Sevgili okuyucularım sizlere iyi bir Pazar günü geçirmenizi diliyorum, köşemden.
Geçtiğimiz hafta MANAS ve onun KİNİNDEN bahsetmiştim.
Hafta içinde bir anda POLONYANIN güneyinde, Minkowskie köyünde 18'inci yüzyıldan kalma bir sarayın etrafındaki arazideki 10 ton altının ikinci dünya harbinde NAZİ GENERALİ HENDRICH HİMLER ve ekibi tarafından bir tren içinde yer altında saklandığı ve artık bulunmasının an itibari olduğuna dair haberler çıktı.
Bu haberleri ODA TV haber ajansıda katıldı hatta gazeteci Sayın SONER YALÇIN ve CÜNEYT ÖZDEMİR beylerin 2006 yılında dizi olarak çektikleri benzer konu SAĞIR ODA ya atıf yaparak bu haberi verdi.
Bu dizi çekilirken sayın Soner Yalçın ve CÜNEYT ÖZDEMİR beyler bu dizinin sonunda TÜRK halkının tüm yastık altı birikimleri tehlikeye girebilir diye dizinin tanıtımını yapıyorlardı.
Geçen bir haber okuyorum ERZURUM BELEDİYE başkanı sayın MEHMET SEKMEN diyor hükümet öyle bir şey yapsın herkes yastığının altındaki ALTIN ziynetleri seçilmiş kuyumculara teslim etsin devlet bundan yararlansın, vatandaş ne zaman takacak düğünde dernekte gelsin kuyumcudan alsın taksın sonra geriye iade etsin bundan kazanç sağlasın.
Aklıma hemen sayın YALÇIN ile sayın ÖZDEMİR geldi.
2006 yılında SAĞIR ODA dizisi başlamadan evvel suyun altında çok ciddi bir mücadele vardı, o zamanda bu POLONYADAKİ altın yüklü tren haberi yapılıyordu.
Bizde büyük gazeteler başlık atıyor İstanbul zeytin burnu EBK(ET BALIK KURUMU) arazisinde 20 ton gömülü Nazi altını var burası kazılacak ve bu çıkartılacak ekibin başında bir emekli albay olduğu basında söyleniyor ama her şey altı boş çıkıyordu.
Ama ET BALIK KURUMUNUN tam karşısında UKRAYNA bandıralı bir kuru yük gemisine şamandra durumunda bizim İDO(İSTANBUL DENİZ OTOBÜSLERİ) göbekten çarpıyor, o günlerde UKRAYNA gizli servisinin rahat faaliyetleri dikkat çekiyor ve ciddi şüpheli suçlar gerçekleşiyordu.
İstihbarat servislerinin en büyük çalışmalarından biride BALON operasyonlar düzenleyerek diğer ilgili konuların üstünde ÖRTÜ sağlamak kamufle etmektir.
Geçen haftaki POLANYADAKİ NAZİ altınları konusu için ŞALOM gazetesi şunu söylemiş yıllardır süren bu haberin aslı astarı çıkmamıştır, gelişmiş makinalarla aranıyor bir türlü bulunamıyor, iğne aranmıyor koca bir tren aranıyor.
Geçen hafta bu haberlerin patlaması Polonya ile ilgili bizde çok uzun yıllardır bedavadan güç sahibi olmuş kimselerin yine NATO istihbarat servislerine haber uçurarak Polonya ve Avrupa’da bu haber yapılarak adeta başka konulara örtü yapılması ricası bulunulmuştur.
Çocukluğumdan beri etrafımda hep statü sahibi olmak istemiş ANADOLU insanına rastlamışımdır.
Geçen bir gazetenin genel yayın yönetmeni ile sosyal medyada sohbet ediyoruz.
Ona şunu söyledim İNGİLTERE de belirli unvanları para ile satın alabiliyorsun, ama hepsini değil bir yere kadar.
Kent düklüğünü almış tanıdığım insanlar vardı, ama AVRUPA içindeki asalet unvanlarını satın alamazsın.
Moskova’da bir ikinci dünya harbinin zaferinin kutlamaları yapılırken merhum NAZIM HİKMET general Vyaçeslav Mihayloviç Molotov ‘a ben size bir ikinci dünya harbi destanı yazayım demiş.
General Molotof elinde votka kadehi merhum NAZIM HİKMET beye şunu söylemiş yüzüne.
Siz o şartları o günleri bizzat yaşamadınız bunun için destan yazacaksınız.
Rahmetli 9.Cumhurbaşkanımız SÜLEYMAN DEMİREL beye köşke bir zatı muhterem çıkıyor ve şöyle diyor arabayı sürücü gitti duvara vurdu. Sürücüye verip veriştiriyorlar.
Rahmetli Demirel biraz canı sıkkın şöyle söylüyor siz arabaya sürücüye kızacağınıza bu arabayı sürücüye kim verdi ona kızın. Acemi adama araba verdiği için.
Bu konularla ilgili derin yapılar sıkıntı duydukları zaman kendi bekalarından yaptıkları en hızlı şey basın, medya üstünden psikolojik harp faaliyeti ile gerçeğin üstünü kapatmak.
Polonya, Çekoslovakya, Ukrayna dedin mi hemen anlarız kimlerin arka planda olduğunu.
SAYGILARIMLA,
ALP TUFAN.