Adnan Oktar örgütüne yönelik hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianame kapsamında, aralarında örgüt lideri Adnan Oktar'ın da bulunduğu 167'si tutuklu 226 sanığın yargılanmasına Silivri'de başladı.
Sanıklar, isimlerinin yazıldığı sandalyelerine oturtulurken, Adnan Oktar "1" numaralı sandalyede yer aldı. Oktar savunmasında suçsuz olduğunu öne sürdü.
Savunmasına başlayan Adnan Oktar, suçlamaları kabul etmeyerek "Bunlar İngiliz derin devletinin oyunu" dedi.
Adnan Oktar Suç Örgütüne yönelik soruşturma sonucunda haklarında dava açılan ve örgütün lideri Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 167'si tutuklu olmak üzere 226 sanığın yargılanmasına başlandı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan salonda yapılan duruşmaya, tutuklu sanık Adnan Oktar’ın da aralarında olduğu toplam 162 sanık ile avukatları katıldı.
Duruşmada, 29 tutuksuz sanık ile bir kısım müşteki sanıklar da duruşma salonunda yer aldı. Aralarında eski emniyet müdürü Adli Serdar Saçan’ın, Fırat Develioğlu’nun da bulunduğu müştekiler ve izleyicilerde salonda hazır bulundu.
Sanıklar, dün salonda yapılan hazırlıklar çerçevesinde isimlerinin yazıldığı sandalyelerine oturtulurken, Adnan Oktar bir numaralı sandalyede yer aldı.
Sanıklar, onarlı gruplar halinde duruşma salonuna çıkartılırken, Adnan Oktar, Oktar Babuna ve Tarkan Yavaş ayrı olarak getirildi. Oktar’ın beyaz ceket, beyaz gömlek ve siyah pantolon giydiği görüldü.
Duruşmada, mahkeme başkanı tutuklu sanık Adnan Oktar'ı kürsüye çağırarak, savunmasını sordu. Bu sırada sanık avukatları bu duruma itiraz ederek söz istedi.
Oktar'ın bir avukatı, yetkisizlik itirazı olduğunu belirterek, dava konusu olayın Anadolu Yakası'nda gerçekleştiğini, örgütün merkezi olduğu iddia edilen yerin, Oktar'ın yakalandığı yerin ve sanıkların büyük çoğunluğunun ikamet adresinin Anadolu Yakası'nda bulunduğu söyleyerek, davanın Anadolu Adliyesi'nde görülmesi gerektiğini beyan etti.
Müvekkili Oktar hakkında, daha önce FETÖ'ye yardım ettiği iddiasıyla başlatılan soruşturmaların takipsizlikle sonuçlandığını, bu takipsizlik kararları kaldırılmadan müvekkiline aynı suçlamalarla dava açıldığını iddia eden sanık avukatı, mahkemenin dosyayla ilgili yetkisizlik kararı verilmesini istedi.
Talebe ilişkin görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, sanık avukatının talebinin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek, reddine karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, sanık avukatının yer ve yetki yönündeki taleplerinin reddine hükmetti.
Sanık avukatları tekrar söz isteyerek, sanıkların kimlik tespitleri tamamlanmadan, iddianame okunmadan ve kendilerinin talepleri alınmadan sanık savunmalarının alınamayacağını söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, sanık avukatlarına tek tek söz vererek taleplerini aldı.
Dosyada avukat olan sanıkların bulunduğu belirten bir sanık avukatı, "avukat" sıfatı taşıyan kişiler hakkında soruşturma başlatılabilmesi için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması gerektiğini ancak bunun yerine getirilmediği söyleyerek, davayla ilgili durma kararı verilmesini istedi.
Bazı sanık avukatları da yetkisizlik ve durma kararı verilmesini isterken, bir kısım sanık avukatları da müvekkillerine atılı suçlamaların Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesi gereken suçlardan olduğunu, bu sebeple 1 yılı aşkındır tutuklu bulunan müvekkillerinin tahliye edilmesini gerektiğini savundu.
Müşteki avukatları ise müvekkilleri dinlenirken duruşmanın kapalı yapılmasını ve sanık avukatlarının taleplerinin reddini istedi.
Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere müzakereye çekildikten sonra, sanık ve müşteki avukatlarının tüm taleplerinin reddine hükmettiğini açıkladı.
Sanıklara yönelik suçlamaları özet olarak okuyan mahkeme başkanı, sanık Adnan Oktar'ı tekrar kürsüye çağırarak savunmasını sordu.
OKTAR: BUNLAR İNGİLİZ DERİN DEVLETİNİN OYUNU
Savunmasına başlayan Adnan Oktar, suçlamaları kabul etmeyerek "Bunlar İngiliz derin devletinin oyunu" dedi.
Oktar, "Ben bana bağlı gruptaki kadınları Allah aşkı ile sevdim. Kötü bir niyetim olmadı, yazılanların hepsi iftira" ifadelerini kullandı.
Oktar, kendisinden sonra başka tarikatların da hedef alınacağını öne sürdü: Benim ardımdan sıra Cübbeli Ahmet Hoca'ya, Süleymancılara, Nakşilere gelecek. İngiliz derin devletinin planı bu.
