Gemilerde bulunan manyetik pusulalarda, pusula ibresinin göstermesi gereken yönden farklı olarak onu batıya veya doğuya doğru, değişik nedenlerden dolayı, açısal olarak saptıran doğal (tabii) ve yapay (arızi) etkiler görülür. Manyetik pusulaya bağlı kaldığınız durumlarda doğru rotayı belirlemek için bu sapmaların; bulunduğunuz yıla bağlı olarak haritadaki doğal sapma değerini ve öncesinde hazır olması gereken yapay sapma cetvellerini kullanarak, ibrenin gösterdiği değerin lüzumlu tashihlerini yapmak zorundasınızdır. Aksi takdirde, pusula ibresinin gösterdiği yön, sizin arzu ettiğiniz gerçek rotayı göstermeyebilir.
Son dönemde, Suriye sınırımızın hemen ötesinde ülkemize karşı ABD’nin dostane olmayan davranış biçimi; manyetik pusulasında gereken düzeltmeleri yapmadığı için doğru bildiği, ancak yanlış rotada ilerleyen bir geminin hareketlerine benzemeye başladı. Denizci meslektaşlarımın, ‘‘bunların manyetizmadan etkilenmeyen ve elektrikle çalışan cayro pusulaları yok mu?’’ diye sorduğunu duyar gibiyim. Ancak görünen o ki; ABD’nin bu bölge için cayroskobik ataletinde de problemler olduğu anlaşılmaktadır. Yani, dönmekte olan bir kütlenin dönüş eksenini veya düzlemini muhafaza etme yeteneğinde sıkıntılar çıkmaya başlamıştır. Kısacası, eylemsizlik gerektiren yerlerde rahat durmamakta, ‘‘ben bilirim’’ ısrarının devamında Orta Doğu politikalarında sorunlar yaşamaktadır. Bu da onun devinimini (gyroscopic precession) yanlış yönde etkilemektedir. Netice itibarıyla, cayrosunun da istikrarlı olmadığı her halinden bellidir.
ABD’nin Orta Doğu’ya Irak üzerinden askeri olarak müdahalede bulunduğu tarihlerden itibaren hem bu bölgede hem de dünyanın birçok yerinde küresel ve bölgesel kontrolü ne derece etkili sağlayabildiği yönünde tartışmalar süregelmiştir. Peki, bu pusula hatalarını ABD yönetimlerine baştan gösteren hiç kimse olmamış mıdır? Elbette olmuştur. Özellikle Irak’a karşı ikinci körfez harekâtının başladığı dönemde, öncesinde Orta Doğu Bölgesinde görev almış Amerikalı ve İngiliz eski büyükelçiler hem ABD hem de koalisyon gücü ortağı İngiltere yönetimine ikaz edici mahiyette mektuplar yazmışlardır. Askerî harekât eleştirilerek, uygulanacak politikalarda Irak’ın doğası ve tarihinin dikkate alınması gerektiği ve bölgenin çok karışık bir yapısının olduğu yönünde uyarılarda bulunulmuştur. Tabi ki bunların hiçbiri dikkate alınmamıştır. Günümüzde ise bu şahin politikaların, artık en azından kontrol altına alınması kapsamında; Trump yönetimiyle bir kısım Amerikan resmî kurumları arasında ilginç bir mücadele olduğu görülmektedir. Şimdilik, Orta Doğu’daki rotanın belirlenmesinde, kime ve neye göre bir pusula tashihinin yapılacağı belli değildir.
Böyle karışık bir ortamda ABD tarafından, Suriye’de YPG/PKK terör örgütüne ve başındaki teröriste teveccüh gösterilmesinin ve hatta baş teröriste general sıfatıyla hitap edilmesinin saçmalığı ve de komikliği, uluslararası ilişkiler teorilerini altüst eder bir şekle bürünmüştür. Ancak, 19.yüzyılda Osmanlı Devleti’ne karşı yürütülen politikalarda da bu tip terör örgütlerinin ve bir kısım krimial nitelikli kişilerin kullanıldığını da unutmayalım. Tabi, bugünkü Türkiye o dönemki ülke değildir. Fakat yaşadığımız an itibarıyla, ABD’ye ve bir kısım ülkelere ait yanlış çizilen rotaların, farklı açılardan kestirilerek oluşabilecek bir üçgeninde kalıp, bir hedef mevki haline gelmememiz de büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle, öncesinde yapılan diğer harekatlarla birlikte, Barış Pınarı Harekâtı; ülkemize askerî açıdan elbette bir durum üstünlüğü sağlamıştır. Ancak bu durum bizi, bundan sonrası için bu bölgede aleyhimizde oluşabilecek oldubittilere her daim uyanık kalıp, proaktif bir tavır almaya mecbur etmektedir. Bu nedenle çok dikkatli olmak zorundayız.
