İki haftalık bütçe görüşmeleri arasından sonra partiler haftalık olağan grup toplantılarını yapmaya bu hafta yeniden başladı. İYİ Parti'nin haftalık grup toplantısına katılan Genel Başkan Meral Akşener, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Bizim siyaset anlayışımıza göre muhalefet iktidarın gözü kulağıdır. İktidarlar milletin yaşadığını görmek, bilmek zorundadırlar ama zaman zaman bunu ıskalayabilirler. O noktada devreye muhalefet girer. İktidara eksikliklerini gösterir, çözüm önerilerini söyler. Bu anlayış doğrultusunda kurulduğumuz günden bu yana birçok konuda çok sayıda öneri sunduk. Bazılarını duymazdan geldiler, bazılarını kısmen de olsa yaptılar. Bunun son örneğini asgari ücret çalışmalarında yaşadık.
ASGARİ ÜCRET 4 BİN 250 LİRA
Asgari ücreti 4 bin lira yapın, devlet eliyle vergi muafiyeti sağlayın dedik. Asgari ücret 4250 lira oldu, vergiyi devlet üstlendi. İYİ Parti'nin siyaset anlayışı sayesinde kazanan milletimiz oldu. Demek ki muhalefete kulak verildiğinde kıyamet kopmuyormuş, iyi şeyler oluyormuş. Milletimizin bu kazancı ne kadar süreceği konusundan endişe duyuyoruz.
Şimdi bu arkadaşlar farkında değiller ama kendi elleriyle yol açtıkları yüksek enflasyon yüzünden açıklanan asgari ücret 4 ayda eriyecek. O yüzden biz 3 ayda bir asgari ücrete güncelleme yapılmasını ve çalışanımızın emeğinin enflasyona karşı korunmasını öneriyoruz. Gerçekten bu millete nefes aldırmak istiyorsanız enflasyonu düşürmekle başlayın.
"YAZIK, KIYAMAM..."
Biz bu kutlu çatı altında milletimizin dertlerini konuşurken, memleketin dört bir yanında milletimizin dertlerini dinlerken maalesef sayın Erdoğan Afrikalı gençlerin derdine düşmüş. Birkaç gün önce Afrikalı gençlerle buluştu. Mozambikli bir genç kızın sözleri Erdoğan'ı etkiledi. O genç kız, 'Daha adil bir dünya istiyorum' demiş. Sayın Erdoğan da bu hiç reklam kokmayan hareketten çok etkilenmiş. Yazık, kıyamam. Ekonomi yangın yeri, sayın Erdoğan Mozambikli gençlerin derdine düşmüş. Şu yönetim anlayışına bakar mısınız? Memleketin meselelerine karşı takınılan şu umursamaz tavra bakar mısınız?
ERDOĞAN'IN "BEN YOKTUM" AÇIKLAMASI
Kendisi 2 gün önce çıktı konuştu. 'Başbakanlığım döneminde döviz rezervini 135 milyar dolara çıkarttık ama daha sonra bir düşüş yaşandı ben o sırada yoktum Cumhurbaşkanıydım' dedi. Sevimli hayalet Casper gibi o sıralar orada değilmiş. O günleri geçtim belli ki sen şimdi de buralarda değilsin.
TL'YE KUR FARKI GARANTİSİ
Maalesef ülkemiz ekonomi cahili bir adamın saçma sapan deneyleriyle sınanıyor. Biz her seferinde kendisine bu deneyin başarısız olduğunu söylüyoruz. Ekonomistler, sivil toplum kuruluşları, iş dünyası, ihracat birlikleri söylüyor anlamıyor. AK Partililer bile söylüyor onu da anlamıyor. Kızıyoruz, güzellikle söylüyoruz, tane tane anlatıyoruz, doğrusunu gösteriyoruz anlamıyor. Bir inat uğruna memlekette ne ocaklar sönüyor.
KRİZİN SEBEBİ BİZZAT SENSİN
Önce bu bizim ekonomik modelimiz dediler, sonra suçu dış güçlere attılar. Sonra dönüp tekrar iç güçlere havale ettiler. Uyguladığın sözüm ona modelle her şey kötüye gidiyorsa bunun tartışılacak bir yanı yoktur. Merkez Bankası faizi indirdi, faizler düştü mü hayır. Sen faizi indirdim diye caka satarken, yönettiği devlet -pardon o yönetmiyormuş- yüzde 24 faiz ödüyor. Tahlil faizi yüzde 24'e dayandı, hiperenflasyona doğru gidiyoruz. Ekonomide iyi giden hiçbir şey kalmadı.
Bu krizin sebebi bizzat sensin sen. Dış güçler de hırlı değil elbette ama önce bak sen kendine. Bir kere olsun yaptığın hatanın sorumluluğunu al. O kadar tecrübeli insan varken damadını Hazine ve Maliye Bakanlığı'na dış güçler mi getirdi? Merkez Bankası'nın 128 milyarını dış güçler mi sana sattırdı? Türk çiftçisini dış güçler mi borca soktu? Devleti dolandıran düzenbaza yılın ihracatçı ödülünü dış güçler mi verdi? Beşli çetenin vergi borçlarını dış güçler mi sildirdi? Milletimize bu zorlukları reva gören sensin Erdoğan. Bak işte bütün bunlar sebep, olanlar da sonuçtur. Bu fakirliğin, zamların, çilenin sorumlusu sensin. 'Ben o sırada yoktum' deyip geçemezsin. Sorumluluğun gereğini yapacaksın ya da sandığı getirip hesabını milletimize vereceksin.
