Yabancı yatırımcıların yılbaşından bu yana 6.5 milyar dolarlık devlet tahvili sattığına dikkat çeken Aktaş, bunları kamu bankalarının aldığını belirtti. Aktaş, “Yabancı böylesine yüklü satışa girişmişken kamu bankaları alıcı olarak piyasaya girmeseydi bu kağıtlarda arz-talep dengesi arz lehine bozulur, kağıt fiyatları geriler ve dolayısıyla faiz fırlayıp giderdi. Yabancı elindeki kağıdı satmak istedikçe alıcı çıkmadığı sürece fiyatı aşağı çekecek ve bu da faizin tırmanmasına yol açacaktı. İşte kamu bankaları eliyle bunun önüne geçilmiş oldu” dedi.
Alaattin Aktaş, yabancıların sattığı hisse senetlerini alanların ise küçük yatırımcılar olmadığını belirterek, “Bazı bankalar alım yapıyor olabilir. Şirketler kendi hisse senetlerini fiyat daha da düşmesin diye almış olabilir. Belki bazı fonlar piyasaya girmiştir, o da olabilir. Zaten ağırlıklı görüş de bu yönde” değerlendirmesi yaptı.
Bu kadar dövizi nasıl bulacağız?
Yabancının Türkiye’den çıkmasının döviz talep etmesi demek olduğunu da belirten Aktaş, “Biz bu kadar dövizi nasıl bulacağız?” diye sorup şu yanıtı verdi: “Mart ayındaki döviz ihtiyacını karşılamak için Merkez Bankası rezervinden tam 16.6 milyar dolar kullanmak gerekmişti. Bu tutarın önemli bir kısmı yabancı çıkışına gitmişti. Merkez Bankası’nın rezervi öyle her ay bu düzeye yakın tutarda döviz kullanmaya elverecek güçte değil. Bakmayın son dönemde dövizin düşüyor olmasına. Bazı ülkelerle swap anlaşmaları yapacağız, oradan döviz gelecek, rezervimiz güçlenecek. Bu beklenti kurun düşmesini sağlıyor…”