Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi'ndeki Bursa Uludağ Üniversitesi 2022-2023 Akademik Yıl Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, yeni akademik yılın hayırlı olmasını diledi.
Bursa Uludağ Üniversitesi mezunu olmaktan gurur duyduğunu ifade eden Bozdağ, üniversitelerin bilim ve sanat merkezleri olduğunu söyledi.
Yeni anayasa konusunda açıklamalarda bulunan Bozdağ, yeni anayasanın Türkiye'nin değişmez ve değiştirilmesi teklif edilemez ana gündemi olduğunu dile getirdi. Bozdağ, 1982 Anayasası'nın yürürlüğe girdiğinden bugüne kadar yeni anayasa konusunu parti programına ve seçim beyannamesine koymayan TBMM'de grubu bulunmuş ve halen grubu bulunan siyasi partinin olmadığını, bunun Türk milletinin ortak talebinin ve ihtiyacının yeni anayasa olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Bugüne kadar yeni anayasa konusunda yapılan çalışmaları anlatan Bozdağ, 1993'de dönemin TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un daveti üzerine TBMM Başkanlık Divanında 10 partinin bir araya geldiğini hatırlattı.
Bekir Bozdağ, 2008'de de TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın yeni anayasa için her partiden 2'şer üyenin katılımıyla komisyon kurmak istediğini, bu komisyona CHP'nin üye vermediğini, bu tutum nedeniyle Anayasa Uzlaşma Komisyonunun kurulamadığını belirtti.
Cemil Çiçek'in TBMM Başkanı olduğu dönemde de 2011'de yeni bir Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurulduğuna işaret eden Bozdağ, bu komisyonun 328 toplantı yaptığını, bazı maddeler üzerinde uzlaşıldığını, bazılarında ise uzlaşma sağlanamadığını anlattı.
İsmail Kahraman'ın TBMM Başkanlığı döneminde Anayasa Mutabakat Komisyonu adında bir komisyon kurulduğunu belirten Bozdağ, bu komisyonun da ömrünün kısa olduğunu ifade etti.
Bakan Bozdağ, yapılan bu çalışmaların, Türk milletinin ve Türkiye'de siyaset kurumunun yeni anayasa konusunda müttefik olduğunu, ancak yeni anayasayı hazırlama kabul etme ve uygulamaya koyma konusunda henüz uzlaşma zemininin oluşmadığını gösterdiğini vurguladı.
"Yeni Türkiye'nin anahtarı yeni anayasadır"
Adalet Bakanı Bozdağ, "Türkiye, eninde sonunda yeni bir anayasayı yapacaktır. Üzüntümüz, bunun gecikmesindedir. Gecikmesi hem milletimize hem ülkemize kaybettirmektedir. Unutmamak gerekir ki yeni anayasa olmadan yeni Türkiye'de olmaz, büyük Türkiye'de olmaz. Büyük Türkiye'nin ve yeni Türkiye'nin en önemli anahtarı yeni anayasadır. Bu kapıyı yeni anayasayla açacağız." diye konuştu.
Cumhuriyetin ilanından sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı ilk şeyin yeni anayasa olduğunun altını çizen Bozdağ, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına girerken Türkiye'nin, Türkiye yüzyılını inşa ederken yeni bir anayasayla yola çıkmasının milletin, devletin ortak çıkarı olduğunu söyledi.
"Bizim olağan dönemde anayasa yapma irademizi ortaya koymamız ve bu iradeyi hayata geçirmemiz bizim gücümüze çok büyük güç katacaktır." diyen Bozdağ, 1982 Anayasası'nın en çok değişikliğe uğrayan anayasa unvanına sahip olduğunu dile getirdi.
Bozdağ, 1982 Anayasası'na ilişkin, "Bugüne kadar 19 değişiklik paketi gelmiş, 44 anayasa maddesi yürürlükten kaldırılmış, mülga edilmiş, 179 maddede değişiklik yapılmış ve anayasamızın toplam 223 noktasına dokunulmuştur. Bu son derece önemli değişikliklerin sonucunda anayasamızdaki dil birliği, insicam bozulmuştur... O yüzden dil birliği olan, insicamı olan, iç bütünlüğü yerinde olan yeni bir anayasa Türkiye'nin acil ihtiyacıdır." ifadelerini kullandı.
