Koton son dönemde önemli sıkıntılar yaşıyor. Sermaye artırımı sonrası borçlarını kapatamayan şirketin kurucusu Yılmaz Ailesi' Nisan ayındaki genel kurulda şirketten ayrılmıştı. İşlerin daha da kötüye gitmesi üzerine ailenin önemli isimleri Mayıs ayında yeniden eski görevlerine dönmüştü.
Borç yeniden yapılandırmasını Dünya’dan Yener karadeniz'e değerlendiren Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, geçtiğimiz ay 200 milyon TL'lik sermaye artışına gittiklerini, mevcut borçları yapılandırdıklarını ve artık önlerini daha iyi gördüklerini söyledi.
“Salgın yayılınca çalışanlarımız ve toplum sağlığını korumak için dünyada ve Türkiye'de bulunan 510 mağazamızın tümünü yaklaşık 2 ay boyunca kapattık. Yaklaşık 800 milyon TL'lik bir ciro kaybımız oldu. Buna rağmen çalışanlarımızı koruduk ve kimseyi işten çıkarmadık" diyen Yılmaz, kreditör bankalarla yeni bir kredi için anlaştıklarını söyledi.
İŞTE O HABER
İstanbul Kuzguncuk’ta 1988’de temeli atılan ve bugün Türkiye’nin yanı sıra dünyada 30’a yakın ülkede 510 mağazaya ulaşan Koton, son aylarda içinde bulunduğu finansal zorluklar ile gündemdeydi. Nisan ayında gerçekleştirilen genel kurulda markanın kurucuları Yılmaz Ailesi’nin yönetim kurulundan ayrılması ve Mayıs ayında yeniden eski görevlerine dönmesi ise marka ile ilgili merakı iyice artırmıştı.
Perakende dünyasında yıllarca örnek girişim olarak gösterilen şirketteki gelişmeleri, Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz’a sorduk. Yaşanan süreçleri, yeniden yapılanma ile birlikte gelecek planlarını Dünya Gazetesi’ne değerlendiren Koton Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, geçtiğimiz ay 200 milyon TL’lik sermaye artışına gittiklerini, mevcut borçları yapılandırdıklarını ve artık önlerini daha iyi gördüklerini söyledi. Yılmaz, Koton’u bir üst lige çıkarmayı hedeflediklerini belirtti.
2019’da 3.9 milyar TL ciro
Peki Koton’da neler oldu, bu sürece nasıl gelindi? Yılmaz Yılmaz, 2019’un kendileri için iyi bir yıl olduğunu söyledi. Yılı yüzde 10 büyüme ve 3.9 milyar TL’lik ciro ile kapattıklarını anlatan Yılmaz, üstelik 500 milyon TL’lik de sermaye artışı yaptıklarını anlattı. Şubat sonu itibariyle net borç/EBITDA oranında 2.5 gibi oldukça düşük bir seviyeye indiklerini söyleyen Yılmaz, bu dönemde şirkete giren nakdi ödemelerde kullandıklarını, ardından yeni kaynak sağlamak için de bankalarla görüşmeler yaptıklarını anlattı. Görüşmelerin sürdüğü sürede ise koronavirüs krizinin başladığını ve salgın ile birlikte rüzgar tersine estiğini ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti: “Mart ayı ile birlikte cirolarımız olması gerekenin yarısından bile geride kaldı. Salgın yayılınca çalışanlarımız ve toplum sağlığını korumak için dünyada ve Türkiye’de bulunan 510 mağazamızın tümünü yaklaşık 2 ay boyunca kapattık. Yaklaşık 800 milyon TL’lik bir ciro kaybımız oldu. Buna rağmen çalışanlarımızı koruduk ve kimseyi işten çıkarmadık.”
Borçlarda yapılandırmaya gitti
Ticaret Sicil Gazetesi’nde yer alan bilgilere göre Nisan ayında Koton’da genel kurul gerçekleştirildi ve markanın kurucuları Yılmaz Yılmaz ve eşi Gülden Yılmaz yönetim kurulundan ayrıldı. Mayıs ayında ise Yılmaz Ailesi yeniden eski görevlerine döndü. Yılmaz Yılmaz, bu dönemde bankalar ile görüşmeler yürüttüklerini ve borçlarda yapılandırmaya gittiklerini anlattı. Ardında da 200 milyon TL’lik sermaye artışı gerçekleştirdiklerini belirten Yılmaz, “Koronavirüs sonrası markalar çok daha sofistike olmak zorunda. Bu nedenle 200 milyon TL daha sermaye artışı yaptık. Kreditör bankalarımızla da yeni bir kredi için anlaştık. Mevcut kredilerimizi yapılandırdık ve finansal anlamda yeni döneme hazırlığımızı tamamladık. Şimdi daha fazla önümüzü görüyoruz. Tedarikçilerimizin sorunlarını çözüyoruz. Amacımız bu süreçten bütün tedarikçilerimizin sağlığını koruyarak ve güçlenerek çıkmak. Bu süreçten çalışan sayımızı koruyarak çıkmayı amaçlıyoruz. Büyük hacimlere sahip mağazalarımız ve marka algımız en büyük avantajımız” diye konuştu.
