman düşünen adam sevmez, kendisi adına istediği gibi konuşan "kurma bebek" adamları sever.
Şimdi çık içinden çıkabilirsen, düştüğün pisliğin içinden!
Sözün özü:
Alman İstihbaratı'nın temel operasyonel özelliği, "Tavşana kaç tazıya tut" demek!
Sonra da, Üzeyir Garih, Hrant Dink vb suikastler örneğinde olduğu gibi operasyonların ardından, bulanık su'da avanak demokrat avına çıkmak!
Bu noktada Garo Paylan gibiler karar vermeli, kendileri "Tavşan"pozisyonundalar mı yoksa "Tazı" mı?!
Çünkü ikisi de hızlı hayvan, iyi kaçıyorlar!
Bu satırları yazan faniyi soracak olursanız, Enerji bazlı Dünyalar Savaşı'nda biz "Alman"ı tutan el'iz!
Almanlar ise tavşan ve tazı ile oynamaya devam eden yüz yıllık eski hikaye!
İhtiyaç hasıl oldukça Alman'ı dürteriz, onlar da tavşan/tazı oyun'unu tekrarlar.
"Neden, bu iş bu kadar uzadı?" diye soracak olursanız, siz ve sizin gibi vatansızlar yüzünden!
Alman bu devlet'in çelik iradesine biat ederken, sizler Alman'a biat ettiniz, o yüzden hikaye uzadıkça uzadı!
Netice:
2002-2022 parantezi bağlamında, I. Dünya Savaşı rövanş HAARP'inin sonuna geldik.
Onun için Garo Paylan ve onun izinden gidenlere tavsiyem, Türk'ün uyarısını dinleyin:
"Garo Paylan o kadar koşturma!
Sonunu görmeyeceksin bu filmin, senden sonra da devam edecek çünkü..."
İngiliz & Alman arka planlı Abdullah Gül'ün hali ortada, dökülüyor!
Aynen bir kez daha çöken BOP operasyonu gibi!
Erdoğan deseniz, "Adam asmaca" oyununda spin üstüne spin attırıyor.
Timsahlı Havuz'da Gülen Camiası cıyaklıyor!
Hülasa, demem o ki:
Mahzende yeterince Alman var, (survive) avladık, ihtiyaç hasıl oldukça hayalarından sıkıyoruz, hemen İstiklal Marşı'nı yürekten okumaya başlıyorlar!
"Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!"
Andımızı da ezbere biliyorlar.
"Türk'üm..."
Almanların oyuncağı aynı zamanda bizim oyuncağımız!
Kaos'un matematiği çalışıyor!
Demem şu ki:
Bugünün hikayesi geçmişte yazıldı, yüksek demokrasi temalı büyük oyun'da "hakiki demokrasi" ile tanışmanıza şunun şurasında kaç gün kaldı ki?!
...
"Sevgili Helga,
Vuslat'a ermemize az kaldı.
Üstüne rahat birşeyler giy geliyorum.
Garo artık zararsız, istersen onu da yanımda getireyim, Harem'de nasılsa ona göre bir iş ayarlarsınız!"
...
Her yıl 24 Nisan’da, ya ABD Kongresi’nde başkan tarafından yapılan konuşmada, ya Avrupa Parlamenter Meclisinde ya da Avrupa Devletlerinin Parlamentosunda, "Sözde Ermeni Soykırımı" anısına bir kısım açıklamalar yapılıyor.
ABD Başkanı Biden, ilk kez 24 Nisan’ı geçen yıl soykırım olarak tanıdı ve resmen açıkladı.
Ezcümle:
Bu konuda geçmiş dönemlerde çok önemli uyarı yazıları yayınlamıştım.
Güzel ülkemizde de HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da, TBMM Başkanlığına sözde "Ermeni Soykırımı"nın tanınması için bir kanun teklifi vermiş.
Özellikle de emperyal güçler tarafından katledilen Uğur Mumcu'nun 1.4.1984'de Cumhuriyet Gazetesinde yazmış olduğu "GİZLİ BELGELER" başlıklı yazısını da okumanızı öneririm.
Ve...
Son olarak...
Garo Paylan, I. Dünya Savaşı sırasında Alman'dan yana saf tutan dedelerinin katilini aramakta kararlı ise İngiliz İstihbaratı'ndan katkı istesin.
Çünkü, operasyonu yapan adres 007'lerdi.
Bu noktada, tetikçinin kim olduğu çok önemli mi?!
Bu kapsamda, enerji bazlı neo kömür çelik savaşında, İngiliz ya da Alman'ın ve/veya Rus'un "demokrasi" çok z'ikindeydi!
Fahişe "fahişe"dir.
Siyaset fahişesi de olsa bir şey değişmez.
Ederinizi öderler, sonrada kullanır kullanır atarlar.
Demem o ki:
Hey?!
Cüneyt Şaşmaz

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.