Yahu arkadaşlar gülüyorum, artık… Milliyetçi-ülkücü arkadaşların nostalji kokan sitelerindeki paylaşımlarında sık sık eski bir sloganımız hatırlatılıyor: "Savaşımız vurguncu düzenedir..." Bugün yine böylesi bir sitede gördüm; eski arkadaşlarımızdan birisinin aklına gelmiş ve o yıllarda kullandığımız başka bir sloganı da hatırlatmak istemiş: "Yaşasın devlet, yıkılsın düzen..." Bırakın "düzenin yıkılmasını", "beka...beka..." diye diye devleti zor yaşar hale getirdiler. "Türk" adının yüzü suyu hürmetine; "Türk'e kut vermiş " ulular, alpler, erenler aşkına; Oğuz Ata'nın aşina soyunun devamına ikrar vermiş veliler hürmetine hala YIKILMADIK, ayaktayız!... "YAŞASIN" dediğimiz devletin; "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE" diyerek mensubiyetiyle gururlandığımız Milletin hayat damarlarını kesiyorlar ve BİZE MAALESEF SEYİR DÜŞTÜ... İki sloganımız daha vardı: "Komşusu açken tok yatan bizden değildir..." Bunu afiş yapmıştım/yapmıştık... Memlekette insanlar açlıktan kırılır hale geldi. Hem de becerilemediği, başarılamadığı için değil (hoş o da işin öteki yüzü/yanı ya...) çalınıp, çırpıldığı için; vurguna, soyguna, yolsuzluğa yol verildiği; "vurguncu düzen" enstrümanı haline gelindiği için; "açım" diye haykırana "yalan!!!" diye haykırıp, “git seni doyursunlar" diyecek (gitti Peygamber Efendimizin hadisinden yürüttüğümüz güzelim afiş sloganı) bir kafaya "Evetttt" dediğimiz için; suya ateş yaktığımız, tekeden süt sağdırdığımız, balı tuza karıştırdığımız (Nenem Afifa Kadının lafı: "ASIL AZMAZ, BAL KOKMAZ...") için bu hale geldik/getirildik... Bahsettiğim 2. afiş sloganı ise "...Türkiye'yi aç hürler, tok esirler Ülkesi yapmayacağız..." Bu afişi de 12 Mart evveli günlerden hatırlıyorum. (CKMP afiş sloganıydı) MHP de basın sorumlusu, MÇP ve sonra MHP’de Basın ve Propaganda Başkanı olduğum yıllarda da aynı sloganı (evvelkiler gibi seçim afişlerinde kullanmıştım.) Bugün Perinçek'li, Pelikanlı SETA'lı, ihvanlı, tarikat kuşatmalı desteğiyle; amip gibi ortalıkta gezen iş kovalayıcısı porscheli nevzuhur zadegan sınıfıyla, iki-üç-dört-beş maaş ücretli çoğu eski siyasetçi bürokrat takımıyla; orta halliden, fukaradan esirgediğini zengini daha zengin etmeye tahsis eden, açı daha aç edip; orta halliyi açlığa iten uygulamalarıyla; "açım " diyene "aç yatan bizden değildir" diyebilen kafa yapısıyla hüküm süren bir iktidar ...İşte, dünlerde bu sloganları afiş yapan bir geçmişin mirası üzerinde oturmakta olan arkadaşlarımıza o güzel günleri, hatıraları, idealistçe verilen mücadeleyi hatırlatarak bol bol nostalji yapmak lazım... Bu mirasa çizgi çizerek, böyle bir mirası onlara bırakarak göçenlerin (Taşer'in, Ahmet Er'in, G. Sazak'ın, Hacıeminoğlu, Kafalı, Eröz, Güngör, G. Erdem'lerin yaşadıkları idealizmi ve ONLAR GİBİ ÜLKÜ ULULARININ HATIRALARINI UNUTARAK