CHP Genel Başkan Yardımcısı Adıgüzel, Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2020 yılı içinde Dijital Hizmet Vergisi kapsamında 951 milyon 847 bin TL gelir elde edildiğini söyledi. Yazılı açıklama yapan Adıgüzel, 2020 yılı Merkezi Bütçe Gelirleri kapsamında nisan ayında 67 milyon 627 bin, mayıs ayında 73 milyon 144 bin, haziran ayında 169 milyon 502 bin, temmuz ayında 105 milyon 529 bin, ağustos ayında 137 milyon 832 bin, eylül ayında 102 milyon 11 bin TL, ekim ayında 144 milyon 191 bin TL, kasım ayında 152 milyon 11 bin TL dijital hizmet vergisinin toplandığını açıkladı.
TEMEL KAYGI SANSÜR
CHP İstanbul Milletvekili Adıgüzel, “İktidar bir taraftan tartışmalı sosyal medya düzenlemesinin bir sonucu olarak sosyal medya platformlarına cezai işlem uygularken, diğer taraftan dijital hizmet sunan platformlardan vergi toplamaya devam ediyor ki zaten olması gereken de bu verginin toplanmasıdır” dedi. Adıgüzel’in konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklama şöyle:
“Bilindiği üzere dijital hizmet vergisi son yıllarda birçok ülke tarafından kabul görülüyor, bu konuda uluslararası bir mevzuatın oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapılıyor. Fransa, İngiltere gibi ülkeler dijital hizmetleri vergilendirmeye başlayan ülkelerin başında geliyor. Türkiye de bu konuda adım atan ülkelerin başında, örneğin bizde uygulanan dijital hizmet vergisi oranı, diğer ülkelere kıyasla da hayli yüksek. Bu oran Fransa’da yüzde 3, İngiltere’de yüzde 2, Türkiye’de ise yüzde 7,5. Ancak burada sorgulanması gereken asıl konu, hatırlanacağı üzere iktidarın sosyal medya düzenlemesini meşrulaştırmak için başvurduğu dayanaklardan biri dijital platformların vergi vermemesiydi. Ama görülüyor ki dijital platformların vergi ödemeyle ilgili bir itirazları yok.
“CİDDİ KISITLAMALAR YAŞANACAK”
İktidar sopa göstererek sosyal medya platformlarını sindirip kontrol altına alacağını sandı. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Facebook, Twitter gibi platformlar bugüne kadar temsilci atamadı. Yalnızca Youtube temsilci atayacağını açıkladı. Bununla birlikte platformlara bugüne kadar 40’ar milyon para cezası kesildi, şimdi sırada reklam yasağı, bant genişliğinin ilk önce yüzde 50 oranında daha sonra ise yüzde 90 oranında daraltılması yaptırımları var. Bant genişliğinin yüzde 90 oranında daraltılması demekse özetle o sosyal medya platformuna erişimin sağlanamaması demektir. Bakan’ın bile istifasını duyurmak için sosyal medyaya ihtiyaç duyduğu bir Türkiye’de, sosyal medya platformlarının kullanılmaz hale getirilmesi vatandaşın son haber kaynağının da ortadan kaldırılması demektir. Muhalefetin tüm itirazlarına rağmen, olgunlaştırılmadan ve sonraki adımları düşünülmeden Meclis’ten geçirilen Sosyal Medya Düzenlemesi ile ilgili çok geç olmadan gerekli adımların atılması şarttır. Aksi takdirde, mevcut takvime göre, nisan, mayıs ayında temsilci atamayan platformlar kullanılamaz hale gelecek, ciddi kısıtlamalar yaşanacaktır.”