Trump yönetimi Çin’e yönelik sert tavrını, iki ülke arasında görüş ayrılığına yol açan en hassas bölgesel konuya da taşıyarak Pekin’in Güney Çin Denizi’ndeki egemenlik hakkını reddetti. Pekin ise Washington’u uluslararası hukuku kasıtlı olarak çarpıtmakla suçladı.
Amerikan yönetiminin bu adımı, Corona virüsü salgınıyla mücadelede eleştirilen Başkan Donald Trump’ın 2020 başkanlık seçimi öncesinde Çin’e yönelik tavrını sertleştirdiği ve Demokrat rakibi Joe Biden’ı Çin konusunda zayıf olarak göstermeye çalıştığı döneme rastladı.
Amerika bugüne kadar Güney Çin Denizi’nde Pekin ve komşuları arasında yaşanan anlaşmazlıkların Birleşmiş Milletler’in desteklediği tahkim üzerinden barışçı bir şekilde çözülmesinden yanaydı. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Pazartesi günü yaptığı yazılı açıklamada, Çin’in uluslararası olarak tanınan kıta sahanlığı dışında kalan neredeyse tüm egemenlik hakkı iddialarını artık gayrimeşru gördüklerini belirtti.
Amerika’nın politikasındaki bu değişiklik deniz seviyesi üzerinde kalan toprak anlaşmazlıklarını kapsamıyor.
Pompeo: ‘’Dünya Pekin’in Güney Çin Denizi’ne denizcilik imparatorluğu muamelesi yapmasına izin vermeyecek’’
Mike Pompeo Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ‘’Dünya Pekin’in Güney Çin Denizi’ne denizcilik imparatorluğu muamelesi yapmasına izin vermeyecek. Amerika uluslararası hukuk kapsamındaki hak ve yükümlülükleriyle uyumlu olarak egemen devlet haklarının sınır ötesi kaynaklarının korunmasında Güneydoğu Asya’daki müttefik ve ortak ülkelerin yanındadır. Denizlerin özgürlüğünün savunulması, egemenlik haklarına saygı gösterilmesi ve Güney Çin Denizi’nde ya da ötesinde ‘Kuralları güçlü olan belirler’ yaklaşımını dayatma çabalarının reddedilmesi konusunda uluslararası toplumun yanındayız’’ ifadelerini kullandı.
Amerika toprak konusundaki anlaşmazlıklarda nötr kalmaya devam edecek olsa da, Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamayla Trump yönetimi Çin’in ihtilaflı bölgelerde egemenlik hakkı iddiasını reddeden Brunei, Endonezya, Malezya, Filipinler ve Vietnam ile aynı tarafta yer almış oldu.
Pekin: ‘’Amerika uluslararası hukuku kasıtlı olarak çarpıtıyor’’
Çin ABD’nin bu adımına, Washington’daki büyükelçiliği aracılığıyla Pazartesi gecesi yapılan yazılı açıklama ile tepki gösterdi. Açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığı ‘’gerçek olguları ve uluslararası hukuku kasıtlı olarak çarpıtmakla’’ suçlandı. ‘’ABD’nin bölgedeki durumu abarttığı ve Çin’le bölgede kıyısı bulunan ülkeler arasında anlaşmazlık çıkardığı’’ savunuldu.
Açıklamada, ABD ‘’doğrudan kendisiyle ilgili olmayan anlaşmazlıklara müdahale etmek ve dünya üzerindeki her denizde ağırlığını koymakla’’ suçlandı. ‘’ABD tarafına ülkelerin egemenlik konularında taraf olmaması, bölge ülkelerinin Güney Çin Denizi’nde barış ve istikrarın tesis edilmesine yönelik çabalarına saygı göstermesi, bölgesel barış ve istikrarı sabote etme ve sekteye uğratma girişimlerine son vermesini tavsiye ediyoruz’’ denildi.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijan da Salı günü düzenlediği basın toplantısında, Pekin’in bir denizcilik imparatorluğu kurma amacında olmadığını söyledi. Amerika’nın bölgeye sık sık gelişmiş askeri gemi ve uçaklarını göndermesini eleştiren Çinli sözcü, Amerika’nın soruna yol açarak bölgesel barış ve güvenliğe zarar verdiğini savundu.
ABD ve Çin arasında Güney Çin Denizi üzerinden yaşanan kriz, Washington ve Pekin arasındaki ilişkilerin Corona virüsü salgını, insan hakları, Çin’in Hong Kong, Tibet ve ticaret politikası konularında gerginliğin yaşandığı bir döneme rastladı.
ABD'nin adımının uygulamada nasıl bir etkisinin olacağı net değil
Trump yönetiminin Güney Çin Denizi’ne ilişkin attığı son adımın uygulamada nasıl bir etkisinin olacağı net değil. ABD anlaşmazlıkların çözümü konusunda mekanizmayı oluşturan BM Deniz Hukuku antlaşmasına taraf değil. Buna rağmen, Dışişleri Bakanlığı Çin ve Filipinler dahil olmak üzere komşularının antlaşmaya taraf olduklarını ve karara saygı göstermeleri gerektiğine dikkat çekti.
Çin bölgedeki mercan adalarında askeri üs kurarak denizdeki egemenlik hakkını güçlendirmeyi amaçlamış, ABD de bölgede operasyon misyonu özgürlüğü olarak adlandırdığı misyon kapsamında savaş gemilerini göndermişti.
Amerika bu bölgede egemenlik hakkı iddiasında bulunmuyor ancak bölgedeki yoğun su yolunda seyrüsefer ve uçuş serbestisini sağlamak ve devriye görevi icra etmek üzere uzun süredir savaş gemilerini ve uçaklarını konuşlandırıyor.
Geçtiğimiz hafta Çin Amerika’yı stratejik su yolunda iki uçak gemisiyle ortak askeri tatbikat yaparak Güney Çin Denizi’nde güç gösterisi yapmakla suçlamıştı.
Çin neredeyse Güney Çin Denizi’nin tamamında hak iddia ediyor ve Amerika’nın bölgedeki her hamlesine de karşı çıkıyor. Bölgede bulunan diğer beş ülke de, her yıl 5 trilyon dolarlık mal sevkiyatının yapıldığı denizin tamamında ya da bir bölümünde hak iddia ediyor.