Prof. Dr. Ahmet Akın'ın açıklaması şu şekilde:
Bir konferansta bana daha önceden çocuklarının eşcinsellik eğiliminde olduğunu ve cinsiyet değiştirme sürecinde bulunduğunu yazan ailelerin sayısına dayanarak vermiş olduğum tahmini rakamlar üzerinden bu sosyal olgunun önemsizleştirilmesini üzülerek gözlemliyorum. Ben bu konuyu dert edinmiş bir akademisyen olarak söylediğim 4000 sayısı yalnız cinsiyet değiştirmek için bekleyenler değildir. Özellikle dikkat çekmek istediğim, cinsel karmaşa yaşayanları da içine alarak bu sayıyı belirttim. Ayrıca konferansta verdiğim 12 ve 19 arası cinsiyet değişiminden kastettiğim de şu
şekildedir.
Bilinen bir gerçektir ki, Dünya Sağlık Örgütü 18 yaş altındaki yönelimleri hastalık kabul ederken 18 yaş üstündekileri de yönelim olarak değerlendirir. Zaten 18 yaştan önce trans ameliyatları mümkün değildir. 15- 18 yaş arasında yaşanan cinsel karmaşa gender confusion sıklıkla karşılaşılan bir durum olmuştur. Sonuç olarak bu sıkıntıları yaşayan ergen veya genç gittiği birçok psikiyatrist veya psikolog tarafından terapiler ile yöneldiği cinsiyete dönmesi için ruhsal olarak hazırlanıyor. Bu birey için sonraki süreç hormon yüklenilip heyet kararına göre trans ameliyatının gerçekleşmesi sağlanıyor.
Yaşın 24 veya 25 yaşlara sarktığını dile getirmek olayı küçültmeye çalışmak çok vahimdir. İmkanı
olanlar bunları yurt dışında zaten gerçekleştiriyor. Son zamanlarda etrafımızda şahit olduklarımız, bize
başvuran vaka sayısı küçümsenecek minimize edilecek durumda değildir. Yani verdiğim sayı tüm bu
sorunları yaşayan ergen veya gençleri içerir. Ayrıca sorun cinsiyet değiştirme ameliyatı sürecine giren
gençler üzerinden değerlendirilirse büyük bir hata yapılır ve vebal alınır.
Zaten 11,12,13…17 yaş aralığında üniversite hastanelerine, devlet, araştırma hastanelerine, özel
hastanelere, özel muayenehanelere baş vurup çare bekleyen bir çok aile var. Pandemi ile artan bu
vakaların sayısını tespit etmekte zorlanıyoruz.
Zaten birçok kurum ve hekim lobinin korkusu ile çekinik durumda. Bazıları da onlara hizmet ediyor.
Multidisipliner yaklaşımı ne yazık ki çoğu kimse sergileyemiyor. Dünya bu konuda çalışılmasına izin
vermiyor.
Zeynep Kamil in bir branş hastanesi olduğu tabi ki herkes tarafından bilinmektedir. Ama orada
gerçekleşen rahim ve yumurtalık alma ameliyatlarını görmezden gelemeyiz. Mastektomi
ameliyatlarının yapılmaması işi küçültmez.
Cerrahpaşa ya sorulmuş 10 yılda 1000 civarı denmiş. Bu sayıyı biz de biliyoruz. Ama bu yetişkin
başvurusudur. Çocuk psikiyatrisinin eklenmiş hali olmadığı gibi çocuk yaşların eklendiği ve diğer
hastaneler ve özeller ile birleştiğinde durum vahimdir. İsmini vermek istemediğimiz bir üniversite de
her üç günde bir veya haftada iki veya üç vaka gelmesi bazen üst üstte gelmesi olayın son halidir. Yani
intihar noktasına gelmiş v.s Özeller yine bilinmemekte.
Ameliyatları Endokrinciler tabii ki yapmaz ama hormon ve metabolizmada endokologlar ile ortak
düzenlenmektedir. Yani heyetin içindedir.
Konferasta benim vermek istediğim, olayın vahimliği tespiti doğrultusunda bir feryattır.
Kimse bu feryadı tezyif( küçümseme, değersisleştirme ) veya takbih (ayıplama kabahat yükleme)
hakkına sahip değildir.