Gerek var mı bilmiyorum ama önce başlıktan başlayalım. Görünen o ki, Ak Parti'den eksilmeler netleşti. Ve iktidar partisinden iki partinin çıkacağı artık kesinlik kazandı.
Birinci parti, kendisini 'GELECEK' olarak tanımladı. İkincisi, yani Ali Babacan'ın kuracağı partinin ismi ise henüz belli değil.
Kulislere bakılırsa, Ak Parti'den bir büyük, bir küçük parti çıkıyor. Ve önce küçük olacağı dillendirilen parti kuruldu.
Ali Babacan da yakında parti kuruluş işlemlerini tamamlayacak. O parti , Davutoğlu'nun kurduğu partiden daha büyük olacak.
Biz de bu konuda kulislerin yalancısıyız.
Peki bu yorumlar neye dayanarak yapılıyor?
İşte Ankara kulislerinde iki parti ve liderleri ile ilgili konuşulanlar:
1- Ali Babacan daha genç ve ekonomi biliyor.
2- Babacan'ın arkasında uluslararası finans çevrelerinin desteğinin yanısıra, kendisinin de belirttiği gibi önceki cumhurbaşkanlarından Abdullah Gül'ün olması onu daha güçlü kılıyor.
(Bu arada Ankara'da bazı kesimlerde de Abdullah Gül'ün Babacan'ın dezavantajı olduğu görüşü hakim. Zira kulislerde, Babacan'ın ilk televizyon programında Abdullah Gül' ü Cumhurbaşkanı yapmak için yola çıkmış bir çalışan görüntüsü verdiği dillendiriliyor.)
3-Ali Babacan'ın partisinde bir zamanlar Ak Parti'de önemli görevlerde bulunmuş 'ağır' toplar var. Bu 'ağır'lığı gidermek üzere elbette yeni yüzler de.
4-Ali Babacan'ın 'ağır' topları, gençler ile dengeleyeceği de seslendiriliyor. Zira partinin logosu dahil bir çok çalışması, gençlerden oluşan bir ekip tarafından yapılıyor.
5-Her ne kadar alışılmış bir lider profili çizmese de , Babacan'ın Türkiye'nin yeni Menderes'i olacağı ve merkez sağı toparlayacağı konuşuluyor.
6-Muhafazakar bir ailenin iyi eğitimli çocuğu olan ve hem eğitimi süresince elde ettiği başarılar, hem de genç yaşta bakan olarak edindiği devlet tecrübesi avantaj olarak gösteriliyor.
7-Tabii kadrosu ve kurucular kurulunda kimlerin olacağı da merakla bekleniyor.
8-Ancak ilk çıktığı televizyon programındaki gülümseyen yüzü, uzun yıllar siyasette gerginlikten bıkanlar için avantaj olarak bulunsa da, halkın büyük kısmında ise, ' çok kutuplaşmış bir ülkede bu tebessüm başarılı olabilir mi ?' sorularının sorulmasına neden olduğu da bir gerçek.
9-Aslında hem Davutoğlu'nun, hem de Babacan'ın en büyük çıkmazı; kendi kurdukları partiyi terk ederken, vatandaşa nasıl bir yeni bir parti vaad edecekleri ve bunu sürdürecekleri konusu. Zira aynı temenniler ile yola çıktıkları Ak Parti'nin, şimdi bunu başaramadığını söylemekteler. Yarın da aynı şeyin olmayacağının garantileri bu nedenle çok önemli.
10-Ayrıca başta adalet, demokrasi ve liyakatsiz atamaları sebep gösterdikleri Ak Parti'de , kendi sorumlu oldukları dönemlerdeki bu tür uygulamalarını yarın Erdoğan halka şikayet ettiğinde, kendilerini nasıl savunacakları da merak edilenlerin başında geliyor.
Yani hem Davutoğlu hem de Babacan'ın en büyük çıkmazı; halka nasıl AK Parti'nin devamı olmadıklarını, nasıl anlatacakları ve nasıl inandıracakları.
Bu arada Davutoğlu daha agresif bir çıkış yapıp, daha ilk günden Şehir Üniversitesi polemiği ile Erdoğan tarafından adeta bir suç duyurusu niteliği taşıyan baskın bir tepki ile karşılanmışken; Babacan için Erdoğan'ın ne diyeceği de merakla bekleniyor.
Zira son zamanlarda kulislerde, Erdoğan'ın Babacan'a geri dönmesi için değişik görevler önerdiği ve aracılar vasıtasıyla haberler gönderdiği dillendiriliyor. Bir başka iddia da, Erdoğan'ın kendinden sonraki dönem için Babacan'ın önünü açacağı konuşuluyor. Bunlardan hangisinin doğru olacağı ise parti kuruluşu ve söylemler ile yakın zamanda anlaşılacak.
Öte yandan şimdiden söylemeliyim ki; Ankara'da Ak Parti'den çıkan iki partiye ilave olarak 3 yeni parti daha kuruluş aşamasında ve hazırlıklar yapılıyor.
Bu gelişmelere bakınca; artık yeni dönemde partilerin değil ittifakların öne geçtiği bir siyasi yapı ile karşı karşıya kalacağımız açık ve net.
Zira yarış cumhurbaşkanı adayları arasında geçecek. Bu durumda Erdoğan'ın yeni partiler ve oy oranlarına göre, kimleri Cumhur İttifakı'a katabileceği en hassas konulardan birisi. Elbette bu Millet İttifakı için de bir o kadar önemli.
Bence seçimde yeni partilerden çok ,yeni ittifaklar ve birliktelikler daha önemli olacak.
Peki şimdilik siyasi arenada iki aday ve iki ittifak üzerinden yapılan hesaplara, bir üçüncü aday ve üçüncü ittifak gelirse ne olacak? Şimdi sıkı durun; zira bu üçüncü olasılık kapımızda!