Olay, geçen Pazar günü Etiler Mahallesi Kıbrıs Caddesi üzerindeki bir apartman dairesinde meydana geldi. Bir apartmanın 3’üncü katında oturan Hacer Başkaya (26) ile eşi Sezer Başkaya (29) arasında henüz belirlenemeyen nedenle tartışma çıktı.
Tartışmanın büyümesi üzerine Sezer Başkaya, eşini 4 yaşındaki oğlu H.M.B.’nin gözü önünde ekmek bıçağıyla boğazından defalarca bıçaklayarak yaraladı. Talihsiz kadın, kaldırıldığı hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Gözaltına alınan cani adam ise sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
"BU NORMAL BİR ÖLÜM DEĞİL, VAHŞİCE KATLEDİLİYOR"
Sanayi Mahallesi’ndeki evlerinde gelen taziyeleri kabul eden aile bireyleri de, zanlının idam cezasına çarptırılmasını istedi. Hala olayın şokunu atlatamadıklarını söyleyen acılı baba Erdoğan Köksoy, “Konuşacak herhangi bir şey bulamıyorum. Hala titriyorum. Adeta bir volkan gibi içim yanıyor, kaynıyor durmadan. İki kelimeyi bir araya getiremiyorum. Benim ciğerim yanmış, parçalanmış, bitmiş. Kol kanat kalmamış bende, kırılmış. Bu normal bir ölüm değil, vahşice katlediliyor. Bir tane bıçak değil 51 tane bıçak darbesi. Tutup da sokaktaki hayvana bile bir tane vuramıyorsun. İnsana 51 tane darbe. Bu vahşilik resmen başka bir şey değil. Bunun karşılığında ne yapılması gerekiyor? Bugün benim çocuğum, yarın öbürünün, ertesi gün öbürünün. Ben idam istiyorum. İdam etmiyorlar ise kızımı canlıca getirip bana versinler. Bugün Hacer biter Ayşe olur, Ayşe biter Fatma’ya olacak” dedi.
"BEN İDAM İSTİYORUM"
Cinayetin vahşice işlendiğini anlatan abla Fadime Kılınç ise, “Kız kardeşimi biz halası ve kuzenleriyle yıkadık. Sağlam hiçbir yeri yok. Ben idam istiyorum. Gelsin o idam. Kolay mı bu böyle? Biz tek tek parmaklarını sardık, parmaklarına tek tek pamuk sardık. Çünkü kanı dinmedi. Bir bıçak darbesi deniliyor öyle değil. 51 tane, darp hariç. Gözünü patlatmış kardeşimin. Vücudundaki morluklar benim gözümün önünden gitmiyor. Biz kardeşimi o şekilde yıkadık. Benim kardeşim de bir çocuk annesi. Hiçbirimiz gözümüzü kapatıp uyuyamıyoruz, ben vicdanen rahatsız oluyorum. Keşke o an ben de olsaydım. Beni de öldüreceğini bilsem elinden alırdım. Dışarıda bir hayvana bir şey olsa hepimiz ayaklanıyoruz. Benim için onlar da çok değer tabii. Ama o da bir insan. Her şeyden öte anne. En basiti bir anne” ifadelerini kullandı.
"DAHA KAÇ HACER ÖLSÜN?"
Kız kardeşinin vücudunda bıçak izlerinin yanı sıra darp izlerinin de olduğunu ileri süren Kılınç, “Hepimizin ciğerini yaktı, Allah da onun ciğerini yaksın. Bir saatte olan bir olay değil. Bir saat bile olsa 51 bıçak ve o kadar darp olabilir mi? Bıçağı unuttuk darbeleri düşünüyoruz. O kadar çok darp var ki. Ben kardeşimi gördüğümde tanıyamadım. Öyle bir vücut yok. Tırnak budamak ne demek? Ama bu can havliyle olan bir şey değil. 10 parmağı var 10’u da kesilmiş. Neyin hırsı, neyin intikamını almış? Hep sol taraftan vurmuş. Kardeşimin sol tarafında yer yok. Ben idam istiyorum. Bu 51 bıçak darbesi. Daha kaç bıçak darbesi istiyorlar? Daha kaç Hacer ölsün? Kaç tane daha Hacer bekleniyor? Cinnet geçirdi deniyor, öyle olsa çocuğu ve anneyi de kesmesi lazımdı. Adam planlı projeli kesim yapmış. Ben öyle bir ölüm görmedim. Bu nasıl bir vahşet? Ben üç gündür yarı uyanık geziyorum ben kardeşi olmama rağmen. Babası, annesi ve çocuğu ne durumda?” diye konuştu.
26 yaşındaki kızını toprağa vermenin üzüntüsünü yaşayan Anne Zeynep Köksoy da idam cezasıyla acılarının hafifleyeceğini kaydetti.