İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, FETÖ'nün medya yapılanmasının "darbe çağrışımı" davasında, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığa yerel mahkemece "anayasayı ihlal" suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının onanmasına karar verdi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nce büyük salonda yapılan duruşmada, tüm sanıkların savcılık mütalaasına karşı beyanları alındı.
Tutuksuz sanık Mehmet Altan, mütalaaya karşı savunmasında Anayasa Mahkemesi'nin kendisi hakkında verdiği ihlal kararını hatırlatarak, "Anayasa Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda mahkemenizce tahliye edilmeme rağmen duruşmanın savcısı bu karara itiraz etti. Bu itiraz önce mahkemeniz, sonra da 3. Ceza Dairesi tarafından reddedildi. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun kararı mahkemenizce kabul edildi ve bu karar nedeniyle devlet bana tazminat ödedi.
21 Eylül'deki duruşmada, savcı tüm bunlar yokmuş gibi, benim yeniden müebbet hapse çarptırılmamı istedi. Hukuken böyle bir şey mümkün olabilir mi?" dedi.
Savcılığın mütalaasını eleştiren Altan, "Tüm sanıkları birlikte hedef alan, şahsi ayrıma gitmeyen bir mütalaanın hukuksal bir içeriği var mı? Lütfen savcı benimle ilgili suç olduğunu iddia ettiği delilleri göstersin." ifadelerini kullandı.
DAİRE BAŞKANINDAN AHMET ALTAN'A UYARI
Tutuklu sanık Ahmet Altan da cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasını eleştirerek, "Duruşma boyunca bir tek sanığın bile savunmasını dinlemeden, elindeki telefonla oynayan savcının mütalaasına bir bakalım. Savcının ilk saptaması, 'suçun maddi neticesi bulunmamaktadır.' Bir suçun maddi bir neticesi yoksa nasıl bir neticesi vardır. Hukukta 'manevi netice' diye bir şey var mı? Bizim karşımıza maddi ve somut kanıtlardan söz eden tek bir yargı mensubu çıkmadı." dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin bu dosyada verdiği hak ihlali kararına değinen Altan, "Biz anayasaya uymayı reddeden yargıçlar ve savcılar tarafından yargılanıyoruz. Anayasayı reddeden bu yargıçlar ve savcılar, sadece kendilerinin bildiği gizli yasalara göre mi bizi yargılıyor? Bu savcı neden Anayasa Mahkemesi ve onun kararlarını yok sayıyor." ifadelerini kullandı.
Bu sırada araya giren Ceza Dairesi Başkanı Taner Akıncı, sanık Altan'ı savunma hakkı kapsamı dışına çıktığı gerekçesiyle uyardı. Sanık Altan'ın konuşmasına "Savcı ciddi bir suç işliyor. Ben suç işlemiyorum. Anayasa Mahkemesi'ni yok sayamazsınız.” diyerek devam etmesi üzerine yeniden araya giren Başkan Akıncı, "Ahmet Altan esasa yönelik savunmanızı yapın. Savcı beyin kişiliğine yönelik saldırıda bulunamazsınız. 'Bu savcı' diyerek ithamlarda bulunuyorsunuz. Mütalaaya karşı savunmanızı yapın." diyerek, ikinci kez uyarıda bulundu.
Bunun üzerine sanık Ahmet Altan, sözlerine şöyle devam etti: "Bir savcı nasıl Anayasa Mahkemesi’ni yok sayar, bunu sorma hakkına sahip değil miyim? Elbette buna karşı çıkma hakkım var. Savcı, bizim için ağırlaştırılmış müebbet isterken önündeki dosyayı bir kere okumamıştır."
Sanık Altan, savunmasını "Sayın yargıç içinde subliminal, manevi cebir, soyut tehlike gibi yasalar ve hukukta hiçbir karşılığı bulunmayan bir dosya var. Umarım hukuka, anayasaya, yasalara uygun bir karar verirsiniz." şeklinde tamamladı.
Diğer sanıklar da savcılığın mütalaasını kabul etmediklerini ifade ederek, beraatlerini ve tahliyelerini istedi.
TÜM SANIKLARIN CEZASI ONANDI
Duruşmada sanıkların son sözlerinin alınmasının ardından, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi kararını açıkladı.
Ceza dairesi, tutuksuz sanık Mehmet Altan ile tutuklu sanıklar Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül'ün, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce "anayasayı ihlal" suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına karşı yaptıkları istinaf başvurularının esastan reddine karar verdi.
Daire, tutuklu sanıklar Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül'ün bu hallerinin de devamına hükmetti.
Ceza dairesinin kararıyla, tüm sanıklar hakkında ilk derece mahkemesince "anayasayı ihlal" suçundan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları onanmış oldu.
Sanıklara, karara karşı 15 gün içinde itiraz hakları bulunduğunu hatırlatan ceza dairesi, kararını Yargıtay yolu açık olmak üzere aldı.