Mehmetçiğin postalının değdiği yerde gül biter. Allah sizleri korusun. Ordumuz daima muzaffer olsun.
“Kağıttan kaplanmış” diyerek ordumuza hakaret edenleri, FETÖ’nun elinden tutup kozmik odaya götürenleri, Genelkurmay Başkanı’nı, “örgüt lideri” diye tutuklayıp, ordumuzu terör örgütü ilan edenleri, kumpas davalarının savcısı olmakla övünenleri, bir kez daha Allah’a havale ediyorum.
Bu vesileyle, Ergenekon kepazeliğinin sonucunda, beraat eden tüm mağdurlara geçmiş olsun.
S-400’ler küflenmeye terk edilecek, vatandaşın parasıyla gıcır gıcır Patriotlar alınmaya devam edilecek
Grup toplantısında G20 Zirvesi’ne de değinen Akşener, “Erdoğan’ın Trump’la yaptığı görüşme esir alındığımızı ortaya koydu” şeklinde konuşarak zirvesinin basına yansıtıldığı gibi geçmediğini öne sürdü:
Borazan medyanın “Trump bizi seviyor. Yaptırım falan da olmayacak” manşetlerine aldanmayın.
Bu konudaki tavrımızı daha önce açıklamıştım. Türkiye’ye yaptırım planlayanlara, tezgâh hazırlayanlara karşı, elbette devletimizin yanındayız.
Ancak, düne kadar düşman olan Trump’ı, “cici çocuk” ilan eden medyaya bakmayın siz… Osaka’da, G-20 Zirvesi’nde, Sayın Erdoğan’ın Trump’la yaptığı görüşme, maalesef rehin alındığımızı ortaya koydu.
Borazan medyada “S-400 sorunu çözüldü, yaptırım gelmeyecek” nidaları atılırken, Trump’ın açıklamalarında, yaptırımların gündemden düştüğüne dair herhangi bir ifade yok.
Elimizde sadece Erdoğan’ın, “Trump’tan yaptırım izlenimi almadım” açıklaması var. Sürekli herkes tarafından “kandırılan”, “insan sarrafı” Erdoğan’ın, bu konuda yanılma ihtimali bence oldukça yüksek.
Anlaşılıyor ki, S-400’ler alınsa bile, bir depoda küflenmeye terkedilecek, vatandaşın parasıyla gıcır gıcır Patriotlar, Boeingler alınmaya devam edilecek.
Erdoğan'ın yakın çevresi ve ortağı tarafından oyuna getirildiğini düşünüyorum. Birileri size tek adam rejimine ikna etti, nefsinize iyi geldi peki sonuç ne oldu? Şimdi her yanlış kararın bizzat siyasi sorumluluğu değil misiniz? Herkes kenara çekiliyor, siz ortada dört dönüyorsunuz.
İktidar nimetleriyle onlar gününü gün ederken siz yalnız kalıyorsunuz. AK Parti ile Saray'ın arasına fersah fersah mesafe girdi. Bunların faturası hep size kesiliyor. Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz.
Vesayet girişimlerine son verin, sarayla saadet olmaz
Meral Akşener sözlerini şöyle sürdürdü:
Milletle inatlaşmaya devam ediyorlar. Seçimle elde edemediklerini, sandıkta darbeyle başaramadıklarını, vesayetle yapmaya çalışıyorlar. Belediye başkanlarının yetkilerini alarak, milletin seçtiği kişilerin, yönetme hakkını gasp ediyorlar.
Millet, ehil olanı seçmedi” demek, cunta kafasıdır. Milletin kararını beğenmeyen bir milliyetçilik yoktur, olamaz.
Sayın Erdoğan’a bir kez daha hatırlatıyorum: Siz, millete kendinizi anlatamadığınız için değil, milleti anlamadığınız için yenildiniz.
Siz, yandaş medyanızla millete sesinizi duyurdunuz ama milletin feryadını duymadınız. Milletle aranızda 300 araba, 3000 koruma ve 1100 odalı saray oldukça, milleti tanıyamaz, milletten uzaklaşırsınız.
Sarayla saadet olmaz. Saray öyle bir paralel evrendir ki; sandıktaki mesajı bile anlayamazsınız. Türk milletinin kararına saygı duyun, vesayet girişimlerine bir an önce son verin.
Terörist başıyla mektup arkadaşı oldular
İYİ Parti Genel Başkanı’nın gündeminde 23 Haziran öncesinde Öcalan’ın mektubunun duyurulması da vardı:
31 Mart’tan önce beka beka diyenler, Öcalan’la mektup arkadaşı oldu. Öcalan avukatlarıyla görüşsün demeye başladılar. Terörist başıyla mektup arkadaşı oldular.
Ülkenin cumhurbaşkanı, yarım saat bebek katilinin mektubunu analiz etti. Küçük ortak, “terörist başını dinleyin” diye celallendi. Ben ayna tutunca, “Öcalan” tekrar “terörist başı’ oldu.
Milletimiz gerçekleri görüyor; İstanbul Büyükşehir Belediyesi için, sadece terörist başından değil, aynı soyadı taşıyan kim varsa, hepsinden medet umdular.
Kırmızı bültenle aranan; askerimizin, polisimizin, korucumuzun katili olan bir haine, mikrofon uzatıldı. Çıkıp milletten af dileyeceklerine, hala aklımızla alay etmeye çalışıyorlar.
