BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB) için normal koşullarda 31 Ekim'de hem Komisyon'un son görev günü olması hem de Brexit'in gerçekleşmesi beklenirken iki gelişmenin de ertelenmesi Birlik'teki belirsizlik ortamını derinleştirdi.
AB anlaşmaları uyarınca 5 yıllık süresi dolan Jean-Claude Juncker başkanlığındaki AB Komisyonunun görevi 1 Kasım'da, seçilen AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e devretmesi gerekiyordu.
Ancak bazı üye ülkelerin Komisyon adaylarının Avrupa Parlamentosundan (AP) onay alamaması, süreci geciktirdi.
AP'den Macaristan, Fransa ve Romanya'ya ret
AP'nin ilgili komiteleri, yaklaşık 3 hafta süren "duruşmalarda" tüm ülkelerin Komisyon üye adaylarını dinleyerek bir oylama süreci yürüttü.
Bu süreçte, AP komiteleri Macaristan, Fransa ve Romanya'nın gösterdiği Komisyon adaylarını reddetti.
AP Yasal İşler Komitesi, "çıkar çatışması" nedeniyle genişleme dosyasına bakması beklenen Macar Laszlo Trocsanyi ve ulaştırma konusu verilen Rumen Rovana Plumb'ın üyeliğini reddetti.
İç pazardan sorumlu olması beklenen Fransa'nın adayı Sylvie Goulard, AP İç Pazar ve Sanayi Komitelerince ret aldı.
Goulard, AP milletvekilliği yaparken asistan kadrosundakileri parlamento dışındaki çalışmalarda kullanmakla ve milletvekiliyken bir ABD düşünce kuruluşunda yüksek ücret karşılığında çalışmakla itham edildi.
Böylelikle Von der Leyen, söz konusu ülkelerden yeni aday belirlemelerini talep etmek zorunda kaldı.
Fransa, eski Ekonomi Bakanı Thierry Breton'ı aday gösterirken, Macaristan da AB Daimi Temsilcisi Oliver Varhelyi'yi seçti.
Von der Leyen, Breton ve Varhely ile görüştükten sonra adaylıklarını resmi olarak kabul etti.
AP komitelerinin yakın zamanda Fransız ve Macar adayların duruşmalarını başlatması bekleniyor.
Romanya'nın hala adayı yok
Diğer taraftan, yeni Komisyon için Rumen aday sorun olmaya devam ediyor. Romanya'da hükümetin düşmesi nedeniyle henüz yeni bir aday gösterilemedi.
Von der Leyen, Bükreş yönetimine yoğun baskı uygulasa da Romanya'nın yeni adayının ancak hükümet kurulduktan sonra önerilmesi bekleniyor.
Söz konusu üç ülke adayının tekrar AP komitelerince onaylanmasının ardından, yeni Komisyon'un da göreve başlayabilmesi için bir bütün olarak kasım sonunda gerçekleşmesi planlanan AP Genel Kurulundan onay alması gerekiyor.
Bu durumda, tüm adayların sorunsuz bir şekilde ve gecikme olmadan onaylanması halinde, Von der Leyen takımının en erken 1 Aralık'ta göreve başlayabileceği değerlendiriliyor.
Mevcut Komisyon ise 1 Kasım'dan itibaren "geçici yönetim" olarak görevini sürdürmeye başlayacak.
Karar alma mekanizması işlemeyecek
Juncker komisyonu, "geçici yönetim" süresince yeni bir karara imza atamayacak.
Görevi devralacak Komisyon'un siyasi kararlarını etkilemek istemeyen "geçici yönetimin" görevi, bir nevi günlük idari işleri yürütmek olacak.
Böylelikle yeni Komisyon görevi devralana kadar, AB nezdinde önemli kararlar bir süreliğine daha askıya alınmış olacak.
Brexit de gerçekleşemedi
AB genelinde son 3 yıldır en fazla mesai harcanan ve istikrarsızlık kaynağı olan Brexit'in de normal koşullarda 31 Ekim'de gerçekleşmesi gerekiyordu.
Taraflar arasında son AB Liderler Zirvesi'nde yeniden düzenlenen ayrılık anlaşmasının İngiliz parlamentosunun onayını alamaması nedeniyle İngiltere bir kez daha erteleme talep etti.
AB'nin 27 üyesi, Brexit'i ikinci kez ertelemeyi kabul etti. Böylelikle Brexit, 31 Ocak 2020'ye ertelenmiş oldu.
Yeni dönem başlayamadı
AB için 1 Kasım adeta "yeni bir dönem" temsil ediyordu. Öngörülen takvime uyulsaydı, 1 Kasım'da AB Komisyonunun yeni yönetimi görevi devralmış, İngiltere ise Birlik'ten resmi olarak ayrılmış olacaktı.
Son dönemde AB'nin temel odak noktası olan Brexit'in, Birliğin hem enerjisini tükettiği hem de bütçe, göç, iklim, ticaret ve savunma gibi önemli konular hakkında kararlar alınmasına engel teşkil ettiği değerlendiriliyor.
Brexit'i bir "enerji ve zaman israfı" olarak değerlendiren AB Komisyonu Başkanı Juncker, görev süresince Brexit'e harcadığı mesaiyi AB vatandaşlarının refah düzeyini yükseltecek politikalara harcamayı tercih edeceğini söylemişti.
Birlik genelinde "istikrarsızlık" duygusunu tetikleyen Brexit'in gerçekleşememesi ve yeni Komisyon'un görevi devralarak öncelik taşıyan konulara odaklanamaması, AB genelindeki belirsizlik durumunu derinleştiriyor.