Netice itibarıyla, 15 yıl önce Amerikalı ve İngiliz emekli büyükelçilerin Irak Harekatının politik hedeflerinin gerçekçi olmadığı yönünde yapmış olduğu ikazlar, bugün için doğru çıkmış olup, günümüzde de benzer yanlışların, ABD tarafından devam ettirildiği görülmektedir. ABD, Polonya’dan başlayan, Doğu Avrupa üzerinden Batı Karadeniz kuşağında devam ederek, Yunanistan ve GKRY’yi de kapsayan ve Orta Doğu’dan Afganistan’a kadar uzanan zahiri bir yay üzerinde savunma ve güvenlik kuşağı yaratmak istemektedir. Bunu, coğrafi olarak yayın içinde kalan Rusya’ya ve dışında olan Çin’e karşı düşünüyor olması muhtemeldir. Yayın her bir farklı parçasında, değişik politikalar uygulamaktadır. Ancak, parçaların bir bütün teşkil etmesinde sıkıntılar yaşamaktadır. Bu parçaların birçoğunda ülkemiz de bulunmaktadır ve milli çıkarlarımız, doğal olarak, ABD’nin belirlediği farklı politikalarla çatışmaktadır. ABD’deki şahin grup, yay parçalarını kapsayan bölgelere ait alan etütlerinde sürekli yanlışlar yapmaktadır. Bu, Doğu Akdeniz için de ciddi bir risktir. Kendisinin çok güçlü olması, bölgelerin tarihi, kültürel ve sosyolojik kodlarının doğal (tabii) sapmalarını görmesine engel olmaktadır. Diğer yandan, kendi ülke yönetiminde görülen yapay (arızi) sapmalar için de bir düzenleme yapılmayınca, kaçınılmaz olarak; pusulasındaki ibrenin işaret ettiği istikamet, takip etmesi gereken hakiki rotayı göstermemektedir.
Ancak, ABD’nin Suriye’den ‘‘çekildik, çekiliyoruz’’ gelgitlerini ve diğer tutarsızlıklarını değerlendirirken, Polonya-Afganistan yayı dışında, Kuzey Kutbu ve Pasifik gibi dünyanın farklı bölgelerinde çizmeye çalıştığı yay ve eksenlerde de kimi zaman ABD’yi artık sıkıntıya sokan gelişmelerin yaşandığını dikkate almamız gerekmektedir. Çünkü, ABD’nin Orta Doğu’daki hamlelerini diğer bölgelerde karşılaştığı risklerle birlikte değerlendirirsek; yanı başımızda tehditlere yol açan hareketlerini farklı ve gerçeğe daha yakın okuma şansımız olabilir diye düşünüyorum. Suriye politikalarımızda baştan beri bir kısım yanlışlar yapılmış olsa da gelişmeler; doğru milli hedeflerle, bölgede sınır güvenliğimizi sağlamak için, imkân ve kabiliyetlerimizin sınırlarını da dikkate alarak, kimi zaman güç kullanmamızı gerektirebilecek mahiyettedir. Bölgedeki tüm askerlerimize başarılar dilerken, şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize ise acil şifalar diliyorum.
Selametle…
Kaynaklar:
http://www.dailystar.com.lb/News/Middle-East/2004/Apr-30/64327-former-american-diplomats-draft-letter-to-bush-protesting-middle-east-policy.ashx (27 Ekim 2019)
http://news.bbc.co.uk/2/hi/uk_news/politics/3660837.stm (27 Ekim 2019)
https://www.mepc.org/journal/diplomats-letters-blair-and-bush (27 Ekim 2019)