'2023 HEDEFLERİ GİTTİ, YERİNE 1973 ÇÖZÜMLERİ GELDİ'
Büyük ekonomistimiz son olarak akıl dolu bir hamle ile dolara çevrilebilir mevduat kavramını 50 yıl sonra tekrar hayatımıza soktu. Büyük Türkiye, büyük güç, hedef 1973. 2023 hedefleri gitti, yerine 1973 çözümleri geldi.
Nas var dedi dedi pazartesi çıktı hayatımıza yepyeni bir faiz tipini sokuverdi. Şimdi kur farkını ödeyeceğim diyerek hem faiz hem de döviz lobisini milletin hazinesinden besleyeceksin. Türkiye ekonomisi deneme tahtası mı? Türk milleti kobay mı? Böyle iş bilmezlik olur mu? Yazıklar olsun sana.
Mart ayından beri yaptığın saçmalıklar zincirini yapmasaydın şimdi nasıl bir Türkiye olurdu biliyor musun? Dolar kuru 7 lira 50 kuruş, enflasyon yüzde 16-17, politika faizi yüzde 15 olurdu. Ülkenin dış borçları katlanmamış olurdu.
Artık Merkez Bankası bankalara yüzde 14'le borç veriyor. Bankalarda aynı parayı hazineye yüzde 24'le satıyor. Gerçekten zeka dolu adımlar, yürekten kutluyorum. İktidardakilere bir çağrı yapmak istiyorum. İki gündür saray medyasında davul zurna eşliğinde kutlamayı biliyorsunuz. Madem kur düştü, madem artık uçuyoruz o zaman hemen doğalgaz ve elektrik fiyatlarını düşürün.
TEK KURTULUŞ SANDIKLA GELEN KURTULUŞ
İki haftada 6 il gezdik. Bizim gittiğimiz meydanlar çaresizlerin sesi oldu. Sayın Erdoğan demeçleriyle milletimizi batırmaya devam ettiği günlerde biz onun açtığı yaraları sarmak için milletimizle buluştuk. Duyduğum dertler karşısında kalbim ağrıyor. İktidar, 6 yaşındaki çocuğun sırtına bile borç yüklüyor.
(Erdoğan'a) Senin için her şey yolunda olabilir ama esnaflar, çiftçiler çok yorgun. Öğrenciler, gençler, emekliler, kadınlar çok yorgun. Senin yüzünden artık çocuklar bile yorgun. İnsanlarımızın artık sabretmeye mecali bile kalmadı. Düşün artık milletin yakasından. Yazıktır, günahtır.
Utanmadan, 'Ekonomik Kurtuluş Savaşı mücadelemizi başarılı bir şekilde sürdürüyoruz' diyorsun. Ortadaki tek savaş milletçe senin bu cahil inadına karşı verdiğimiz savaş. Tek kurtuluş sandıkla gelen kurtuluşumuz.
İYİ YAŞAM GELİRİ PROJESİ
Biz geldiğimizde Türkiye'nin kur ve faiz problemini en geç bir sene içerisinde çözeriz. Beni asıl endişelendiren problem her geçen gün kronikleşen derin yoksulluk ve fırsat eşitsizliği. Bu sorunu kalıcı hasar bırakmadan çözmemiz lazım. İşte bu nedenle Kalkınma Politikalar Başkanlığımız yaz aylarından beri Türkiye'deki derin yoksulluk sorununu çalışıyor.
İlki Rüzgar Gülü projemizdi. Bugün ise ikinci projemizi İYİ Yaşam Geliri Projemizi sunacağız.
O devamlı 'çıkar telefonunu göster' diye taciz ettiğiniz gençler var ya tam 6.2 milyonu yoksul. Bu gençler onlara ukala ukala telefonunu soranlar şımarıklardan daha yoksul. Bugün Türkiye'de 15-24 yaş aralığındaki 11.7 milyon gençten 2 milyondan fazlasının evinde bilgisayar yok. 1.3 milyon genç eskimiş giysilerinin yerine yenisini alamıyor. 1.8 milyondan fazla gencimiz sosyal aktivitelere katılamıyor. İnsanın canını acıtan bu tabloya seyirci kalamayız, kalmayacağız.
Ülkemizde giderek artan yoksulluğa, sosyal adaletsizliğe karşı bu projeyi hazırladık. Bu projeyle 18-26 yaş arasındaki tüm gençlerimize medyan gelirin yarısının altında kalan 4 milyon hanedeki kadınlara 2021 fiyatlarıyla aylık bin lira iyi yaşam gelir desteği sunacağız.
İYİ Yaşam Geliri'nin yıllık maliyeti 2021 fiyatlarıyla 200 milyar lira. Projenin finansmanın önemli bir kısmını partili cumhurbaşkanlığı sisteminden sonra ciddi bir şekilde artan vergi harcamalarındaki israfın önüne geçecek sağlayacağız. Geri kalan kısmını da karbon vergileriyle sağlayacağız.