CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın CHP LideriKemal Kılıçdaroğlu’nu tehdidi konusunda, "Bir cezaevi kaçkınının siyasetçiyi tehdit etmesi, siyasi kurumu tehdit etmek anlamına gelir. Mafya bozuntusunun yazdığı mektup sadece Sayın Kılıçdaroğlu’na yazılmamıştır; o mektup Türkiye demokrasisine, milli iradeye yazılmıştır. Siyasetin namusunu şerefini koruyan kim varsa bu mektuba tavır almalıdır" dedi.
Ağbaba, CHP Malatya İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında özetle şunları söyledi:
VİRÜS YERLİ VE MİLLİ: Dünya’da Türkiye gibi bir ülke yok. Virüsü saat dilimlerine göre kontrol ediyorlar. Bizi yöneten dehalar virüsün haftasonları sabah 10 ile akşam 8 arasında virüsün uyuduğunu düşünüyorlar. Türkiye’deki virüs yerli ve milli olduğu için sadece hafta sonu ve gece bulaşıyor ama gündüz 10 ile akşam 8 arası bulaşmıyor. Lokantaya bulaşıyor ama 2000 kişilik fabrikada bulaşmıyor. Toplu taşıma araçlarında bulaşmıyor ama kahvehanelerde bulaşıyor. Hem vaka sayıları bakımından hem test sayısı bakımından rezil olmuş durumdalar.
ARINÇ AKP’DE SİYASİ RİSKİ SİGORTA EDİYOR: ABD Başkanı Biden olunca da Erdoğan başta olmak üzere, Bakan Gül, Cemil Çiçek ve şimdi Bülent Arınç’ın başınasanki taş düştü. Arınç ‘Kavala ve Demirtaş bırakılmalı’ diyor. Arınç 18 yıldır siyasette var, şimdi iyi polisi oynuyor, siyasi riski sigorta ediyor. Arınç’ın dediği olursa AKP’nin sözü gerçekleşmiş oluyor; eğer Arınç’ın dedikleri yapılmazsa bu sefer yine AKP’nin dediği gerçekleşmiş oluyor. Biden etkisi AKP’yi etkilemiş durumda. Cumhur İttifak’ında da çatlak var gibi görünüyor.
MAFYA BOZUNTUSUNUN TEHDİDİ: Bir cezaevi kaçkınının siyasetçiyi tehdit etmesi, siyasi kurumu tehdit etmek anlamına gelir. Mafya bozuntusunun yazdığı mektup sadece Sayın Kılıçdaroğlu’na yazılmamıştır; o mektup Türkiye demokrasisine, milli iradeye yazılmıştır. Siyasetin namusunu şerefini koruyan kim varsa bu mektupa tavır almalıdır.Türkiye bunlara teslim olmaz. Meclis Başkanı Sn. Şentop’a çağrı yapıyorum, bu mektup siyasete ve seçilmişlere yapılmıştır. Bir cevap vermeniz gerekmektedir. Bunlardan korkup sözümüzü esirgeyecek değiliz.
DEMOKRASİ İÇİN YARA: Şimdi MHP sözcüleri diyorlar ki, ‘MHP’yi hukuk dışı göstermek isteyenlere izin vermeyeceğiz’. Bence Devlet Bahçeli’ye izin vermeyin, Bahçeli mafya için ‘benim dava arkadaşım’ diyor. Bu sözler Türkiye demokrasisi adına büyük bir yaradır. Siyaset dışı, ahlak dışı, meşru olmayan insanlara siyaseti teslim etmemeniz gerekiyor. Cumhurbaşkanıyla ilgili 14 yaşındaki çocuğu tutuklayan savcılar bu tehdidi de görsünler. Sadece ‘beğen’ butonuna bastığı için çocuk tutuklayanlar, 93 yaşında emekli öğretmeni tutuklayanlar bu tehdidi de görmeli.
TERCİH EVİNE EKMEK GÖTÜREMEYEN ESNAFTAN YANA OLMALI: Tüm siyasi partilere ve vekillere çağrı yapmak istiyorum. Esnafın günü gelmiş borçlarını gelin faizsiz erteleyin ve yapılandırın. Esnafın borçlarıyla ilgili kanunu getirin, 1 saatte Meclis’ten geçirelim. 369 bin işyeri kapatılıyor. En son alınan kararlar ile 369 bin iş yeri, 16 Marttan beri süren kapatma uygulaması ile 14 bin 224 iş yeri yani toplamda 383 bin iş yeri ve bu iş yerlerinde yaklaşık 2 milyon çalışan ve ailesi açlığa terk edildi. Esnafımız ve yanında çalışanlar için yeni bir ‘Gelir Kaybını Destekleme ve İşsizliğe Karşı Koruma’ paketi derhal hayata geçirilmelidir. Esnaflarımıza aylık nakdi destekle maaş koruma programına alınmalıdır. Dünyada bunun örnekleri var. Tercihimiz yandaştan değil, evine ekmek götüremeyen esnaftan yana olmalı.
ACI REÇETENİN BEDELİNİ SARAY ÖDESİN: Erdoğan 20 Kasım günü ‘Bazı acı ilaçları içmemiz gerektiğinin de farkındayız. Türkiye'yi kur faiz sarmalından çıkarmak gerekiyor’ dedi. Bu acı reçetenin birinci maddesi faizdir. Dünyada en çok faiz uygulayan ülkelerden biri Türkiye’dir. Krizin bedelini mağdurları değil failleri ödemelidir. Diğer maddeler esnafla ve yılbaşında işçi ve memura zam vermemek olacak. Bu krizin faili işçi, çalışan, emekli veya çiftçi değildir. Fail Saray’dır, bedeli o ödemelidir. Bizdeki Saray’ın, Beyaz Saray’dan, Almanya ve Fransa başkanlarından daha fazla masrafı var. Saray’ın 1,5 milyon lira içecek masrafı ve 13,5 milyon lira yiyecek gideri var. Erdoğan’ın Saray’dan kalkıp 5 kilometre ötedeki Meclis’e gelmesinin maliyeti 5 milyon lira; her kilometresi 1 milyon lira. Faiz iyiyse bu 120 milyar dolar ve 10 milyon 287 bin işsizin bedelini kim ödeyecek?
YANDAŞLARIN SAHİBİ VAR AMA ÇİFTÇİLERİN YOK: Türkiye’nin çiftçisi hem çalışıyor, hem aç kalıyor. Yandaşların sahibi var ama çiftçilerin yok. Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası faizci ve tefecilerden daha fena. Çiftçi borçlarını yarım saat dahi ertelemiyorlar. 6 gün sonra bütçe görüşmeleri başlayacak. Gelin nasıl yandaşların borçlarını affettiyseniz bu ülkenin toprağına namusuna sahip çıkan çiftçilerin faizlerini de silin ve borçlarını yeniden yapılandırın."