Değişik fikirlerin, felsefelerin, ruhların anayasada rekabet halinde olduğuna dikkati çeken Bozdağ, bütünlük taşımayan bir yapıyla Türkiye'nin yoluna devam etmesinin hayırlı olmadığını söyledi.
"1982 Anayasası güvensizlik üzerine kurulmuş bir anayasadır"
Adalet Bakanı Bozdağ, şöyle konuştu:
"1982 Anayasası esasında güvensizlik üzerine kurulmuş bir anayasadır. Kimseye güvenmeyen bir anayasadır. Korkularının gerçekleşmemesi, endişelerinin oluşmaması için sürekli müteyakkız halinde olan hükümleri içermektedir. Anayasaların korkular, endişeler üzerine değil, güven üzerine bina edilmesi, toplumsal sözleşmeye destek veren ve 'evet' diyen herkesin güvenini kazanması anayasanın gücü olduğu gibi milletin ve devletin de gücüdür. Hem yasamaya güvenmiyor anayasa, hem yürütmeye güvenmiyor, hem yargıya güvenmiyor, daha da kötüsü millete güvenmeyen bir anayasa."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2023 seçimlerindeki adaylığına ilişkin tartışmaları da değerlendiren Bozdağ, Türk milletinin yürütme organının başı olan cumhurbaşkanını 24 Haziran 2018'de seçtiğini hatırlattı.
Bakan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"2023 yılında yapılacak seçim, devletin başkanı, yürütme organı cumhurbaşkanının ikinci seçimidir. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın 2023'teki adaylığı, devletin başkanı, yürütme organı cumhurbaşkanı sıfatıyla ikinci adaylığıdır. Parlamenter sistemde halkın sadece seçmesi, görev süresinin 2 dönem olması kaydı var diye hükümet sistemi değişikliğiyle yürütme organına dönüştürülen ve yürütme organı hak ve yetkilerini kullanarak güçlendirilen cumhurbaşkanının bu seçim hakkı, yeniden seçim hakkından mahsup edilemez. Haklar mahsup edilemez ve geriye dönük kullanıldı diye geçmişte kullanılan bir hak, gelecekte doğan yeni yeni haklardan mahsup edilemez... O nedenle de cumhurbaşkanımızın adaylığı üzerindeki tartışmalar sadece yoruma dayalı tartışmalardır. 2017'de yapılan anayasa değişikliğinin yürürlük tarihini düzenleyen ilgili maddeye baktığınızda, geçici maddeye baktığınızda hükümet sistemini değiştiren kısımların yürürlük tarihini çok net bir şekilde ifade ediyor. 2023'te yapılacak seçim, ikinci seçimdir. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın adaylığı konusunda herhangi bir anayasal ve yasal sorun yoktur. İkinci defa aday olması anayasamızın tanıdığı bir haktır. Yorumla, anayasanın verdiği bir hak ortadan kaldırılamaz, aksi takdirde yorumla anayasa değişikliği anlamına gelir ki bu da abesle iştigalden başka hiçbir anlam ifade etmez."
Bozdağ, "Yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı, belli şartlar dışında temel hak ve hürriyetlerin korunaklı alanına müdahalesini ve bu alanı sınırlandırmasını anayasal yasaklarla çok net bir şekilde sınırlarını çizmemiz lazım. Anayasa Mahkemesinin insafına ya da yasama organının insafına bırakılacak konular bunlar değildir. Temel hak ve hürriyetler hiç kimsenin takdir ve insafına bırakılmayacak korumalarla güvence altına alınmalıdır ki Türkiye'miz daha güçlü olsun, daha iyi olsun." değerlendirmesinde bulundu.