VE ASLA KABUL EDEMEYECEKLERİ HALLERİ KABULLENEREK, İDEOLOJİK ÇİZGİ ÜZERİNDE YÜRÜYOR OLMANIN MÜMKÜN OLMADIĞINI/OLAMAYACAĞINI BU ARKADAŞLARIMIZA TEKRAR TEKRAR ANLATMALIYIZ... Boş boşa ve biz bize konuşacak yerde Rahmetlinin tabiriyle BÖYLESI BİR "GÖNÜL SEFERBERLİĞİ" BAŞLATSAK... Son kere de olsa, bir ufak ümit de olsa elli yıllık yaşanmışlığın aşkına bir silkinsek ve bir kere daha "EY TÜRK, KENDİNE DÖN" demeyi, camia nezdinde bağırmayı, haykırmayı denesek... Rahmetli "GÖNÜL SEFERBERLİĞİ" diye yırtınıyor; bu konuyu her lafının, açıklamasının, konuşmasının, konferansının başlangıcı yapıyor; Millete gitmenin, Milletle bütünleşmenin temel şartı sayıyordu. Bölündük, ufak ufak olduk. MHP'deyiz, İYİ'deyiz, BBP'deyiz, ya AKP'deyiz içinde; kah sözüm ona dışındayız... (Yukarda sayılan zevatla birlikte destekteyiz... Perinçek’le aynı gemiye tayfa olduk.) ("Tuz/ateş "bal/tuz", "teke/süt" e rağmen) AKP ye destek... Kimimiz İYİ'den ayrıldı, partileşecek; kimimiz "sözümüz var" diyor; kimileri (en az iki üç tane var, zaten partiler kurdular; kimi idealizmini başka yerlerde bulunan arkadaşlarımızdan eksik yaşamamış arkadaşlarımız başka partilerde) ... Hala arkadaşlarımız " HANİ SAVAŞIMIZ VURGUNCU DÜZENE İDİ" diye yazıp soruyorlar. "YAŞASIN DEVLET, YIKILSIN DÜZEN" de demiştik. "KOMŞUSU AÇKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR" de demiştik. "TÜRKİYE AÇ HÜRLER, TOK ESİRLER ÜLKESİ OLMAYACAK" da demiştik. HATIRLAYALIM... HATIRLATALIM... BU SEFERKİ "GÖNÜL SEFERBERLİĞİMİZ" KENDİMİZE OLSUN, 50 YILLIK GEÇMİŞİN YAŞANMIŞLIKLARINA OLSUN!.. Çok büyük bir ümit sahibi değilim, ama böylesi duygu yüklü bir ortam İDEALİZMİ VE UNUTTUĞUMUZ -Dündar Taşer Rahmetlinin tarif ettiği-"ROMANTİK MİLLİYETÇİLİĞİ" bir nebze de olsa ateşleyebilir. En azından bazı arkadaşlarımızın iki elleriyle kafalarını tutup "NEFS MUHASEBESİ" yapmalarına vesile olur, vesselam. EĞER BECEREBİLİRSEK (Kİ, İHTİMAL ZAYIF); BU NEFS MUHASEBESİ VE “EY TÜRK KENDİNE DÖN” ÇAĞRISI; ÖZE DÖNMEYE VE ÖZDE BULUŞMAYA VESİLE OLABİLİR… Şevket Bülent YAHNİCİ Paltosu hala Yüksel Cad. ile Karanfil Köşesindeki binada Hasan Kozan’a teslim ettiği yerde duran Kardeşiniz CKMP Gençlik Kolları üyesi, 12 Mart evveli CKMP/MHP Basın Müşaviri...Bir donem Ülkü Ocakları Basın Sözcüsü. 1975-1978 Başbakanlık Öze Kalem müdürü/ müşavir. 12 Eylül öncesi MHP basın müşaviri ve avukatı. (Rahmetli’ nin) 1987 MCP Genel Başkan Yrd. Basın Propaganda Bşk. sonrası MHP Genel Başkan Yrd. Basın Propaganda Bşk. Sözcü. 1997 MHP MYK Üyesi. Sözcü. 1999- 2003 MHP Genel Bşk. Yrd. Basın ve Prop. Bşk. Sözcü. 12 Eylül öncesi MHP Basın Müşaviri 1987 MÇP Basın Propaganda Başkanı İsim değişikliği sonrası MHP Genel Başkan Yrd., Basın ve Propaganda Bşk, Parti Sözcüsü 1997 MHP MYK üyesi, Parti Sözcüsü, 1999-2003 Gn. Bşk. Yrd., Basın Prop. Bşk., Parti Sözcüsü