ANKARA (AA) - Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülşen Akoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Afrika üzerinden gelen sıcak havayla sıcaklıkların hissedilir derece artmasının beklendiği hafta boyunca güneş ışınlarının etkilerine uzun süre maruz kalmanın güneş yanıklarını da beraberinde getireceğini belirtti.
Güneş ışığının yoğun olduğu günlerde güneş yanığı riskinin yüksek olduğunu vurgulayan Akoğlu, "Özellikle açık ten rengi ve açık saç rengi olanlar, güneş ışığına maruziyetin fazla olduğu açık alanlarda çalışanlar veya tatil yapanlar, derinin güneş ışığına hassasiyetini artıran ilaç (bazı antibiyotikler, tansiyon ilaçları, mantar ilaçları gibi) kullananlar kendilerini UV ışıktan korumadıkları takdirde daha sık güneş yanığı yaşayabilir." dedi.
"Güneş yanığı sadece deniz veya havuz tatillerinde görülmez"
Doç. Dr. Akoğlu, güneş yanıklarının sadece güneşli havalarda görülmediğini, güneş yanığının sadece deniz veya havuz tatillerinde görülebileceği düşüncesinin doğru olmadığını söyledi. Dağ, yayla gibi diğer açık alanlarda da bu riskin bulunduğunu aktaran Akoğlu, açık alanlarda çalışanların da risk altında olduğunu, hemen her mevsiminde güneş yanıklarının görülebileceğini vurguladı.
Güneş ışınlarına maruziyetin çocukluk ve ergenlik dönemlerinde daha fazla olduğunu ifade eden Akoğlu, "Güneş yanığı gelişme riski çocuklarda, erişkinlere göre çok daha fazladır. Çocuklar özellikle yaz aylarının yaklaşması ile beraber ev dışında fazla zaman geçirmekte ve genelde güneş yanığı olduklarını fark edememektedir." dedi.
"Güneş yanıklarında deri kanseri riski artıyor"
Doç. Dr. Gülşen Akoğlu, güneş yanığının güneşte kaldıktan 3-5 saat sonra, açık tenlilerde daha kısa sürede deride kızarıklık, aşırı ve yoğun hassasiyet ile kendini gösterdiğini belirtti.
Akoğlu, şiddetli güneş yanıklarında deri üzerinde içi su dolu kabarcıklar, şiddetli ağrı ve ödem görüldüğünü ifade ederek, şunları anlattı:
"Vücut ısısında artış ateş yükselmesi, mide bulantısı, kusma, baş ağrısı ve tansiyon düşmesi gözlenebilir. Bu şikayetler mevcutsa en kısa zamanda bir sağlık merkezine başvurulmalıdır.
Güneş yanığı akut yani kısa zamanda gelişen sonuçları olduğu gibi uzun dönemde derimizin sağlığını bozacak önemli gelişmelere de neden olabilir. Özellikle küçük yaşlardan itibaren ve sık sık güneş yanığı geçiren kişilerde deri kanseri gelişme riski, özellikle çok ciddi bir deri kanseri olan melanom gelişme riski artmaktadır. Bunun dışında güneş yanıkları, insanların yaşlandıkça kırışıklıklarında daha çok artış ve deri renginde düzensizlikler gibi kozmetik sorunlara sebep olmaktadır."
"Güneş koruyucular 2 saatte bir tekrarlanmalı"
Doç. Dr. Akoğlu, güneş yanığı olan kişinin güneş ışığından uzaklaşması ve serin bir yerde dinlenmesi gerektiğini ifade ederek, yanık bölgelerine soğuk uygulama yapılması gerektiğini söyledi.
Güneş yanığı olan bölgeye soğuk su ile ıslatılmış bezlerin serilmesi veya doğrudan soğuk su altına tutulmasının uygun olduğunu belirten Akoğlu, "Ağrı için ağrı kesici alınabilir. Yanık bölgesine bol nemlendirici uygulanması faydalı olacaktır. Eğer içi su dolu kabarcıklar gözlenirse soyulmamalı, bir dermatoloğa başvurulmalıdır. Hastanın klinik durumuna göre hekim kortizon içeren kremler tercih edebilir ve yanık bölgesinin enfeksiyon kaptığını tespit ederse antibiyotik tedavisi uygulayabilir." dedi.
Güneş yanığının önlenebileceğinin altını çizen Akoğlu, şu bilgileri verdi:
"Güneş ışınlarının en güçlü olduğu sabah 10.00 ile öğleden sonra 16.00 arasında güneşte kalınmamalıdır. Eğer bu zaman diliminde dışarıda olunması gerekliyse gölgede durmalı, şapka takılmalı, şemsiye kullanılmalı ya da uzun kollu ince giysiler giyilmelidir. Bu şekilde fiziksel olarak tenimizi korusak da giysilerin örtmediği bölgeler güneşten koruyucularla korumalıdır. Güneşten koruyucu ürünler, güneşe maruziyetten 15-30 dakika önce tüm güneş gören yerlere sürülmeli, 2-3 saatte bir tekrarlanmalıdır. Baş bölgesine sürülürken, kulak kepçeleri, ense, boyun, dekolte bölgesi unutulmamalıdır."