İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Müminin görevi varlıkta şımarmamak, yoklukta sabretmektir” sözlerini eleştirirken, “Millet sen sefa içinde yüzeceksin diye yokluğa sabretmekten artık bıktı, eşin dostun lüks içinde yüzerken borç batağında boğulan esnaf artık bıktı. Yeğenler, damatlar gelinler kuzenler ballı maaş alırken işsizliğe mahkum ettiğin gençler artık bıktı. Millet sabrının sonuna geldi artık Erdoğan. Ya aklına başına alacaksın ya da ilk sandıkta çatlayan sabır taşının altında kalacaksın söylemedi deme bunu böyle bilesin” diye konuştu.
Akşener, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Cumartesi gününün Ankara Tren Garı terör saldırısının yıl dönümü olduğunu anımsatan Akşener, “Menfur saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet ailelerine ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum” dedi. Akşener’in konuşması satırbaşlarıyla şöyle:
"YANGIN FELAKETİ, RANT FELAKETİNE DÖNÜŞMESİN: Hatay ve Kahramanmaraş’taki orman yangınları yüreklerimizi dağladı. Bu işin arkasında hayata ve insana dair ne varsa düşman olan, terör örgütünün olduğuna dair şüpheler var. PKK’nın gerçek yüzünü dünyaya göstermek en başta hükümetin görevidir. Ancak, bu konuyu gündeme getirmek için hiçbir şey yapılmamış. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı trolleriyle bize saldırıyorlar. Birçok elçimiz bir tweet bile atmamışlar. İşte size partili Cumhurbaşkanlığı’nın ultra yetkin bürokratları. Oysa bu alçaklık dünyanın tüm haber bültenlerinde yer almalıydı. Çünkü bunu yapmak için; liyakat, devlet ciddiyeti, vatan sevgisi gerekir. Buradan iktidarı uyarıyorum; milletimiz yangın felaketini, bir rant felaketine dönüşmesinden endişe duyuyor. Bir an önce ağaçlandırma çalışmaları yapıp milletin endişelerini giderin.
AZERBAYCAN'DAKİ SAVAŞ BİZİM İÇİN "AR" MESELESİ: İlan edilen ateşkese rağmen, utanmadan sivil kardeşlerimize saldıran Ermenistan’ı da dikkatle takip ediyoruz. Sivillere bomba yağdıran gözü dönmüşlüğü artık dünya daha iyi tanımalıdır. Bu savaşın ardından, mutlaka bir masa kurulacak. Türkiye diplomasi kanallarını canlı tutmalı ve o masada yer almalıdır. Bir sabah kurulan masada, taraflar dışında sadece Moskova vardı. Ve Rus Dışişleri Bakanı, Büyük abi edasıyla ateşkesi ilan etti. Kardeşimizin vurulduğu bir savaşla ilgili masa bizim için “ar” meselesidir. Ama üzülerek izledik ki maalesef içeride de onlarla ağız birliği yapanlar oldu. Kanada bile Ermenistan'ın baskıları üzerine silah ticaretini durduruyorsa Batı dünyası Türkiye’yi meselenin tarafı olarak görüyor demektir. Ambargo uygulayacak kadar içinde gördükleri Türkiye’yi, masaların dışında tutmak isteyen ikiyüzlülüğe karşı dikkatli olmak zorundayız. Azerbaycan’ın yalnız olmadığını dost düşmana karşı göstermek için yapmalıdır. Haklılığımız Dünya’ya anlatılmalıdır.
