Alevi dedeleri, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Alevi Bektaşi topluluğuna yönelik açıkladığı kararlara tepki gösterdi. Erenler Cemevi Derneği Başkanı Aydın Gültekin, “Aleviler turist mi ya da tiyatro mu? Kişi eğer oraya gitmişse, el açıp yalvarıp yakarmışsa, emir ve yasaklara da uymuşsa orası onun ibadethanesidir. Dolayısıyla bunu bir kuruma bağlamak ya da ‘Şu şartlarda yapılacak’ denilmesini doğru bulmuyoruz. Taleplerimiz bellidir; eşit yurttaşlık istiyoruz. Camiye tanınan haklar, cemevine de tanınsın” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Şahkulu Sultan Dergâhı ve Cemevi’nde düzenlenen cemevleri açılış ve temel atma töreninde açıkladığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığı kurulması, cemevlerinin başkanlık tarafından yönetilmesi, isteyen dedelere kadro verilmesini öngören pakete Alevi dedelerden de tepki geldi.
"Cemevlerini getirip kültür statüsüne koydu"
Cem Vakfı Malatya Şube Başkanı Eşref Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına ilişkin olarak, “Bizi tatmin etmiyor. Çünkü cemevlerini getirip kültür statüsüne koydu. Bağımsız inanç olarak bir organizasyon veya etkinlik içerisinde yer almayı hesaplıyorken, cemevlerinin Kültür ve Turizm İl müdürlüklerine bağlanmasını beyan etmesi bence çok büyük bir şansızlıktır” dedi.
"Cemevlerinin, kültür evi gözüyle görülüp Kültür ve Turizm müdürlüklerine bağlanmasının düşünülmesi bir art niyet değil ama gaftır"
Doğan, her inancın bir kültür tarafının olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
“Benim yapmış olduğum cem ibadeti, bir inanç ibadetidir. O ibadeti gerçekleştirirken kullanmış olduğum bağlamayı, dışarıda çalıp bir saz dersi verdiğinde kültüre girer ama cem evinde bir cem ibadeti esnasında o enstrümanla semah dönüyorsam, o ibadetin bir parçasıdır. O nedenle cemevlerini kültür evi gözüyle görüp Kültür ve Turizm müdürlüklerine bağlanmasının düşünülmesi bir art niyet değil ama gaftır. Bir kilise, havraya ‘ibadethane değil’ diyebilir misiniz? Bunu deme hakkınız yok. İbadethane olup olmadığı orada ibadet eden kişilerin tasarrufundadır.
"Maaş almayan, emekliliği ya da senelik izni olmayan bir hoca, müezzin, cami görevlisi ya da diyanet yetkilisi düşünmezsiniz"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi üç maddelik bir karar yayınladı ve ‘cemevleri yasal ibadethanedir’ dedi. Şimdi siz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu kararını kabul etmek mecburiyetindesiniz çünkü zamanında imza atmışsınız. Türkiye’de açılan davaların birçoğu reddedildi. Zaten reddedildiği için son merci olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidildi. Ama verilen kararı kendi ülkenizde uygulamıyorsunuz. Kararda, ‘Cemevleri yasal ibadethanedir’ diyor. İkincisi, ‘Hizmet erbabının görmüş olduğu hizmet, kamusal hizmettir’ diye belirtiyor. Maaş almayan, emekliliği ya da senelik izni olmayan bir hoca, müezzin, cami görevlisi ya da diyanet yetkilisi düşünmezsiniz. Diyanet’in kadrosu sizin ve benim vergilerimle 180 bin kişinin üzerinde. İsim vermeyeceğim hamallık yapan dede tanıyorum. Peki, hamallık yapan bir dedeyi gündeme getirmek yakışık alıyor mu? Hamallık ayıp mı değil, alnının teriyle parasını kazanıyor.
"Alevi inancını öğrenmek isteyenler nereden öğrenecek? Bu mu ‘eşit yurttaşlık’ felsefesi? "
180 bin kişiye maaş verip, onların emekliliğini düşünmeyi biliyorsun, onların eğitimi için 82 ilahiyat fakültesi, bin 250 imam hatip lisesi açıyorsun. Peki, Alevi dedelerinin çocukları veya o gelenekten gelenler, bilimsel olarak Alevi inancını öğrenmek isteyenler nereden öğrenecek? Bu mu ‘eşit yurttaşlık’ felsefesi, fikri? Neticede bizi tatmin eden bir açıklama değil. Kötüden iyi ama iyi değil. Tam iyi değil, muhakkak Alevi çocukların eğitimiyle ilgili sorunların giderilmesi gerekir. Din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitaplarını ilkokul 4’ten lise son sınıfa kadar satır satır tetkik edip rapora dönüştürdük. Öyle hatalar yakaladık ki. Siz bu sözde çakma din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitabıyla mı o yaşta ayrıştırırken milleti birleştireceksiniz? Dolayısıyla “Cemevleri kültür evleridir dolayısıyla kültür ve turizm il müdürlüklerine bağlayacağız” demesi Türkiye’deki Alevilere hakarettir. Alevilerle aynı İslami düşünceyi taşıyan İslam ülkelerindeki Ehl-i beyt sevgisi taşıyan insanlara da bir hakarettir.”
"Alevilik bir kültür değildir"
Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Merkezi Başkanı Hasan Meşeli ise, “Alevi kardeşlerimizin ibadet yerleri cemevleri olduğu halde Cumhurbaşkanımız ve Diyanet İşleri Başkanlığı cemevlerini bir ibadet yeri değil kültür evi olarak nitelendirmektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı bir başkanlık uhdesinde yürütüleceği söylenmektedir. Alevilik bir kültür değildir” dedi.
