İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi. Görüşme sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener, İçişleri Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki açıklamasına ilişkin, “Şimdi bendeki belge ve bilgiler benim söylediğim gibi 27 yıldır aktif politika yapan Meral Akşener’in hiçbir zaman söylediği herhangi bir konu tekzibe uğramamıştır. Burada ben Soylu’nun çevresine çok dikkat etmesi gerektiğini söyledim. Kendisine eski İçişleri Bakanı olarak çevresine dikkat etmesi gerektiğini söyleyeyim” dedi.
Akşener ve Davutoğlu, İYİ Parti Genel Merkezinde bir araya geldi. Ziyaret sonrası iki genel başkan ortak açıklama yaptı. İki ismin de gündeminde Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem vardı.
"SAYIN SOYLU ÇEVRESİNE DİKKAT ETMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEYEYİM"
Akşener, İmamoğlu’na bölücülük suçlaması yapılmadığına ilişkin İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasıyla ilgili soru üzerine şu yanıtı verdi:
"Bendeki belge ve bilgiler benim söylediğim gibi. 27 yıldır aktif politika yapan Meral Akşener’in hiçbir zaman söylediği konu tekzibe uğramamıştır. Burada ben Sayın Soylu’nun çevresine çok dikkat etmesi gerektiğini söyleyeyim. Uzun süre İçişleri Bakanlığı görevini yürütmediğim için, zaman zaman acemilikle itham edilsem dahi, kendisine bir eski İçişleri Bakanı olarak çevresine çok dikkat etmesi gerektiğini söyleyeyim buradan, herkes anladığını anlasın."
Akşener, iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmalarını anlatarak şunları söyledi:
“İyileştirilmiş güçlendirilmişi parlamenter sistemin tasarımına yönelik vesayet sisteminin olmadığı, hükümetin o arada iktidar olmuş yürütmeyi götüren yapının ayağına pranga takılmadığı, kurumların itibarının olduğu, kapsayıcı kurumların yer aldığı, hesap verilebilir ve şeffaflığın, liyakat sisteminin zorunlu olduğu bir sistem tasarımın üzerinde de biz çalışıyoruz. Bu iki çalışmayı biraraya getireceğiz ve ortak noktaları ulaşılabilir noktalara bakacağız. Arkadaşlarımız ortak çalışacaklar, kendileriyle bu konuda mutabık kaldık. Kendilerine ve arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.”
DAVUTOĞLU: SİSTEM SORUNU
Akşener’in ardından konuşan Davutoğlu da şu açıklamayı yaptı:
“Birlikte istişaremizi bu iade-i ziyaretin 1 Kasım’daki kongremizden sonra yapılması uygun olacağını düşünmüştük. Bu arada 9 Kasım’da güçlendirilmiş parlamenter sistem modelimizi kamuoyu ile paylaşmıştık. Siyaset hizmet için bir araçsa var olan yanlışları söylemek hepimizin ortak görevi, sorumluluğu, misyonu. O yanlışlar karşısında alternatifleri ortaya koymak, son iki hafta içerisinde yaşadığımız gelişmeler, bir bakanın istifası etmesi ve ondan sonraki gelişmeler ve ekonomimizin durumu konusu artık Sayın Cumhurbaşkanı’nın kabul ettiği hem ekonomide hem hukukta hem demokraside problem olduğu gerçeği aynı zamanda cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin iflası anlamına gelir. Sayın Genel Başkan bugün bir televizyon programında çok doğru vurguladı. Mesele kişi meselesi değil bir sistem meselesi ve bir zihniyet meselesidir. Biz ülkenin geleceğine hazırlanırken, gelecek nesillere onurla yaşayacakları bir ülke ve demokratik ortam vadederken vazifemiz değiştirdiğimiz Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi karşılığında neyi teklif ettiğimizdir. Bugün kendileriyle bunu paylaştık. Çok samimi ortamda paylaştık.
“BUNDAN SONRA SIK SIK BİR ARAYA GELECEĞİZ”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çarpık bir başkanlık sistemidir. Bu sisteme karşı çıkarken 1924 Anayasası ile gelen çoğunlukçu sisteme de 1961 Anayasası ile gelen vesayetçi sisteme de 1982 Anayasası ile gelen melez sisteme de karşıyız. Tam şeffaf, net, açık bir parlamenter sistem öneriyoruz. Güçlendirilmiş derken de parlamenter sistemdeki temel unsur olan temsil ve istikrar arasındaki ilişkiyi tekrar sağlam temele oturtacak, temsili sağlarken istikrarı bozmayacak mekanizmaları teklif ediyoruz sistemimizde. Bu sistemde gerçek anlamda bir parlamenter sisteme geçişi Türkiye’nin geleceği açısından tek çözüm yolu olarak görüyoruz. Bunları tek tek partilerin savunması yetmez. Uygulanabilir somut çerçeveler ışığında bir araya gelerek bunları savunmak lazım. Ben bugün bu konudaki mutabakat zemininin çok güçlü olduğunu ve çok ortam yönlere sahip olduğumuzu görmekten büyük mutluluk duydum. Bundan sonra sık sık bir araya geleceğiz, Türkiye’de dağılan siyasetin alanını açacağız. Herkese kapılarını kapatanlara karşı kapıları herkese açık bir siyaset uygulamaya devam edeceğiz. Bu konuda da Sayın Genel Başkanla birlikte çalışmamızın Türk siyasetine özel bir katkı yapacağına inanıyorum."
"İFTİRA BOYUTUNDAKİ PEK ÇOK SÖYLEMİ NEDENİ İLE MDK İHRAÇ KARARI VERMİŞTİR"
Akşener, İsmail Koncuk’un istifasının ve Ümit Özdağ'ın ihraç kararının sorulması üzerine şu karşılığı verdi:
“36’ya düştük. Bütün bunların her birine elbette çok üzülüyorum. Herhangi bir milletvekili arkadaşımızı bir kenara bırakın, sade bir üyemizin dahi istifa etmesi, partimizle yolunu ayırması son derece bizleri üzen bir durumdur. Benim bir özelliğim var bu irade beyanında bulunmuş hiçbir arkadaşımızı incitecek herhangi bir söz kelime sarf etmedim aynı noktada durmaya devam edeceğim. Sayın Özdağ konusu ise keşke böyle olmasaydı, ama Sayın Özdağ beni, partimizi ve Başkanlık Divanımızın neredeyse yarısını itham eden iftira boyutundaki pek çok söylemi nedeni ile MDK ihraç etme kararı vermiştir. Bizim MDK’nın özelliği şudur, bütün yazışmaları kalemleri ayrıdır hem Meclis’teki grubumuzdaki arkadaşlarımızın hem de kongrede seçilen MDK’mızın biraraya gelip aldığı bir karardır. Herkes için hayırlı olsun diyorum ama üzüldüğümü ifade etmek isterim.”