CHP’li Ekrem İmamoğlu, AKP’li rakibi Binali Yıldırım’ın yaklaşık 15 bin oy önünde. Seçimde şaibe olduğu iddiasını gündeme getiren AKP, geçersiz oyları saydırmasının ardından İstanbul’da tüm oyların sayılması talebiyle Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) başvurmuştu. Bu talep reddedilince, İstanbul’da seçimin yenilenmesi talebi dile getirilmişti.
’26-27 bine yakın seçmen hareketi olmuş’
Uysal, 24 Haziran 2018’deki seçime göre seçmen listesinde sadece 2 bin 100 civarında artış olduğunu ancak oran olarak Türkiye’nin hiçbir yerinde olmayan bir seçmen hareketi yaşandığını savundu.
Uysal şunları söyledi: “Sekiz ayda 172 bin 351 seçmenden toplam 11 bin 954 seçmen düşürülmüş. Düşürülenler içerisinde ölenler, yurtdışına çıkanlar, askere gidenler ve il dışına gidenler var. Hiçbir yerde seçmen olamayanlar var. 14 bin 264 seçmen de yeni kayıt yaptırmış. Toplamda yaklaşık 26-27 bine yakın seçmen hareketi olmuş. Büyükçekmece seçmen kaydından düşenler içerisinden burada 3 bin 92 seçmenden de baktığımız zaman diğer kaydı düşürülen seçmenlerde soyadı ismi tarandığında AK Parti’ye oy verdiği kolayca tespit edilen kişiler olduğunu görüyoruz.”
26 binlik bir seçmen hareketini tek kişinin yapamayacağını öne süren Uysal, bunun ‘organize bir iş‘ olduğunu savundu.
‘Sahte seçmen için üç usul var’
‘Sahte seçmen‘ kaydı için ‘usulleri‘ de sıralayan Uysal, şu tanımları yaptı: “Sahte kayıt yerleri, seçmen kaydedilebilecek yerler için iki ve üç usül kullanılmış. Ruhsat alınan ama inşaatına başlanmayan yerler, bina var gibi gösterilmiş. İkinci usül Büyükçekmece bölgesinde yazlık olarak kullanılan yerlerde boş olan adreslerin sahte seçmen kaydı yapılabilecek listeye alınması olmuş. Üçüncü usul işyeri kaydı olan yerler konut gibi gösterilmiş.”
Uysal, saydığı usulsüzlükler nedeniyle seçimin iptal edilmesi gerektiğini söyledi.