Ahmet Hakan bey, bugun yine Hurriyet'teki köşesinin bir bolumunde "Atatürk Ittifaki" başlıklı bir yazı yazmış.
Hakan'in konuyla ilgili ilk yazısı da degil...Özellikle Ataturk'le ilgili olarak ipe sapa gelmez lafların cokcana sarfedilmeye başlandığı,adeta Ataturk'un ismiyle,yaptıklarıyla,sözleriyle memleket tartışma ortamının ortasına sürüldüğü son birkaç ay icersinde, aslında konuyla ilgili olarak Ahmet Hakan daha önce de yazilar yazdı. Ataturk'un ismi,söyledikleri,yaptıkları hususunda geniş bir mutabakat sağlanması gerektigini; ulke aydinlarinin,vatandaşların, siyasetçilerin bu mutabakatı benimseyerek artık Ataturk'un tartışma konusu olmaktan çıkartılmasınin sağlanması gibi ,samimi olduğu,iyi niyete dayandığı şüphesiz görüşleri dile getirdi.
Aslında Hakan'in konuyla ilgili gayretinin dogru ve haklı bir endiseden kaynaklanmakta oldugu açıktır.Ancak,Ataturk'un bu ülkede ilk ortaya çıkıp ismiyle,fikirleriyle,yaptıkları ve söyledikleriyle bilinir bir insan olmaya başladığı tarihten itibaren sürdüğü bilinen bu tartışma zemini üzerinde bir mutabakat arayışının dogru,akıllı, hakli bir iş olmadığı da açıktır.
Mustafa Kemal Atatürk hakkında, Sevr'i yırtma ve Mondros neticesi karşı karşıya kalınan emperyalist işgale karşı durma yönündeki KURTULUS VE KURULUS İRADESİ yönündeki kavgaya "bismillah" dedigi ilk gün itibariyla başlatılan yalan,dedikodu,dusmanlik , ihanet sarmalinin temsilcileriyle,onların manen çocukları, torunları olan zihniyet sahipleriyle zinhar ittifak "mumkun" degildir...Bu sonuç itibariyla ne demektir? Türkiye,Ahmet Hakan'in yazılarında belirttiği gibi ve kafasında kurup arzuları ölçüde bir "Atatürk ittifaki" sağlayabilecek bir ülke değildir.
Ataturk'un sağlığında nasıl Derviş Vahdeti'lerin,Damat Ferit'lerin,Durrizade 'lerin,Molla Mustafa Sabri'lerin temsil ettiği zihniyetle bir "ittifak" mumkun degildi ise; bugunlerde de, Fettullah'larin,Kadir'lerin,dort bir yana yayılmış ve devletin siyasetine,kadrolarına,ticaretine,iliklerine sızmış/sızdırılmis torunlarının at oynattigi/oynattirildigi bir ülkede "Atatürk ittifaki" bir boş hayaldir,imkansızdır.Bakiniz burada iki kelimeyi çok çok bilerek kullanmaktayim : Birisi , " sizdirilmis", diğeri ise "oynattirildigi" kelimelerdir. "Sizma" veya "oynatma" kelimesi ile "sizdirtma" ve "oynattirma" kelimeleri arasına sıkışmış; o üçüncü kişiler var ya...Iste onlar var oldugu müddetçe ve siyaset hayatinda irade sahibi olarak sızma ve oynama konusunda bu düşman kafalılarla iş,gönül,kafa birligi halindelikleri devam ettigi müddetçe bu ulke "Atatürk ittifaki" diye birsey göremez...
Atatürk, Tobruk'da,Derne'de,Balkanlarda,Canakkale'de,Inonu'de,Sakarya'da,Dumlupinar'da din için,devlet için,toprak için,bayrak için,irz için,namus icin savaşırken; elini,kolunu kıpırdatmayan, düşmanla isbirligi ve ittifak yapan; kuvvaya ve kuvvacilara idam fermanı çıkartan zihniyet sahipleri dun ne idiyse bugun onların cocuklari/torunları da odur.Bu çocuklarla /torunlarla "Atatürk ittifaki" olmaz.Problem burada degildir zaten...Onları "agabey" görüp, hürmet gösteren ; ödül töreni düzenleyip ön ilikleyip hazır ol duran; "ay öyle bir örgüt mü varmış,olmaz öyle şey,O muhterem bir hocaefendidir" diyen; son nefesini Atatürk'e söverek verenlere hasta ziyareti yapıp helallik alan kişilerin siyasette bulundugu bir ülkede nasıl "Atatürk ittifaki" yaparsınız?