BÜTÜN dünyada olduğu gibi Amerika'nın da gündemi İngiliz Kraliyeti'nde yaşanan vefat. Kraliçe Elizabeth'in hayat arkadaşı Prens Philip, 99 yaşında hayata gözlerini yumdu. Bir süredir Prens Harry yüzünden gündemden inmeyen ‘kraliyet ailesi' tekrar manşetlere taşındı. Biz bu yazıda Prens Philip'in annesi Prenses Alice'e odaklanacağız.
ANNESİ, KRALİÇE VİCTORİA İLE AKRABA
PRENSES Alice ve ailesinin hayatı filmlere konu olacak kadar enteresan, aynı zamanda hüzünlü. Aslen Yunan olan Prens Philip, Kraliçe II. Elizabeth ile evlenirken Yunanistan vatandaşlığından vazgeçti. Aslında annesi Battenberg Prensesi olduğu için o zaten bir İngilizdi. Prenses Alice'in Kraliçe Victoria ile akrabalığı vardı.
PRENSES ALİCE, DOĞUŞTAN SAĞIRDI
PRENSES Alice, 1885'te Birleşik Krallık'taki Windsor Kalesi'nde Prenses Victoria Alice Elizabeth Julia Marie olarak doğdu. Doğuştan sağır olan prenses, üç dili dudak okuyarak anlayabiliyordu. 1903 yılında, Yunanistan Prensi Andrew ile evlendi ve dört kız, bir erkek çocukları oldu. Her şey I. Dünya Savaşı'nın ardından değişecekti…
DARBE SONRASI SÜRGÜNE GİTTİ
ALICE, Yunanistan'da 1922'de gerçekleşen darbe sonrası Paris'e sürgüne gitmek zorunda kaldı. Ailesinden ayrı kalmanın Prenses Alice üzerinde zihinsel olarak yıkıcı bir etkisi oldu. Dine yönelen Alice, Rum Ortodoks Kilisesi'ne katıldı. Büyük bir çöküş yaşadığı 1930 yılında, zihinsel problemler nedeniyle İsviçre'deki bir akıl hastanesine yatırıldı. Prenses Alice'e ‘şizofreni ve cinsel hayal kırıklığı' teşhisi koyan doktor, dünyanın ünlü psikanalisti Sigmund Freud'du.
FREUD'UN SIRADIŞI TESTLERİ
PRENSES Alice, teşhisten önce Freud başkanlığında doktorlar heyeti tarafından bazı rahatsız edici testlere tabi tutuldu. Ünlü psikanalist, ‘cinsel' sorunlarının kaynağını incelemek için yumurtalıklarının röntgenini çekti. Bu süre zarfında çok kötü günler geçiren Alice, iki yıl boyunca yattığı hastaneden defalarca kaçtı ve ailesinden iyice uzaklaştı.
Kızları evlendi ve tek oğlu Philip, yurtdışındaki yatılı okullarda okudu. 1932 yılında hastaneden çıktı ama ailesiyle ilişkisi bir türlü düzelmedi.
KIZINI UÇAK KAZASINDA KAYBETTİ
EVLİLİKLERİ devam etmesine rağmen, Prenses Alice ve kocası Prens Andrew birlikte olmadılar. Akıl sağlığı ve akıl hastanesinde geçirdiği zaman evliliklerini kötü etkiledi. Prens Andrew, karısını terk etti, Fransa'da metresiyle yaşadı. Kızı Prenses Cecilie'yi 1937'de uçak kazasında kaybedene kadar onlarla bir araya gelmedi. Cenazede yıllardır görmediği kocası ve çocuklarını gördü. Daha sonra, 1944'te, Prens Andrew Monako'da öldüğünde resmen dul kaldı.
MANASTIR HAYATINI SEÇTİ
AVRUPA'DA sığınma evlerinde, Almanya'da yatak ve kahvaltı veren evlerde yaşayarak zamanını geçirirken çocuklarıyla olan ilişkisinde herhangi bir değişiklik olmadı. Dört kızının düğününe iştirak edemeyen Prenses Alice, sadece oğlunun düğününe ve taç giyme törenine katıldı. Daha sonra Yunanistan'a döndü ve zamanının çoğunu yardıma muhtaç insanlara hizmet edip hayır işleri yapmakla geçirdi. ‘Martha ve Mary Hristiyan Rahibeleri' adlı bir rahibe manastırı kurarak dini inancını bir adım öteye taşıdı. Hayatının geri kalanını bir rahibe olarak yaşamaya adadı ve rahibe kıyafetini ölene kadar çıkarmadı.
BUCKINGHAM'A GELDİ AMA…
ANCAK 1967'de, Yunanistan'daki bir askeri darbe, prensesi başka bir sürgüne katlanmak zorunda bıraktı. Prens Philip, Yunanistan'a özel uçak gönderdi ve annesini İngiltere'ye getirtti. Prenses Alice geri kalan günlerini Buckingham Sarayı'nda geçirdi ancak anne ve oğul arasındaki buluşma kısa sürdü. Prenses Alice, 1969 yılında 84 yaşında öldü.