"2012 Mayıs ayında üstelik yine FOX’da sabah haberleri sunmasına rağmen Atatürk’ten ve Kemalizmden bahsetmek ve övmek ‘out’ olduğu için herhalde hiç o topa girmemiş Portakal."
Fatih Portakal'ın ani bir kararla ekranı bırakma kararı almasının yankıları sürerken, reyting rekortmeni anchorman dün akşam FOX Ana Haber'in yeni sunucusu Selçuk Tepeli'ye mikrofonu devretti.
Ani emeklilik kararı ile ilgili tartışmalar sürerken, Habertük yazarı Nagehan Alçı, Fatih Portakal hakkında çok sert bir yazı kaleme aldı.
"Portakal’ın temel hedef müşteri kitlesi olan Atatürkçü ve ulusalcı-laik kesimde Portakal’a duyulan hayranlık yerini kızgınlığa bırakmış durumda." diyen Alçı, Fatih Portakal'ın iyi bir televizyon ahebrcisi ya da sıkı bir Kemalist olmadığını savundu ve "Teşhis edilmesi gereken ‘Büyük Açık’ var Fatih Portakal hikayesinde." diye yazdı.
Alçı'nın yazısı şöyle:
Dün gece Selçuk’un (Tepeli) FOX’daki ilk gecesiydi.
Yayını özellikle izlemek istedim.
Selçuk samimi bir Atatürkçüdür. Fakat saldırgan ve dışlayıcı değil kapsayıcı ve toleranslı bir Kemalisttir. Doğan Şentürk de dün programda yaptığı konuşmada hiçbir partiye angaje olmadıklarını ama FOX’un Kemalist ideolojiye angaje olmaktan da gurur duyduğunu söylemeye getirdi.
Fatih Portakal ve Doğan Şentürk’ün katıldığı bölümleri de dikkatle seyrettim.
Hem Portakal hem Şentürk ne derlerse desinler bizzat FOX takipçilerinin yüzde 99’u Fatih Portakal’ın korkup gittiğine ve mesuliyetten kaçtığına inanıyor.
Sosyal medyada özellikle de Portakal’ın temel hedef müşteri kitlesi olan Atatürkçü ve ulusalcı-laik kesimde Portakal’a duyulan hayranlık yerini kızgınlığa bırakmış durumda.
Hiçbir açıklamaları özellikle de üzerine oturdukları Kemalist tabanı tatmin etmiyor. Asla bu izahlara inanmıyorlar.
Muharrem İnce’nin 24 Haziran 2018 gecesi olayıyla Fatih Portakal’ın bu hadisesi neredeyse bire bir aynı algılanıyor muhalif çevrelerde.
Bence de Fatih Portakal üzerindeki politik sorumluluk baskısına dayanamadı. Bu psikolojik yükü kaldıramadı. O yüzden bıraktı ve ferahladı.
Portakal’ın son 4-5 senedeki izlenme başarısı bir medya başarısından ziyade boşluk fırsatını çok iyi değerlendiren bir Atatürkçü-popülist politik aktivizm başarısıydı.
Diğer yandan medya ve siyaset dünyasından herkesin bildiği ve söylediği gibi Portakal’ın Kemalizmin bayrağını taşıyacak ideolojik ve kültürel altyapısı yoktu. Bu kafayla yetişmemişti. O yüzden sık sık ucuz popülizm ve demagoji yapıyordu.
Hem Sağ-Atatürkçülüğün hem Sol-Kemalizmin medya ve akademi içinde bir entelektüel geleneği var. Portakal ise bu iki geleneğin de çok dışında bir isim.
Dışında olduğu gibi medya tarihinde Kemalizmin sıkı bir muhalifi olan büyük gazeteci ve televizyoncu Mehmet Ali Birand ekolünün bir mensubu. Sunum tarzı olarak da Birand’ı örnek aldığı açık.
Birazdan bahsedeceğim 2012’de yayınlanan kitabında Atatürk’ün tek bir yerde bile ismi geçmiyor. Birand’ın arka kapak yazısıyla kitap takdim ediliyor.
Açıkçası 2015-16’dan önce de Fatih Portakal’ın ‘mass media’ anlamında başarısı ve tanınmışlığı yoktu. Toplum zaten tanımıyordu. Köşe yazarları arasında bile Portakal ismi pek bilinmiyordu.
Son 4-5 senede bir televizyon siyasetçisi gibi davrandı ve özellikle 15 Temmuz sonrasının büyük medyatik boşluğunda hayatının sıçramasını 50 yaşından sonra yaptı.
Portakal olayı televizyon gazeteciliği değil tam anlamıyla Post-15 Temmuz sürecinde bir televizyon politikacılığı başarısıdır.
Fatih Portakal dün Selçuk’a öğüt verirken izleyicinin ekranda doğal ve samimi olan kişiyi hemen kavradığını ve öyle olanın çok izlendiğini söylüyordu.
Bu teze bakınca aklıma şu soru takılıyor: 50 yaşına kadar neden Türk toplumu Fatih Portakal’a rağbet göstermedi de son 4-5 senede bir anda fenomen oldu?
Senelerdir ekranda olup dikkat çekmeyen biri bir anda açık ara en izlenen isim oluyorsa orada izaha muhtaç bir durum vardır.
Batılıların tabiriyle tam bir ‘big short’ yani teşhis edilmesi gereken ‘Büyük Açık’ var Fatih Portakal hikayesinde.
Geçenlerde Beyoğlu’nda bir sahafta bir köşede yığılı duran kitaplar içinde Fatih Portakal’ın ismine rastladım. Hemen aldım.
‘Ses’siz başlıklı bir kitap. 2012 Mayıs ayında basılmış. Portakal’ın kendi hayat hikayesiyle de süslediği haber öyküleri var. Çabuk okunuyor.
Kitapta politik duruş hiç yok. Bugün her konuşmasında muhakkak Atatürk’ten bahseden, vücuduna yaptırdığı Atatürk dövmesini gösterdiği resimleri olan Portakal’ın kitabının tek bir yerinde bile Atatürk’ün adı geçmiyor.
2012 Mayıs ayında üstelik yine FOX’da sabah haberleri sunmasına rağmen Atatürk’ten ve Kemalizmden bahsetmek ve övmek ‘out’ olduğu için herhalde hiç o topa girmemiş Portakal.
Oysa gerçek Kemalistler o zaman da demode algılandığına bakmadan inatla savunurlardı bu ideolojiyi.
Fatih Portakal ise reyting ile para ve şöhret bakımından Kemalist muhalif kimliğin sefasını sürdü ama cefasını çekmeye katlanamadı.
Bu hikayenin daha çok detayı var.