"Alevilerin ibadet yeri olan cemevlerinin kültür merkezi olarak addedilmeleri son derece yanlıştır"
“Alevilik tek kelimeyle İslam dini içerisinde ikiye bölünmüştür; birisi Sünnilik diğeri ise Aleviliktir” diyen Meşeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hz. Ali’nin yolundan gidenler demek olan Alevilik, İslam’ın bir yorumudur. Bu bakımdan dini İslam, kitabı Kur’an, peygamberi ise Hz. Muhammed’dir. Sünni kardeşlerimiz gibi Allah’ımız bir, Kur’an’ımız bir, dinimiz İslam, kıblemiz Kâbe, ezanımız bir, mezarlıklarımızda birdir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 20 yıldır Türkiye’yi yönetmektedir. Seçim arifesine girmiş olmamızdan ötürü Alevilik konusu gündeme gelmiştir. Elektrik, su ve doğalgaz parası alınmaması açıklamasını sevinçle karşıladık ama Alevilerin ibadet yeri olan cemevlerinin kültür merkezi olarak addedilmeleri son derece yanlıştır. Bu durum Alevileri derinden üzmektedir.”
"Cemevlerinin sevk ve idaresi, bir statüye bağlanması Sünni bir ideoloji tarafından değil; Alevi önderi ve büyüğü tarafından yapılmalıdır"
Meşeli, cemevlerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı kurulacak başkanlık tarafından yönetileceğine ilişkin açıklamalarla ilgili olarak, “Bu muhakkak Alevilerden olmalıdır. Bu bakımdan Alevilere dayatılmamalıdır. Cemevlerinin sevk ve idaresi, bir statüye bağlanması Sünni bir ideoloji tarafından değil; Alevi önderi ve büyüğü tarafından yapılmalıdır. O zaman bu birlik, beraberlik devam eder. Kardeşlik ve dostluk bağlarına gölge düşmez” dedi.
Cemevlerinin kültür evleri olmasını asla kabul etmediklerini dile getiren Meşeli, “Burası tamamen bir inanç sistemidir, İslam’ın bir koludur” dedi.
Malatya Ali Kapısı Derneği Başkanı ve Dedesi Muhsin Topalcengiz de, “Cumhurbaşkanı tarafından bugüne kadar kabul edilmediği halde bugün Alevilerin var olduğunun kabul edilmesi bizim için bir onur kaynağıdır. Ama beklentimiz şu ki o kabul edilmenin bir seçim yatırımı değil de asli olduğunun kabul edilmesidir” diye konuştu.
"Empati kurularak haklarımızın en başta verilmesi gerekirdi"
Topalcengiz, cemevlerinin kültür merkezi olarak kabul edilmesine çekincelerinin olduğunu kaydederek şunları söyledi:
“Cemevlerinin bir ibadethane statüsüne kavuşturulmaması içimizde buruklukla beraber şüphe doğurmuştur. Cumhurbaşkanımızın elektriğimizin, suyumuzun ve bazı ihtiyaçlarımızın devlet tarafından karşılanacağını açıklaması bizler için güzel bir haber ama çok geç kalındı. Bunun yanında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanması konusu var. Bir inancın kültür olarak kabul edilmesi ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlanması asla kabul edilebilir bir şey değil. Çünkü kültür yaşam biçimidir, Alevilik inançtır. Aleviliğin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlar doğrultusunda bir inanç, cemevlerinin de ibadethane olarak kabul edilmesini ve Alevilerin geçmiş haklarıyla birlikte bütün haklarının iade edilmesini, din derslerinin zorunluluğunun kaldırılmasını istiyoruz. Sünni İslam inancının Alevi çocuklarına ve gençlerine dayatma yoluyla öğretilmesine karşıyız. Burada empati kurularak haklarımızın en başta verilmesi gerekirdi.”
“Alevilik, İslamiyet’in farklı bir yorumu olan inançtır” diyen Topalcengiz, “Cemevleri bizlerin ibadethanesidir. Bunun kabul edilmesi bizim için vazgeçilmez bir gerekliliktir” dedi.
"Aleviler turist mi ya da tiyatro mu?"
Erenler Cemevi Derneği Başkanı Aydın Gültekin ise, “Keşke bu kadar dolanmadan, uğraşmadan ‘Cemevleri ibadethanedir’ bu kadar basit. Konunun her seçimde gündeme gelmesi bizi üzüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanması konusu var; Aleviler turist mi ya da tiyatro mu? Kişi eğer oraya gitmişse, el açıp yalvarıp yakarmışsa, emir ve yasaklara da uymuşsa orası onun ibadethanesidir. Dolayısıyla bunu bir kuruma bağlamak ya da ‘Şu şartlarda yapılacak’ denilmesini doğru bulmuyoruz. Taleplerimiz bellidir; eşit yurttaşlık istiyoruz. Camiye tanınan haklar, cemevine de tanınsın. Biz ekstradan bir şey talep etmiyoruz” diye konuştu.
"gündem değiştirmeye yönelik bir açıklamadır"
Pirsultan Ören Şube Başkanı Mazlum Köse ise şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı, Aleviler için yine samimiyetten uzak açıklamalar yaptı. Bu açıklamalarda cemevlerinin ibadethane olduğunu kabul etmeyerek, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir başkanlık kurarak, cemevlerinin yönetimini oraya bağlayacağını söyledi. Bu tamamen samimiyetten uzak, gündem değiştirmeye yönelik bir açıklamadır. Aleviler olarak bu açıklamayı reddediyor ve kesinlikle katılmıyoruz.”