Çıkıp milletten af dileyeceklerine hala aklımızla alay etmeye devam ediyorlar. Küçük ortak açıklama yapıyor; 'Öcalan cani HDP'ye tarafsızlık çağrısı yapıyorsa bunu görmezden gelemezdik.' Dün flu görüyordu, bugün görmeden duramıyordu.
Küçük ortak dememe de kızıyor ne diyeyim, eş başkan mı diyeyim? Peki Sayın Erdoğan ne diyor, 'Ben Osman Öcalan'ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyordum.' Bilmiyordur, bilmiyordur. Kandırıkçılar tarafından senelerdir kandırılıyor. Ama TRT'ye güveniyorum diyor.
Bir de bu rezilliğe imza atanlara, bir de bu işe sahip çıkıyor. Sayın Erdoğan, TRT ekranlarına çıkarılan o adam karakollarımıza saldırmış, 74 vatan evladımızı şehit etmiş bir alçaktır.
Hadi bizi, milletimizi saf sanıyorsun, atıp tutuyorsun da mahşerde şehitlerimize ne diyeceksin? Devlet yönetiyorsun devlet, bu nasıl ciddiyetsizliktir.
Milletin vergileriyle saltanat süren TRT öyle ya da böyle TC.'nin kanalıdır. Orayı terör örgütünün borazanı haline getirmekten hicap duyun.
Şaka gibi bir ülke olduk sayenizde
Grup toplantılarını iyice dedikodu seanslarına çevirdiler" diyen Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
Erdoğan gelmiş bana kızıyor, 'Yaptıklarımız için niye teşekkür etmiyorsun' diyor. İdarecinin milletten minnet beklediği nerede görülmüş, şaka gibi bir ülke olduk sayenizde.
El alem Mars'a gidecek bizimki köprüyle övünüyor
Yol yaptın diye köprü yaptın diye teşekkür bekleyemez, böyle küçük düşünemezsin. El alem Mars'a gidecek bizimki köprüyle övünüyor. O ballı ihaleleri alan müteahhitler teşekkür etsin sana.
Milletin cebinden alıp onların cebini doldurdunuz yıllarca. Milyonlarca genç işsizimiz var. Onlar için ne yaptın? Milletin işi yok, araba alacak, bir arabanın deposunu dolduracak parası yok.
Onlar için ne yaptın? Suriyeli'ler evlerine gider, teşekkür ederim. Emeklilikte saraya takılanların sorununu çözersin, milletin kanını emen hırsızlardan hesap sorarsın o zaman teşekkür ederim.
Ben selam verene bile teşekkürü borç bilirim, senden neden esirgeyeyim. 3-5 müteahhidin cebini doldurdun diye teşekkür bekliyorsan daha çok beklersin. Dün yaptığınız yollar, ki bu görevinizdir, bugün karın doyurmuyor Sayın Erdoğan.
Akşener’den Bahçeli’ye: İYİ Parti’yi kurmamızın ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu kanıtladınız
Meral Akşener, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür (!) etti:
Terörist başının mektubuna sahip çıkarak, İllet diyerek, zillet diyerek, kin kusarak, nefret saçarak, iftira atarak, İYİ Parti’yi kurmamızın ne büyük bir ihtiyaç olduğunu, davamızın ne kadar haklı olduğunu, cümle aleme kanıtladınız. O yüzden size de teşekkürler, Sayın Bahçeli...
Kendisinin FETÖ’yle bağlantısına dair 3 yıldır tek bir delili bulunmadığını söyleyen Akşener, FETÖ’nün siyasi ayağının araştırılması çağrısında bulundu:
2016 yılında bir soruşturma açmışlar. Meral Akşener’in FETÖ ile bir bağı var mı yok mu, onu inceliyorlar. 3 yıldır bir tek delil, irtibat, iltisak bulamamışlar.
İyi de kardeşim, sizin başarısızlığınızın müsebbibi ben miyim? Ben miyim kardeşim? Tek adam olacağım diye tutturup koca devleti üç beş zibidi ile yönetmeye kalkan, ben miyim kardeşim? Nerdeyse her hafta FETO’nun siyasi ayağı araştırılsın diye verdiğimiz önergeleri reddeden, ben miyim kardeşim? Hodri meydan, niye reddediyorsunuz? Siyasi ayak kimmiş, soruyoruz.
Ama madem soruşturma açtırıyorsun; Sayın Erdoğan, kaldır gizlilik kararını, beni ifade vermeye çağırın. Çağırın ki; FETO’nun siyasi ayağı kimlermiş konuşalım, araştırılsın.
Kim kimin ortağıymış konuşalım, araştırılsın. Kim kimle iş tutmuş konuşalım, araştırılsın. Kim kimin döşeğinde yatmış konuşalım, araştırılsın.
Kimler turizm acentesi gibi, her hafta uçak dolusu adamı; bunların inine pazarlık yapmaya, istişare yapmaya göndermiş konuşalım, araştırılsın.
Bu işten öyle kolay kaçamazsın Sayın Erdoğan, Anadolu’da bir laf vardır: iti öldürene sürütürler… Bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak isterim: Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır, Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır…
KAYNAK: Independent Türkçe