Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit gazetesinde 27.7.2020 tarihinde yayınlanan “AKP’nin Papatyaları” başlıklı yazısı sebebiyle 9 Mart 2022’de Saat 10.30’da, Küçükçekmece adliyesinde 2. Asliye Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkacak.
Dilipak mahkemede vereceği ilk ifadesinde ekleri ile birlikte 50 sayfalık savunma yapacak. Daha önce savcılık aşamasında ve mahkemeye sunduğu savunmalar 100 sayfayı geçmiş bulunuyor. Dilipak, konu ve süreçle ilgili bilgi ve şahidliği olan çok sayıda kişinin şahidlik için kendisine haber gönderdiğini söyledi. Dilipak’ın avukatları, şahidlerin ayrı bir duruşmada dinlenmesi için talepte bulunacaklar. Dilipak bu davanın parti tabanında ciddi bir rahatsızlık oluşturduğunu, sürecin, kendinden çok partiye zarar verdiğini söyledi. Dilipak’a göre, müştekiler yazıyı anlamamışlar. Bu dava ile de korumaya çalıştıkları değere zarar veriyorlar.
DİLİPAK: HZ. LUT ÖRNEĞİ PEYGAMBER EVİ İÇİN AYIP VE SUÇ OLUYORSA!..
Dilipak yazısındaki ifadelerde suç olmadığını söyledi. Aynı örneğin Hz. Lut’un kavmi ya da herhangi bir topluluk için suç olmadığını söyledi. “AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler ve AKP’nin Papatyaları” ifadesinden ancak “AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler”gocunabilir dedi. Mesela “CHP içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi solcular” desem bu ifade suç olur mu? Bazı holdingler LGBT’lilere İK’larında bunlara pozitif ayırımcılık yapacaklarını açıklamışlardı. Ben de LGBT’yerine ‘Bu Fahişe ve türevlerine karşı bizim ‘Yeşil Sermaye’ ne yapıyor’ diye ironik bir eleştiride bulundum. Bu LGBT’yi, bu şekli ile İngilizce kelimelerin baş harfleri ise söylersen pozitif ayırımcılık, ama Türkçesini söylersen argo, edem ve haya dışı, ağza alınmayacak Birsöz oluyor. Oysa bu ifadeler kutsal kitaplarda, lanetlenmiş bir iş olarak Fahşa, Fuhşiyat, Fahişe, Fuhuş diye geçiyor. Yazının gayesi bu eyleme meşruiyet tanıyanlara yöneliktir. Bu anlamda bu kelimeleri telaffuz etmek değil, bu fiili kendileri için “Onur ve özgürlük” konusu olarak görenlerdir” dedi. LGBT’den halkın bir şey anlamadığını, konuyla ilgili bir istişare toplantısında bu yönde karar alındığı için bu ifadeyi kullandığını söyledi.
81 İLDE DAVALAR AK PARTİ ADINA MI AÇILDI, KİŞİSİEL OLARAK MI?
Bu duruşmadan bazı usul tartışmalarının da yapılması sözkonusu. Dava açma aşamasında, UYAP’a aynı tarih ve sayı ile aynı savcının imzasını taşıyan 3 ayrı iddianame yüklenmişti. Bu konunun ve ayrıca, 81 ilden müştekilerin partileri adına mı şikayetçi oldukları, ya da kişisel iradeleri ile mi şikayetçi olduklarının bu duruşmada sorgulanması bekleniyor. Geçen sürede, bazı illerde il başkanlıkları değişmiş ve yeni başkanlar göreve gelmişti. Bundan sonraki duruşmalarda temsil açısından kimlerin müdahil olacakların da tartışılması bekleniyor.
