Erkan Sevinç
Son çıkan iki kitabım var..Biri İzmir’in iş,sanat,kültür ve spor dünyasından 70 ismi anlattığım “70 Hayat”.. Diğeri sürekli affın gündemde olduğu cezaevlerinden bir kesiti yazdığım “28 Gün”.. Benim bu hafta sözünü edeceğim 28 gün ise İzban grevi ile ilgili.. Erdoğan’ın yetkisine dayanarak 60 gün ertelediği İzmir Banliyo Hattı’nda 28 gün devam eden grev. Bir aya yaklaşan sürede kentli tam anlamıyla perişan oldu. Okuluna giden çocuklar,işine giden insanlar sersefil vaziyette bu günleri yaşadılar. İzban belki ülkemizde iktidar muhalefet ortaklığının olduğu tek işletme.% 50 ortak olarak hizmeti yürütüyorlar. Greve giden işçilerin sadece gelir artışı değil çalışma koşullarına yönelikte istekleri vardı.
İzban ortakları anlaşma konusunda topu birbirlerine atmayı yeğlediler. Sendika başkanının da ifade etttiği gibi hem iktidar hem muhalefet bu grevi kullandı. Nasıl mı? İktidar cephesi İzmir’li sıkıntılar yaşayınca yıllardır alamadığı bu kentin belediye başkanlığını kazanmak için grevi bir fırsat olarak gördü. İsteselerdi grevin ertesi gün erteleme olurdu. Kulaklarının üstüne yatmayı yeğlediler. Muhalefet cephesi yani Aziz Kocaoğlu ise süren grevin tepki değil mağduriyet yaratacağını çok iyi biliyordu. Özel ortamlarda söylediği %30 a kadar yükselen işçi ücretleri sendikaya iletilmemişti bile. Metro ve Tramvayda bir günde çözümlenen toplu sözleşme görüşmeleri İzban’da bir adım ilerleyemiyordu. Ve Erdoğan aday tanıtımı için İzmir’e geldi. Bakmayın siz Kocaoğlu alanda karşılarken Erdoğan’a konudan söz etti diyenlere. Öyle bir görüşme olmadı. Ak Parti’nin İzmir adayı Nihat Zeybekçi aktardı durumu Cumhurbaşkanı’na. “Uzayan grev lehimize değil aleyhimize oluyor” diye. Ve grev ertelendi, başa dönüldü. Bunca çileden sonra insanın aklına Aziz Nesin’in meşhur “Biz bu boku niye yedik” fıkrası geliyor.
Köyün ağası traktörüne binmiş, kasabaya pazara gidiyor. Yolda köyün çobanı Mehmet’e rastlamış.. Mehmet yürüyerek gidiyor kasabaya.. Ağa Mehmet’i traktöre çağırmış.. Bir süre sonra, ağanın aklına bir muzırlık gelmiş, biraz eğlence olur diye düşünerek,traktörü durdurmuş ve Mehmet’e dönmüş. “ Ula memet” demiş “Şu yolun kenarındaki mayısı gördün mü?”.. Malum, köylük yerde hayvan bokuna “mayıs” denir.”He gördüm ağam” demiş Mehmet..Ağa devam etmiş “ Ula memet” demiş..
“Şu mayısı yersen bu traktörü sana veririm”
Mehmet şaşırmış, afallamış…İçinden “ yav” demiş..” Ömrü hayatımda böyle bir şeye sahip olamam.. Gözümü kapatıp yersem, bu traktörün sahibi olurum”..diye düşünerek “Olur ağam essah mı dediğin” diye ağanın teklifini garantiledikten sonra, traktörden inmiş, yolun kenarındaki mayısı bir çırpıda yutmuş…
Ağanın maksadı aslında Mehmet’le dalga geçmekmiş ama olanı biteni görünce o da şaşırmış ve sözünde durarak direksiyondan kalkıp traktörü Mehmet’e teslim etmiş.Akşama doğru işleri bitince köye dönerken traktörün yeni sahibi Mehmet, ağayı da alıp köye doğru yol almış ama ağanın da canı sıkkın, Mehmet’in de..Ağanın canı sıkkın çünkü biraz eğleneyim derken gül gibi traktörü çoban Mehmet’e kaptırmış.. Mehmet’in canı sıkkın..Çünkü mayısı yediği köyde duyulunca nasıl aşağılanacağı aklına geliyor..Bu düşüncelerle giderlerken, birden traktörü durdurmuş Mehmet ve ağaya dönerek “ Ağam bilirim ki senin de canın sıkkın benim de..Bak şu yolun kenarındaki mayısı görürsün..O mayısı yersen, traktörü geri sana veririm” demiş…Ağa zaten büyük pişmanlık içinde, içine oturmuş traktörün kaybı,hemen atlamış yola ve gözlerini kapatarak bir çırpıda yemiş mayısı…
Sonra direksiyondan Mehmet kalkmış,ağa oturmuş…
Köye yaklaşırlarken ağa Mehmet’e dönüp “ Ula memet, bu traktör kasabaya giderken benimdi değil mi”..”evet, senindi ağam” demiş Mehmet…
Ağa devam etmiş “ kasabadan dönerken de benim değil mi”..
Mehmet “senin ağam “ deyince ağa..
“Peki..o zaman Memet..biz bu boku niye yedik”
28 Gün öncesine döndüysek İzmir’liye bu eziyeti niye reva gördünüz ey siyasiler..
……………….
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü İzmir’de bir dizi etkinlikle kutlandı.Aynı gün tarım ve kooperatifçilik gününe de denk geldiği için Tarihi Havagazı Fabrikası’nda Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük bir kahvaltı verdi. Kahvaltıya 31 Mart’ta görevini bir başka CHP liye devretmesi beklenen Büyükşehir Belediye Başkanı da katıldı. Başkan Kocaoğlu İzmir Belediyesi’nin kentsel dönüşümde,ulaşımda ve tarımda yaptığı icatları anlattı. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı yurt dışında olduğu için basının sorunlarını Başkan Yardımcısı Dilek Gappi aktardı. Aslında bu yıl gazeteciler günü değil haftası oldu bir yerde. Çünkü sadece kahvaltıda değil birçok etkinlikte bir araya geldik. Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde karikatür ve fotoğraf sergileri, Hüsnü Arkan ve İdil Biret konserleri oldu.Tüm etkinliklerde İzmir Gazeteciler Cemiyeti işin içinde olduğu için yük Gappi’nin omuzlarına kalmıştı. Bu işin altından sevgili Dilek çok iyi kalktı,harika mesajlar verdi. Çalışan ya da günümüzdeki ifadesiyle çalışamayan gazeteciler günü bu yıl da böyle geçti.
Basın Öne Eğilmesin diyoruz..