Anayasa'da temel hak ve hürriyetleri genişletmek için değişiklikler yapıldığını hatırlatan Bozdağ, şöyle devam etti:
"Değiştire değiştire biz bu anayasayı anayasadaki darbe ruhunu ve darbeci vasfını yok edemeyiz. Bu nedenle Türkiye'nin artık değiştirmekten, madde, fıkra değiştirmesinden vazgeçip yepyeni bir anayasa yapmaya ihtiyacı vardır. Çünkü artık 1982 anayasası Türkiye'yi taşıyamıyor. Bu anayasa özellikle hükümet sistemi değişikliğinden sonra üzerine inşa edildiği en önemli temellerden birini de kaybetmiştir. Yeni hükümet sistemi çerçevesinde de anayasanın yeniden ele alınmasında fayda vardır. Bizim anayasa için 40 yamalı bohça ifadesini kullanıyorlar ama benim tabirim bizim bu bohçanın yaması 40'tan daha fazla, bizim anayasamız 223 yama taşıyan bir bohçadır. 223 yamalı bir elbiseyle siz sokağa çıkabilir misiniz? Uluslararası bir toplantıya gidebilir misiniz? Sizin saygınlığınızı bu yamalar, bu yamalı bohçaya bürünmüş kıyafetler ne kadar olumlu ya da olumsuz etkiler? Elbette bunun takdiri sizlere aittir. Onun için Türkiye'nin artık 223 yamalı bohçaya dönmüş, Türkiye'yi taşımaz hale gelmiş, anayasadan kurtulma vakti geldi de geçmektedir."
Sivil, demokratik, özgürlükçü bir anayasa yapılamayışının sorumluluğunun Türk milletinde değil, siyaset kurumunda olduğunun altını çizen Bozdağ, Türk milletinin yeni anayasa ihtiyacını siyasete ve ilgililere yüksek sesle her defasında ilettiğini belirtti.
"Millet, kırmızı kart gösterebilir"
Bakan Bozdağ, "Hiç kimse yeni anayasayı Türkiye'nin yapamamasının sorumluluğunu Türk halkına yükleyemez. Bunun sorumluluğu maalesef siyaset kurumundadır. Siyasetçilerdedir. Artık Türkiye'nin siyasetçileri ve siyaset kurumu yeni anayasa ihtiyacını daha fazla geciktirmemelidir." diye konuştu.
"Türkiye yüzyılı"nın yeni anayasa üzerine inşa edildiğinde ülkenin daha güçlü hale geleceğine değinen Bozdağ, şunları kaydetti:
"İnanıyorum ki yeni dönemde oluşacak parlamentolar milletin bu kalemine daha fazla kulak tıkayamayacaklardır. Aksi takdirde millet, uzlaşmaz tutum içeren ve bu tutum nedeniyle birbirine karşı adım atmaktan çekinen siyasi partilere ve onların temsilcilerine kırmızı kart gösterebilir. Uzlaşmak, herkesin dediğinin olmasıyla olmaz. Uzlaşmak, herkesin bir adım ileri ya da bir adım geri adım atmasını icap eder. Ortak noktalarda buluşmayı gerektirir. Benim dediğim olsun, sen benim dediğime gel, öbürü benim dediğim olsun, sen buraya gel denirse bu uzlaşma zeminini biz bulamayız. Kırmızı çizgilerle yahut şu olmazsa ben varım, şu olursa ben yokum anlayışıyla bir uzlaşma masası da kurulamaz. Eğer daha işin başında biz varlar, yoklar konusunda konuşarak işe başlayacaksak o masanın adı uzlaşma masası olabilir mi? Oturacağız, hepsini bir masada birlikte değerlendireceğiz. Milletimiz ve devletimiz için en doğru olanda birlikte uzlaşacağız ama siyasi bagajlarla, ideolojik yaklaşımlarla, böylesi bir uzlaşmanın yapılmasının kolay olmadığı da gözden ırak tutulmamalıdır. Fakat Türkiye'nin buna ihtiyacı olduğu da tartışmasızdır. Yeni anayasa, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu en büyük değişim, kalkınma projesidir. Yeni anayasa projesini hayata geçirmeden bizim büyük Türkiye'yi inşa etmemiz kolay kolay mümkün gözükmemektedir. Yeni anayasa, büyük Türkiye'nin de güçlü Türkiye'nin de açılış kapısıdır."
Törene, Bursa Valisi Yakup Canbolat, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyon Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, AK Parti Bursa milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç, Zafer Işık, Refik Özen, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Adalet Bakan Yardımcıları Zekeriya Birkan, Akın Gürlek, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan ile üniversite öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.
Bakan Bozdağ, törenin ardından Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi acil polikliniğinin açılışını yaptı.