Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 26 Haziran 2009’da Türk Ceza Kanunu’nda bazı değişiklikler öngören değişikliği gündeme getirdi. Başbuğ, “Bu kanun teklifini kim hazırladı? Tamamen FETÖ ile ilgili. Bu araştırılsın” dedi.
Kamuoyunda ‘gece yarısı operasyonu’ olarak bilinen tasarıda AK Partili Mustafa Elitaş’ın da imzası bulunuyordu.
Elitaş, söz konusu yasanın 4 partinin mutabakatı sonucu TBMM’den geçtiğini öne sürdü.
Yeniçağ gazetesinden Orhan Uğuroğlu’na konuşan o dönem MHP'nin grup başkanvekilleri Oktay Vural da Mehmet Şandır da “Bu durumda hepimiz FETÖ’cü müyüz” diyen Mustafa Elitaş'ı yalanladılar.
Yazıya göre Vural, şunları söyledi:
MHP'nin de Sayın Devlet Bahçeli'nin de askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmalarına olanak veren yasa hükmü değişikliği için AK Parti iktidarına destek verdiği yönünde bir karar yoktur, külliyen yalandır.
Başbuğ’un sözlerini ilk olarak Elitaş’a soran ve yazan Orhan Uğurlu, şunları ifade etti:
Elitaş söyleşim sırasında "MHP destek verdi, Mehmet Şandır da 4 partinin başkanvekilleri toplantısına katıldı. Hatta o gece grup başkanvekili olan Oktay Vural, yasa metninde düzeltme istedi" diye iddia etti.
Ben kendileri ile konuşmadığım için dün yazımda isimlere yer vermemiştim ama bugün her iki isim ile de konuştum.
Oktay Vural bu iddiaya şöyle yanıt verdi:
Ben genel kurula indiğimde bu yasa maddesi görüşülmüş kabul edilmişti. Ancak ben bu yasal düzenlemenin yanlış olduğunu ifade ettim. Meselenin özü şudur. Bu düzenleme yapılırken, askerlerin sivil yargıda yargılanması anayasa değişmeden mümkün olamazdı.
İşin püf noktası şurada: Barış zamanında askerler dâhil bütün soruşturmaları adli yargı tarafından yapılır ve mahkemeler tarafından yapılır hale geldi. Ben Grup Başkanvekilleri toplantısına katılmadım. Orhan Bey, Sayın Mehmet Şandır bey ile görüş, o da görüşlerini açıklasın.
Yazıya göre Şandır da söz konusu iddiaları kesin bir dille reddetti ve özetle şunları söyledi:
Sayın Başbuğ AKP'ye de siyasi ayağın ortaya çıkarılması için bir imkan ortaya çıkmasını sağladı. Siyasi ayağın ortaya çıkarılması için bu bir imkandır ama yeterli değildir. FETÖ'nün siyasette, yargıda, poliste yani devlette yer bulması sadece bu toplantı ve bir dava ile ortaya çıkarılamaz.
26 Haziran gecesi
Haziran’ın 25’ini 26’sına bağlayan gece saat 00.59’da başlayan TBMM’nin 110. Bileşiminin dokuzuncu oturumu 13 dakika sürmüştü. Oturumda Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun teklifi görüşüldü.
Görüşme sırasında Türkiye’de askerlerin TCK’nın 250. maddesine giren suçları işlemesi durumunda sivil savcılıklar tarafından kovuşturulmaları ve sivil mahkemelerce yargılanmaları ilkesini getiren değişiklik onaylandı.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesine eklenen fıkrada, “Barış zamanında, asker olmayan kişilerin Askeri Ceza Kanununda veya diğer kanunlarda yer alan askerî mahkemelerin yargı yetkisine tabi bir suçu tek başına veya asker kişilerle iştirâk halinde işlemesi durumunda asker olmayan kişilerin soruşturmaları Cumhuriyet savcıları, kovuşturmaları adlî yargı mahkemeleri tarafından” yapılacağı belirtildi. Bu değişiklikle sivillerin askerî suç işlemeleri durumunda bile askerî mahkemede yargılanmalarına son veriliyordu.