Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanı ve eski Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Star'da "Yeni bir ittifak arayışı mı var?" başlığıyla yayımlanan yazısında "Yok. Benim gördüğüm kadarıyla siyasi alanda yeni bir ittifak arayışı falan yok" görüşünü dile getirdi.
Akdoğan şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkiye İttifakı’ ifadesi üzerine çok şeyler yazıldı, konuşuldu. ‘Acaba Cumhur İttifakı rafa kaldırılıp başka bir ittifak arayışı içine mi giriliyor’ türü sorular soranlardan, yeni koalisyon şemaları çıkaranlara kadar kafası karışık siyaset yorumcularına şahit olduk.
Oysa ortada böyle bir siyasi çalkantı meydana getirecek bir durum yok.
Türkiye ittifakı, Cumhurbaşkanımızın konuşmasında geçen bir ifade. Genel bir kucaklaşmayı, milli meselelerde ortak tavır almayı, Türkiye’yi her türlü tartışmanın üzerinde tutup yüceltmeye çalışmayı anlatıyor.
Malum her seçimde siyasi tarafgirlik, kutuplaşma, gerilim artar. Seçim gecesi yapılan Balkon Konuşması da bu tansiyonu düşürmeyi, genel bir kucaklaşmayı, siyasi pozisyonları bir tarafa bırakıp yeniden Türkiye’nin gündemine odaklanmayı amaçlar.
‘Hep birlikte Türkiyeyiz’ temalı bir söylem biçimidir bu. Türkiye’nin içinden geçtiği süreçler bağlamında birlik temasını vurgulayan bu tür ifadeler çeşitli şekillerde serdedilir. Bu bir siyasi anlayış, üslup ve tarz ortaya koyar, bir koalisyon teklifi veya seçim ittifakı projesi değil.
Ortada bu anlamda bir ‘siyasi proje’, ‘seçim projesi’, ‘koalisyon projesi’ falan yok.
Siyasi mutabakat zeminini genişletmeye çalışmak, siyasi konularda her siyasi kesimden anlayış beklemek ve ortak bir milli hissiyatı öne çıkarmaya çalışmaktır.
Cumhur İttifakı, 15 Temmuz sonrasında milli bir duruş olarak ortaya çıkmış, hem bir siyasi mutabakat zemini oluşturmuş, hem de bir siyaset ve seçim ittifakına dönüşmüştür.
Nitekim bu ittifakın seçimlerde somut bir işbirliği projesine dönüşmesi sosyal alandan siyasi alana yansıyan bir tablo ortaya koymuştur. Bu çok değerli bir işbirliği zemini olduğu gibi, Türk siyasi tarihi açısından da benzerine az rastlanır bir durumdur.
Geçmişten bu yana ittifaklar, koalisyonlar, örtülü/açık işbirlikleri, türlü türlü seçim dayanışmaları yaşanmıştır. Ama Cumhur İttifakı’na şekil ve muhteva açısından benzeyeni olmamıştır. Bunun sebebi daha önce hiçbir darbenin püskürtülememiş olması, ardından böyle bir toplumsal duyarlılık oluşmaması ve ülkenin içinden geçtiği şartlar ile seçim süreçlerinin denk düşmemesidir. Böyle bir konjonktürde seçimler sadece yerel veya merkezi yönetimleri belirlemenin ötesinde anlamlar taşımaya başlamıştır.
Cumhur İttifakı’na sadakat konusunda AK Parti’nin bir şüphesi, sorunu, güvensizliği yoktur.
Türkiye İttifakı ifadesinden kalkarak meseleyi AK Parti-MHP arasında bir güvensizlik oluşumuna götürmeye çalışmak boş bir uğraştır.
Seçim sonuçları üzerinden AK Parti ile MHP’lilerin birbirini suçlayacağını temennisiyle bir ayrışma ve hesaplaşmayı tetiklemeye çalışanlar beyhude bir uğraş içine girerler.
Erdoğan, AK Parti içinde böyle bir hesaplaşmaya geçit vermediği gibi, MHP’ye karşı da güvensizlik oluşturacak böyle bir sorgulamaya fırsat vermeyecektir.
Sayın Bahçeli de Cumhur İttifakı konusunda kararlı ve dirayetli bir duruş içindedir. Bahçeli’nin seçim gecesinde sonuçlarla ilgili farklı çıkışlar yapabileceğini söyleyenler nasıl o gece hayal kırıklığına uğradıysa, seçim sonrasında negatif değerlendirmeler bekleyenler de boşa düşmüştür. Ne Bahçeli bu felaket tellalı fitnecilerin dediği gibi bir tutum içine girmiştir, ne de AK Parti Cumhur İttifakı’na karşı farklı bir tutum içine girecektir.
Nitekim Bahçeli ‘MHP'nin temel tercihi Cumhur İttifakı’nın yaşaması ve yaşatılması doğrultusundadır. '2023 Lider Ülke Türkiye' amacına sonuna kadar sadığız’ sözleriyle kararlı duruşunu ortaya koymuştur."