Kulislerden elde ettiğimiz bilgilere göre bu ziyaretler hız kesmeden devam edecek gibi. Bu anlamda gündem belirleme üstünlüğü sistem değişikliği üzerine çalışan muhalefet partilerine geçmiş durumda. O kadar ki Cumhurbaşkanı gündemin akışına uyup hamle üstünlüğü için Anayasa değişikliği kartını ortaya sürdü. Gerçi MHP'den yapılan "mevcut başkanlık sistemini güçlendirmek için Anayasa değişikliği" açıklaması konunun yönünü değiştirse de gündem belirleme üstünlüğü yine de muhalefetin…
ERDOĞAN’IN HAMLE YAPMASI ZORLAŞIYOR
Partiler arası ziyaretler konusunda da muhalefet iktidarın harekete geçmesini sağladı. Erdoğan'ın MHP ve Oğuzhan Asiltürk ziyaretleri de yine gündem üstünlüğünü muhalefete verdi. Yalnız konu sadece gündem üstünlüğü olarak okunmaktan uzakta. Çünkü Erdoğan’ın ziyaretlerinde bu arada tartışılan kimi konuları göz ardı etmemek gerek. Örneğin bir kabine değişikliği olacak mı? Kabinede temsilcisi olmayan MHP, böyle bir değişikliğe sıcak bakacak mı? Kulislerden edindiğimiz bilgiler, Erdoğan-Bahçeli görüşmelerinde bunların masaya yatırıldığı üzerine. Bu konunun temel gerekçesi Berat Albayrak'ın bakanlıktan gitmesiyle Bakanlar Kurulunda denge kalmaması ve ağırlığın Süleyman Soylu'ya kayması. Yeni denge kurulmasına ihtiyaç duyulduğu yorumlarını AKP içinde Pelikancılar ve diğer bazı kişilerce dile getiriliyor.
Yalnız, Soylu konusunun taraflarından biri de MHP olunca iş değişiyor ve Erdoğan'ın hamle yapması zorlaşıyor. Bunu aşmak için çeşitli yollar denendiği, hatta Erdoğan’ın Bahçeli’ye bu konuyu ilettiği konuşulanlar arasında. Örneğin, birkaç değişiklik yaparak kabineyi yenileme ve MHP'nin onay vereceği isim ve isimlerle yeni Bakanları atama seçenekleri süreci hızlandırabilir. Tarım ve Orman, Çevre ve Şehircilik, Ulaştırma ve Altyapı Bakanları, İçişleri Bakanıyla birlikte değiştirerek, konuyu “bir bakana dönük operasyon” görüntüsünden çıkarıp, "revizyon, kabine değişikliği" görüntüsüne sokabilir.
BU HAMLELERİN ARDI 2021'DE BİR ERKEN SEÇİM DEMEKTİR
Değişikliğin siyaseten de iktidara yarayacağı düşüncesi AKP içinde sıklıkla vurgulanıyor. Dünyada Koronavirüs aşılamasıyla birlikte iyiye gidiş algısının doğacağına, bunun piyasalarda olumlu hava yaratacağına olan inançla bu olumlu sürece katkı sunan kabine değişikliği kurgusu yapılıyor.
Bir diğer olumlu hava kurgusu dış politika temelli. Avrupa ve Amerika ilişkilerinde derleyip toplayan ve Biden ile anlaşma (Biden’ın isteklerini yerine getirme olarak da okuyabiliriz) yolunda olumlu-uysal katkı sunması beklenen, ılımlı ya da Erdoğan’ın aksine iyi polisi oynayan kişiler üzerine bir kabine değişimi, AKP kurultayı ile aynı döneme de bırakılabilir.
Değişimin reform görüntüsü vermesi için ek yöntemler uygulanması da mümkün. Sadece kişileri değiştirmiş olmamak için yöntemsel bazı farklı adımlarla süreç pekiştirilebilir. Örneğin kısmen ve görece Avrupa'nın gönlünü alma kıvamındaki kimi reform girişimleri ve Biden'ın taleplerini karşılama yoluyla rahatlama sağlanırsa ola ki kabine ve merkez yönetiminde değişiklikler de gerçekleşirse siyaseten ne sağlanabilir? Bunlar birlikte değerlendirilirse bu hamlelerin ardı 2021'de bir erken seçim demektir. Ve işin ilginci bunu bilecek ve buna karar verecek tek kişi yine Erdoğan. Zira Meclis aritmetiği, AKP dışındaki tüm partiler bir araya gelse de erken seçim kararı verilmesine uygun değil. Özetle kimi isim, siyasi ve ekonomik iş tutuş biçiminde değişikliklerle erken seçimin zemini yapılabilir.
Buna biraz da Erdoğan'ın önüne konulan anketler yön verecek. Çünkü yapısal değişimler gerçekleşmediği müddetçe doğacak bahar havası geçici olacaktır. İktidarın şu an tek önceliği ekonominin rahatlaması ve bunu sağlayacak sıcak paranın ülkeye girmesi. Bu uğurda gerçekleştirilen hamlelerin hiçbirinin kalıcı olması beklenmemeli. Bir de MHP'nin sözü burada kritik öneme sahip.
YENİ PARTİLERİN ÖNEMİ
Tüm bunları besleyecek bir diğer nokta, 2 ittifak dışında ve mümkünse Millet İttifakı'nın içinden isimlerle yeni ittifak(lar) kurdurulması. Memleket Partisi ve Türkiye Değişim Partisi'nin denklemlere sokulması bu anlamda önem taşıyor. İktidar tarafından İYİ Parti’ye yapılan Cumhur İttifakı çağrısı CHP'nin olmadığı yeni ittifaklara dair siyasi arayışlar aynı nedenle. Bunlar her ne kadar Meclis çoğunluğunu etkileyecek gibi görünse de Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarına da yön verecek.
AKP'ye yakın kaynaklar Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçimleri ile ilgili ikinci tura hazırlık içinde olduğunu doğruluyor. İlk turda seçilmesini kendisi de zor gören Erdoğan'ın "ikinci turda" DEVA, Gelecek, İYİ Parti tabanından almayı umduğu oylara göre hamle yapması bekleniyor ki Boğaziçi Üniversitesi söylemleriyle (genel olarak milliyetçi ve muhafazakâr söylem) aynı zamanda olmayacağına dair neredeyse fikir birliği olan Anayasa değişikliği söylemleriylesiyasi denge sağlanmaya çalışılıyor.
Sonuç olarak, iktidar en zor süreçlerinden birinin tam ortasında. Buradan çıkış için her türlü hamle de denenecek gibi görünüyor. Hamleler tutarsa genel beklenti erken seçim olur. Bakalım iktidarın hamleleri tutacak mı?