Yeni perakende ortaya çıkıyor
Koton, aşamalı normalleşme döneminde 15 Mayıs’tan itibaren mağazaları açmaya başladı ve şu anda Türkiye ve dünyadaki yaklaşık 430 mağaza ile hizmet vermeye devam ediyor. Mağazalarda dezenfeksiyon, ateş ölçme ve maske gibi tüm tedbirlerin alınmış vaziyette. Bu döneme ilişkin gözlemlerini de paylaşan Yılmaz Yılmaz, “Satın alma eğilimleri batıdaki ülkelerde daha düşük iken doğuya doğru artıyor. Örneğin; Hırvatistan’daki mağazamız geçen yılın yarısı gibi bir ciro yaparken Sırbistan mağazalarımız geçen yılın yüzde 10 üstünde. Kazakistan mağazalarımız ise geçen yılın yüzde 30 üzerinde. Türkiye’de ise İstanbul, İzmir gibi batıdaki kentlerde cirolar geçen yılın çok altında iken doğu bölgelerindeki mağazalarımız açılıştan itibaren geçen yıla yakın cirolar yapıyorlar. Müşteri dahil her şey normdan koptu, her şey yeniden oluşuyor ve yeni bir perakende ortaya çıkıyor” dedi.
E-ticaret satışları 2.5 kat arttı
Mağazaların kapalı kaldığı dönemde satışlara e-ticaret kanalı üzerinden devam eden Koton, bu kanaldaki satışlarını 2,5 kat artırdı. Yılmaz, “E-ticaret bir anlamda can suyu oldu ancak yine de mağaza satışlarının yerini tutmadı. Diğer taraftan Türkiye’deki kargo altyapısı henüz bu boyuttaki bir e-ticaret faaliyetine tam anlamıyla hazır değil. Kargo ve teslimat altyapılarının gözden geçirilmesi ve büyüyen taleplere göre yeni yatırımlar yapılması gerektiğini gözlemledik. Koton olarak Türkiye, Rusya ve Fas üzerinden Afrika’ya ve Kazakistan’a e-ticaretle ulaşabiliyoruz. Önümüzdeki kış da Polonya’da tutacağımız stoklarla Batı Avrupa’da öncelikle Almanya merkezli olarak e-ticaret sitemizi devreye alacağız. Dijitalleşme yatırımlarımıza devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Dönüşüm için iki önemli eksen!
Yılmaz Yılmaz, Koton olarak pandemi döneminde değişimleri yakından takip ettiklerini ve dönüşüm için iki önemli eksen belirlediklerini anlattı. Bunları, dijital dönüşüm ve sürdürülebilirlik diye sıralayan Yılmaz, “Pandemi moda endüstrisine değer zincirini yeniden şekillendirme fırsatı sunuyor.
Moda sektöründe kaçınılmaz dijital dönüşüm, daha hızlı fast fashion, mevsimsel olmayan tasarım ve toptan satışın azalması gibi değişimler olacağını zaten pandemiden önce tüketicide bulunan radikal şeffaflık ve sürdürülebilirlik taleplerinin çok daha fazla güçleneceğini öngörüyoruz. ‘Tüketim karantinası’, çevreyi kirleten iş modellerine karşı antipatiyi hızlandıracaktır. Sürdürülebilirlikte çalışmalarımızın temeline saygı kavramını yerleştirdik. İnsana, doğaya, topluma, çalışanlarımıza, tedarikçilerimize, tüm paydaşlarımıza saygı duyan bir anlayışı tüm iş süreçlerimizin merkezinde görüyoruz. Yeni perakendenin yaratacağı yeni fırsatlara odaklı yola devam ediyoruz. Amacımız Koton'u dünyada bir üst lige taşımak” diye konuştu.