AK Parti Merkez Yürütme Kurulu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Basına kapalı toplantı sonrasında AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulunuyor. Çelik, Sedat Peker tartışmalarına da yanıt vererek, "Siyasetin referansı suç örgütleri olmamalı" ifadelerine yer verdi.
"AK PARTİ'NİN BU ORGANİZASYONLARLA BİR İLGİSİ YOK"
Çelik, kendisine yöneltilen "Sedat Peker'in AK Parti mitinglerine neden izin verildi?" sorusuna ise 7 yıl önce söylediği sözleri hatırlatarak şöyle cevap verdi:
"Bu düşünce yanlıştır arkadaşlar. Ben 2015 yılında medya ve tanıtımdan sorumlu genel başkan yardımcısıyken bu mitinglerle ilgili bu yaklaşımımızın ne olduğunu ifade ettim. Orada söylediğim şey şudur: Genel bir prensibimiz var. 7 sene önceki cevabımı söylüyorum kim olursa olsun bu kişiler, bazı organizasyonlar başına 'AK' kelimesini koyuyor. Bunların AK Parti ile hiçbir ilişkisi yoktur. Organik bir bağı yoktur. 'Biz bu organizasyonlara destek veriyoruz' demediğimiz sürece bir bağımız yoktur. Bunlar bize destek veren mitingler bile yapıyorsa bile bizim bir bağımız yok. Herhangi bir şekilde kan akılmasını reddeden bir partiyiz"
İşte Çelik'in açıklamasından satır başları:
"İllegal mafyatik bir kişinin, İçişleri Bakanı ve Binali Yıldırım hakkındaki iddiaları gündeme getiriliyor. Sedat Peker'in iddialarını AK Parti MYK'sı en güçlü şekilde reddediyor. Biz güçlü bir siyaset hareketiyiz. Bu illegal mafyatik alanların siyasete konu olmasının yanlış olduğunu söyledim. Siyasetin sivil dinamikleri içinde olmaması gereken bir şey yaptıkları. İllegal alandan yöneltilen iddiaları, kendi muhalefetlerini inşa etmek gibi tarihi bir hata yaptılar. Siyasetin referansı hiçbir zaman suç örgütü olmamalı. İçişleri Bakanımız, eski başbakanımız hedef alınıyor.
"BİZ BU OYUNLARIN FARKINDAYIZ"
Diyorlar ki söylenenlerin açığa çıkması için ne yapacağız. Zaten arkadaşlarımızın kendileri yargı mensuplarına başvuruyor. Biz bu oyunların her zaman farkındayız. Devletimizin, İçişler Bakanımızın hedef alınarak nereye varılmak istendiğini görüyoruz. Görevdeki arkadaşlarımızın istifasını isteyenler, suç örgütlerinin söylemlerini referans almak siyaset yapmak anlamına gelmez. Bu siyasetçinin kendisini suç örgütlerine kullandırması anlamına gelir.
"BUNLAR SİYASET FAALİYETİ DEĞİL"
Böyle bir tablonun, her suç örgütü mensubu çıksa, partimiz, hükümetimizle ilgili iftiraları başka bir partiyle ilgili yapsa yarın kendileri için söylenen sözleri doğru ve meşru kabul etmiş olurlar. Bu şekilde yaptıklarının siyasi faaliyet olmadığını, gayrimeşru alanı meşru alana taşımak olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.
"EN YOĞUN DIŞ POLİTİKA GÜNDEMİ FİLİSTİN'E YAPILAN SALDIRILARDI"
Bu süre içerisinde en yoğun dış politika gündemini oluşturan konu İsrail'in Filistin'e saldırısıydı. Türkiye'nin diplomatik girişimleri Filistin'den, vicdandan, uluslararası adaletten yana sayın Cumhurbaşkanımızın gayretleriyle oluştu. Bir işgal ve iftira sözlüğü diye bir şey yayınladım. Filistin mazlumlarına karşı Netanyahu hükümetinin saldırısına bunun adını, Netanyahu hükümetinin emir verdiği polisler Filistinli çocukları öldürdü diye çıkmıyor; Filistinli çocuklar öldü diye çıkıyor. Filistinliler direnince deniyor ki, taraflara itidal tavsiye ediyoruz. İsrail'in kendini savunma hakkı vardır deniyor.
"SALDIRILARIN MEDYATİK DİLİ KARA PROPAGANDA"
Bu saldırının medyatik dili son derece kara propagandadır. Cumhurbaşkanımız 20'ye yakın devlet başkanıyla konuşarak uluslararası iradeyi harekete geçirmek istedi. Bu küresel vicdan harekete geçirilirken Harem-i Şerif'e yapılan saldırıda en güçlü ses Türkiye'den oldu. ABD Cumhurbaşkanımızın ifadesini antisemitizm olarak ifade etti. Bu yaklaşımı kınıyoruz. Cumhurbaşkanımız İslamofobiyi beraber mücadele edilecek konuların en üstüne koymuştur.
"İSTİHBARATIMIZIN TESPİTLERİNİ PAYLAŞAMAM"
İstihbaratımızın yaptıkları tespitleri paylaşmak istemem. Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlü bir devlettir. Kuşkusuz bu söylediğim son gündemle de ilgilidir. biz takibimizi sürdürürüz. Şu aşamaya gelindi gibi bir ayrıntı vermem doğru olmaz"