AYNI SAVCI, AYNI TARİH, SAYIYLA VE AYNI KONUDA 3 İDDİANAME TANZİM ETMİŞ
Dilipak’ın avukatı Faruk Keleştimur, bugün AK Parti davasıyla ilgili aynı savcı, aynı tarihte, aynı sayı ile müvekkili hakkında 3 iddianame tanzim ettiğini ve bu nedenle konuyu Adalet Bakanlığına ve Hakimler Savcılar Kuruluna ilettiklerini söyledi. Keleştimur şöyle dedi: “Mahkeme hangi iddianameyi kabul etti, biz hangi iddianameye göre savunma yapacağız, bu kafa karışıklığına sebeb olan durum ne? UYAP’a yüklenen 3 iddianame var. İddianamede savcılık makamı “Müdde-i Umumi” rolündedir. Olayı efradına cami ağyarına mani bir şekilde ortaya koyması gerekir. Yazı ile ilgili davalarda ciddi bir matufiyet sorunu var. Yazının bütünlüğü bir kenara bırakılarak kes yapıştır şeklinde yeni bir cümle kurulmuş ve onun üzerinden suçlama yapılıyor. Yazının muhatabı belli, “AK Parti içindeki FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler” Kim bunu niye üstüne alıyor ki.”
KADEM’İN AVUKATI EROL YARAR’I KADEM’E HAKARET İLE SUÇLAMIŞ!
Faruk Keleştimur, ayrıca, KADEM’in avukatı Müjgan Siyah Çevik hakkında da İstanbul 2 numaralı Baroya şikayette bulunduklarını açıkladı. Müjgan Siyah Çevik aynı zamanda 2 Nolu Baro’nun kurucuları arasında bulunuyor. Çevik savcılığa verdiği şikayet dilekçesinde, Dilipak’ın yazısında, MÜSİAD kurucu başkanı Erol Yarardan alıntılanan bir cümleden yola çıkarak, (“konuşmak yerine ‘sözleşmeye dokunmayın’ mantığı ile hareket eden STK” bahsettiği KADEM’dir)“ ifadeleri ve devamında “Köşe yazısının başlığı ‘AKP’nin Papatyaları’ olup Sn Cumhurbaşkanının kızının müşteki dernekte yönetim kurulunda olması ve derneğin muhafazakar çizgide olması hasebiyle yazının aslında doğrudan Kadın ve Demokrasi Derneğini ve yetkililerini hedef aldığı hukuken tartışmasızdır”) gibi bir cümle ile Dilipak’a atfenmiş gibi algılanıp ve “Cumhurşkanının kızının da dernekte yönetim kurulu üyesi olduğu” gibi garip bir mantıkla, Dilipak’ın “çirkin ifadeleri” ile KADEM’i hedef aldığı ileri sürülmektedir. Dilipak’ın 11 Paragraftan oluşan yazısından kes yapıştır yöntemi ile oluşturulan bir metin üzerinden suçlama yapılırken, Anlaşılması zor bir mantıkla, Genel Başkanlık, Kadın Kolları Genel Başkanlığı ve 81 il tarafından yapılan şikayet başvurularında, konuyla doğrudan bir bağlantısı olmamasına rağmen AK Parti Genel Başkanlığı sıfatını bir kenara bırakıp CUMHURBAŞKANI ve KIZI sıfatı üzerinden KADEM bağlantısı kurulup, sözler bağlam ve matufiyeti dışında ele alınarak hayali suç isnadının sebebini anlamakta güçlük çekiyoruz. Yazının hedefinde olanlar yazının başkangıcında açıkça belirtilmiştir: “AK Parti içindejki, FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler, ve AKP’nin Papatyaları. Muhatab sadece AKP’nin Papatyaları değil, AKP’liler de. O AKP’lilerin papatyaları da buna dahil edilmektedir. Bundan kim niye, nasıl, niçin alınır ki! Müvekkilimin ‘bu fahişeler ve türevleri’ şeklindekiifadesinin ‘LGBT ve türevleri şeklinde bir kasıt içerdiğini anlamak için temel düzeyde bir objektifliğe ve hakkaniyete sahip olmak yeterli iken nasıl ve niçin buı ifadelerine başka bir matufiyet yüklenmektedir.” dedi.