Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanması beklenen strateji belgesi Avrupa Birliği ile ilişkiler açısından da önem arz etmekte.
Söz konusu belgenin cumhurbaşkanı tarafından kamuoyu ile paylaşılmasından sonra ilgili yasal düzenlemelerin de meclise gelmesi beklenmekte.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül mayıs ayı başında önemli değişiklikler içeren Yargı Reformu Strateji Belgesi hakkında, “Mahkemeler adalete erişimi garanti etmelidir.
Bu sebeple çalışmalarımızda bir yol haritası değeri taşıyan ‘Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin temel vizyonunu ‘güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemi’ olarak belirledik.
Gül ayrıca, strateji belgesinin son şeklini almasında hakim ve savcıların yanı sıra birikimi olan herkesin katkısının olduğunu söyledi.
Venedik Komisyonu: Terör propagandası maddesi muğlak
Avrupa Birliği, Türkiye’nin yürürlükteki terör tanımının kapsamının geniş olduğunu ve bu yüzden çok sayıda kişinin mağdur edildiğini düşünüyor.
Aynı eleştirileri dile getiren Venedik Komisyonu da özellikle terör propagandası maddesinin muğlak olduğunu belirterek Türkiye’yi bu konuda adım atmaya çağırıyor.
Türkiye’nin strateji belgesinde bu konudaki muğlaklıkları gidereceği yönünde. Yapılacak küçük değişikliklerin özellikle barış akademisyenleri başta olmak üzere çok sayıda davayı etkilemesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yargı Reformu Strateji Belgesini en geç önümüzdeki haftalarda açıklayacağı belirtiliyor.
Denetimli serbestlik genişletilecek
Türk yargısının yeni yol haritası olarak adlandırılan strateji belgesinden beklentiler büyük. Türkiye’de af konusu özellikle MHP’nin geçen seneki teklifi sonrası tartışılmaya devam ediliyor.
MHP’nin af teklifi üzerinde henüz anlaşma sağlanamamış olsa da örtülü bir affın çıkacağına yönelik beklenti yüksek.
Kulislerden edinilen bilgiler de bu beklentiyi doğruluyor. Denetimli serbestliğin genişletilmesi üzerinde çalışmalar başlamıştı bunun Yargı Reformu Strateji Belgesinde ne şekilde yansıyacağı netlik kazanmış değil.
Denetimli serbestliğin genişletilmesi çok sayıda hükümlünün ve davanın buna tabi tutulması anlamına geliyor.
Türkiye, hassa bir dönemden geçildiğini ve terör örgütlerinin faal olduğu bir bölgede bulunduğunu belirterek terörle mücadele kanununda uzun süredir yumuşamaya gitme yönünde Brüksel’in uyarılarını görmezden geliyor.