GEÇECEKSİN BUNLARI ERDOĞAN: Milletin hali nicedir diye merak etmeyen iktidara inat, milletimizin gerçeklerini dinliyoruz. Partili Damat ekonomisinin vurduğu esnafımıza, yine bir dokunduk bin ah işittik. Pembe tablolar çiziyorlar, ancak görüyoruz ki damadının pembe tablolarına Erdoğan bile inanmıyor. Şimdi ne diyor sabır diyor. Millete sabret diyeceğine önce 500 milyon dolarlık uçağını satıp, Sarayın fantastik harcamalarını kıs. Bu dar zamanda asıl sen önce biraz sabret. Ama edemezsin israfa lükse şatafat çok alıştın. Ballı ihalelere gelince sabır yok, yandaşa vergi affına gelince sabır yok, makam arabası saltanatı sürenlere gelince sabır yok, bir kuruş tasarruf etmeye gelince sabır yok. Ama tenceresi kaynamayan analara gelince, iş bulamayan gence gelince, siftah yapmadan dükkânını kapatan esnafa gelince sabır, geçeceksin bunları Erdoğan geçeceksin, Cefayı bal eylemek millete sefayı bal eylemek saraya ve şurasına yok öyle yağma Erdoğan.
ÖNCELİK AK PARTİ KODAMANLARININ EŞİNE DOSTUNA: Giresun’da yolumuza çıkan bir esnafımız isyan etti. ‘Esnafın birine 7 bin, bir başkasına 50 bin lira kredi verdiler’ diyor. Neye göre belirlendiği belli değil ama biliyoruz ki parti hesapları bunlar. Selde 200 bin hasarı olan 50 bin lirayı zor aldı, ama 13 bin lira hasarı olana 45 bin lira verdiler. Ak Parti kodamanlarının eşi dostu yardımlarda bile öne yazılıyor. Ak Partiye oy verenler demiyorum, Ak Parti kodamanlarının eşi dostu diyorum. Ak Partiye oy verenler de İYİ Parti’ye oy veren de aynı durumda sen git bir avuç azınlığa ballı krediler dağıt, evi yıkılmış esnafa gelince üç kuruş destek yok öyle yağma Erdoğan. Vatandaşıma geldi mi cebimde akrep var ama o beş müteahhittin rantından zerre kesmiyorsun.
MİLET BIKTI: Millet sen sefa içinde yüzeceksin diye yokluğa sabretmekten artık bıktı, eşin dostun lüks içinde yüzerken borç batağında boğulan esnaf artık bıktı. Yeğenler, damatlar gelinler kuzenler ballı maaş alırken işsizliğe mahkum ettiğin gençler artık bıktı. Millet sabrının sonuna geldi artık Erdoğan. Ya aklına başına alacaksın ya da ilk sandıkta çatlayan sabır taşının altında kalacaksın söylemedi deme bunu böyle bilesin.
BAKANA EMEKLİ MAAŞI TEPKİSİ: Aile ve Çalışma Bakanı iki yılda 674,5 milyar lira emekli maaşı ödedik diyor. Eliniz mecbur. Ödemişler, hayır yapmışlar. Bu ülke 20 sente muhtaçken bile emeklinin parasını ödedi. Siz hangi kafayı yaşıyorsunuz kardeşim. Ne kadar zamandır insanımızdan bu kadar uzaksınız. Elbette beş müteahhit ile oturup kalkarsanız ya huyundan ya suyundan size de geçer.
TRT’YE “BENİM KONUŞMAMI KES AMA…” İstanbul ve Bursa İl başkanlıklarımız, bu hafta büyük bir işe imza attılar. İktidara, “medya sizinse, meydanlar bizim” dediler. Ama Vali Bey, Bursa’da arkadaşlarımıza ekran koymaya müsaade etmemiş. Beşiktaş, Bursa ve Kadıköy kent meydanına dev ekranlar kurmak istediler. Bursa’da izin yok. Arkadaşlarımız cep telefonlarından grubumuzu izliyor. Eminim, Ramazan Başkanım konuşurken TRT bizim yayınımızı kesmiştir. Biz vekiliz asıl sizsiniz, benim konuşmamı kes ama Ramazan Başkanım konuşmasını kesmeye hakkın yok. Millet orada, bu kürsünün sahibi millet."