Oktar, savunmasının devamında, "Darwinizme ve ateizme" karşı olduğunu söyledi ve "Bunlara karşı çok güçlü mücadele ettiğimiz için, FETÖ gibi örgütlere karşı güçlü mücadele ettiğimiz için, bunun en etkili önleyicisi beni gördükleri için beni ekarte etmeye çalışıyorlar" dedi.
TAYYİP BEY EVİMİZE GELİRDİ, YATIMIZDA GEZDİRDİK
Hapiste olmasıyla AK Parti'nin son yerel seçimlerde oy kaybı arasında bağ olduğunu öne sürüp "Ben dışarıdayken Tayyip Bey'in oy almasını sağlıyordum" diyen Oktar, Erdoğan'la daha önceden görüştüklerini de iddia etti:
Tayyip Bey bizim evimize gelirdi. Tayyip Bey beni yakından tanır, beni sever. Tayyip Bey evimize gelirdi, yemek yerdik, yatımızda da gezdirdik. Dünürü Sadık Albayrak da gelip giderdi.
Oktar Erdoğan'ı, "siyaset mehdisi" olarak tanımladı.
Grubunu ise şu sözlerle tanımladı Oktar: Müslüman bir arkadaş grubuyuz. Çok güzel bir ekolüz.
Türk-İslam birliğini hedefliyorum
Oktar, kendisinden sonra başka grupların da hedef alınacağını öne sürdü: "Benim ardımdan sıra Cüppeli Ahmet Hoca'ya, Süleymancılara, Nakşilere gelecek. İngiliz derin devletinin planı bu.
Yerli ve milli bir insanım, milliyetçi bir insanım" diyen Oktar, "Devlete sizin bildiğiniz, bilmediğiniz çok hizmet verdim.
Arkadaşlarımızın MİT görevlileriyle de görüşmeleri oldu" diye konuştu ve Turan fikrini savunduğunu ekledi: Ben büyük Türkiye'yi, Turan'ı, Türk-İslam birliğini hedefliyorum.
Cinsel taciz iddialarını da reddeden Oktar, bu yöndeki ifadeleriyle ilgili olarak "bu kişilerin bu ifadeleri korkutularak verdiğini" iddia etti.
FETÖ ile bağlantılı olduğu yönündeki iddialarla ilgili Oktar, "kendilerinin zihniyet olarak zıt olduklarını, onların kendi gruplarını hiçbir zaman sevmediklerini" söyledi ve 2014'teki övücü laflarını ise "Fethullah Gülen'i kızdırmak ve gruplarına bulaşmasını önlemek için sarfettiğini" belirtti.
Oktar, "Cüppeli Ahmet Hoca'yla görüştüm, Menzilcilerle görüştüm; bunlarda fayda var ama FETÖ'yle görüşmedim. Onların gazetelerini almadık, bankalarına para yatırmadık, dershanelerine gitmedi" dedi.
Silahların hepsi ruhsatlı
Dolandırıcılıkla ilgili iddialar sorulduğunda Oktar, "grubundaki bazı kişilerin gayrı meşru işler yaptıklarını, bu kişileri gruptan kovunca aleyhinde ifade verdiklerini" öne sürdü.
Oktar, "çevresindeki insanların aldığı silahların ise ruhsatlı olduğunu, yani yasal bir sorun yaşanmadığını" söyledi.
ADİL SERDAR SAÇAN: İSTEDİKLERİ KADAR İNKÂR ETSİNLER
Davada müşteki sıfatıyla yer alan eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürü Adil Serdar Saçan, duruşmadan çıkarak açıklama yaptı.
Adnan Oktar'ın duruşmada savunmasını yaptığını belirten Adil Serdar Saçan, “Kendisine yapılan suçlamalara cevap vermeye çalışıyor ama hep 'İngiliz devleti onu aldırmış, onu aldırınca dolar yükselmiş, mübarek bir insanmış.
İslam onların omuzlarında yükseliyormuş' gibi abuk subuk şeyler söylüyor. Somut suçlamalarla ilgili 'Ben niye öyle yapayım ki, niye böyle yapayım ki’ diyor.
İngiliz derin devleti yapmış operasyonu. İngilizler demek ki operasyon yapmaya başlamış Türkiye’de" diye konuştu.
Adnan Oktar’ın savunmasına devam edildiğini belirten Saçan, "İstedikleri kadar inkâr etsinler. Dosyalar konuşur, yazılı belgeler konuşur” dedi.
BİR VATANDAŞ CEZAEVİ YAKININDA KLARNET VE DAVUL ÇALDIRDI
Öte yandan duruşma başlamadan önce Bolu’dan gelen Mahmut Alan isimli bir vatandaş, cezaevi yakınında klarnet ve davul çaldırdı.
Oktar’ın kendisini mağdur ettiğini, cezaevinde olmasından dolayı çok mutlu olduğunu, bu sebeple Silivri’ye geldiğini söyleyen Mahmut Alan, Oktar’a yazdığı şarkıyı da söyledi.