AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.
İşte Çelik'in açıklamalarından satır başları:
ABD'nin İnsan Ticareti raporunda Türkiye'nin suçlanması asla kabul edeceğimiz bir durum değildir. Açık ve net bir şekilde iddia ediyorum ki Türkiye Cumhuriyeti bu konuda sicili en temiz ülkedir. Müttefiklerimizin teröre verdiği destek bizi üzüyor.
(Kadına karşı şiddetle mücadele) Daha önce biliyorsunuz üç eylem planı açıklanmıştı. Şimdi de 4. ulusal eylem planı açıklanmıştır. Bu, paydaşların ortak iradesiyle ortaya çıktı. Ana hedefler çok önemli.
MÜSİLAJ AÇIKLAMASI
Çevre konuları ile ilgili takiplerimizi sürdürüyoruz. Doğa pozitif dediğimiz bir yaklaşımla bakmamız gerekiyor. Hasar kontrolü sürdürülebilirlik meselesi değil, daha iyi noktaya gelmek için çalışmaların nasıl yapılması gerektiği konusunda da kafa yoruyoruz. Doğa yanlısı bir yaklaşımın bir takım çalışmalar yapmak gerekiyor. Büyük bir ağaçlandırma faaliyetini yürütüyoruz. Güneş enerjisi olmak üzere çevre dostu kaynaklara yönelmeye devam ediyoruz. Arıtma tesislerini açmaya devam ediyoruz. En aktüel konu müsilaj konusudur. Sürekli takip ediyoruz. Bakanlığımız Marmara'daki müsilajı bertaraf etmek için seferberlik başlatmıştı. 11 bin metreküp müsilaj toplandı. Yüzeyde ciddi anlamda azalma olmuştur. Son tablo sevindiricidir. Görüntü doğal haline dönmeye başlamıştır. 7 ilde bu noktaya geldik. Bu kirliliğin sebebi olanlara köklü çözüm getirmek gerekiyor. Mevzuata aykırı faaliyet gösteren 140 tesise para cezası verildi. Bu kirlilikle bir daha karşılaşmamak için ne yapmamız gerekir? Bununla ilgili bir çalışmayı biz de burada takip ediyoruz. Bundan sonra önemli olan bir daha bu noktaya gelmemektir.
Dünyada çeşitli yerlerde bakım evlerine terk edilmiş insanlar, sağlık hizmetine erişemeyen insanların tablolarını gördük. Çok şükür Türkiye, güçlü bir devlet olarak, güçlü altyapısıyla atlattı. Bu şekilde gayriinsani tablolarla karşılaşmadık. Her gün çeşitli açıklamalar görüyoruz. Buna siyasetle karar vermeyelim. Bilim Kurulu'nun kararları ve tavsiyeleri doğrultusunda herkes alınması gereken önlemleri alıyor. Sağlık Bakanlığımızın verilerine göre şu ana kadar 36 milyona yakın vatandaşımız bir doz aşılarını yaptırmış. Hiçbir şekilde gevşememek gerekiyor, tedbirleri devam ettirmek gerekiyor. Nihayetinde bu biz siyasetçilerin karar verebileceği bir konu değil.
Sağlık Bakanlığımızın verilerine göre bir milyondan fazla aşı bir günde gerçekleşebiliyor. Mücadele sürerken tehlikenin de boyutları değişiyor. Tedbirleri devam ettirmek gerekiyor. Çeşitli sektörlerdeki esnaf, çiftçi ve emekliyi korumak için Hükümetimizin açıkladığı destekler var. Yıl sonuna kadar 196 milyar liraya ulaşacak.
"CUMHURBAŞKANIMIZ YAKINDA BAŞKA MÜJDELER DE VERECEK"
Niye Diyarbakır annelerini her seferinde anıyorum? Bu olay Türkiye'nin en büyük vicdan olaylarından bir tanesidir. Çocukları dağa kaçırılmış. Bu dağa kaçırmalar da belli siyasiler aracılığıyla yapılmış. İlk defa bu kadar sivil, anne vicdanının bir araya gelerek talep ettiği tek bir şey var, evladını istiyor. Dünyada bundan daha meşru ve haklı bir talep olabilir mi? Olamaz. Annelere selam göndermekten, destek vermekten daha doğal ne olabilir. Annelere saygısızlık yapanların gündem olması gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımız, anneleri Ramazan'da kabul etti. Şimdi onlarla yine bir araya gelecek. Bu sefer anlamlı bir buluşma olacak. Kadın vekillerimizin daha yoğun bir talebi olduğunu görüyoruz. 10 bine yakın yurttaşımız bu anneleri ziyaret etti. İnşallah yakında başka müjdeler de verecek. Kapsamlı bir Diyarbakır programı gerçekleşecek.
Sağda solda Cumhurbaşkanımızın Kuzey Kıbrıs'a gidecek olmasından rahatsızlık duyduğunu beyan edenler olduğunu görüyoruz. Kendi işinize bakın. Kimsenin rahatsızlık duymaya hakkı yok. AB iki devletli çözüme meşru bakmıyorsa hangi çözüme meşru bakıyor? Verilen sözlerin ne olduğunu biliyoruz. Hem Türkiye hem Kuzey Kıbrıs iki eşit topluma dayanan bir devlet kurulması için evet kampanyası yapılırken, Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ta hayır kampanyası yapıldı. Kilise doğrudan aforoz etme tehdidinde bulundu.
YUNANİSTAN DIŞİŞLERİ BAKANI'NA TEPKİ
Yunanistan Dışişleri Bakanı bilerek yalan söylüyor. Atina anlaşmasını ihlal edecek şekilde turizm sezonunda 15 Eylül'e kadar yapılmaması gereken bir tatbikat yaptılar. Cumhurbaşkanımız ile Miçotakis arasında NATO'da yapılan görüşmede elde edilen kazanım Yunanistan tarafından zedelenmiş oldu. DEAŞ'la mücadeleye Türkiye'nin destek vermediği konusunda Yunanistan Dışişleri Bakanı yalan söylüyor, net. Bilerek yalan söylüyor. Türkiye, DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyon'un üyesidir. Türkiye'nin bertaraf ettiği terörist sayısı bellidir. Yunanistan, DEAŞ'la mücadelenin neresinde acaba. Benim anladığım şudur. Yunanistan Dışişleri Bakanı, Yunanistan hükümetinden bağımsız hareket ediyor.