Sevgili okurlarım hepinize iyi bir hafta sonu dilerim.
Rusya Devlet Başkanı sayın Vladimir V. Putin beyefendinin bu hafta basına yaptığı bir konuşmada güzel bir anektod vardı:
GEÇMİŞTEKİ OLAYLARI BİR KENARA KOYALIM,GEÇMİŞİ UNUTMAYALIM,İLERDEKİ HEDEFİMİZE ODAKLANALIM.
Çok doğru bir söz olarak düşündüm ve sayın Em. Albay Erkan Yılmaz Büyükköprülü beyefendinin 'Kozmik Albay' kitabı ve ona gösterilen alakayı bu hafta takip ettim.
Erkan albayın karargah içinde olan hadiseleri dışarıya yansıyan şekli ile gerçekten Türk halkına doğruları veriyor.
En büyük doğrusu da kendisinin 1987 devresi olması ve bu devreden şimdiye kadar beş tane FETÖ’ ü çıkması.
Bir büyük doğrusu da Amerika Birleşik Devletleri'nin kozmik odaya girmek istemesi.
Erkan albayıma buradan söyleyeceğim karargah başka saha başka.
Amerikalılar Türk. Milli Mukavemetini dağıtmayı 1 Mart tezkeresi ve ardından 4 Temmuz 2003 Özel Kuvvetler Süleymaniye’de yaptıkları çuval hadisesi ile başladılar.
Bu operasyonunu başlattıklarında Kurtlar Vadisi dizisini psikolojik harp taktikleri için kullandılar.
O zaman ABD bu operasyonu sadece FETÖ ile mi götürüyordu, Hayır. Laik Kemalist görünümlü bir çok sivil, asker, siyasetçi kadrolar vardı.
Ne zaman FETÖ ağırlık kazandı ABD ve İngiltere adına yaptıkları çalışmalar.
2005 yılından sonraki dönemde.
Yani 24.genel kurmay başkanımız orgeneral Hilmi Özkök paşamız ve MİT müsteşarlığını sayın Şenkal Atasagun beyden sonra devir alan Emre Taner bey döneminde.
4 Temmuz ihanetini içerden kimler hazırladı Amerikalılara, bunları deşifre etmeden ABD Kozmik Oda’ya niçin girdi, kim şuçlu kim şuçsuz bilemezsiniz.
Kim vatan haini onu da bilemezsiniz.
2006 yılında Rus temsilci bir dostumla bir saat beni rahat görüştürmeyen kurumlar, nefes aldırmazken her anında, ABD NSA üst görevlisi ve arkasından İngiliz dış işleri bakanlığımın üst yetkilisi ile görüşürken 2007 yılında bulunduğum yerde bırakın sahada insanı güvercinler bile uçmuyordu.
20 nisan 2010 tarihinde FETÖ' cüler evimi bastı ev araması yaparken bir Emniyet Amiri devamlı elinde cep telefonu Ankara’ya bilgi geçiyor neyi arıyorlarsa bulamıyorlar ve devamlı aradıkları konu için görüşüyorlardı.
Emniyete getirildiğimde kendimi tarihte işgal İstanbul’undaki teşkilat mensuplarının durumunda gibi hissettim.
Gece nezarete inen bir teşkilat mensubu Zafer arkadaş ABD'yi çok kızdırmışsın dedi.
Erkan Albayıma söyleyeceğim dediğin gibi kırk yılın emeği gitti diyorsunuz evet çok doğru.
2018 Aralık ayında Moskova’dan döndükten sonra yine beni kaçırıp Ankara’da çiftlikte sorgulayan MİT personeline FETÖcü müydü?
Sorguyu yapan amir bana ne dedi anlatayım.
Bu devlet beni bedava okuttu, Amerika'ya yolladı, orada yüksek okul okuttu, ben senin kadar, vatan demiyorum.
Senin babanı öldürmüşler, tüm yaşamına servetine çökmüşler sen hala kafanda çuval vatan diyorsun bizim dediğimiz kısa yolu kabul etmiyorsun.
İçimden diyemedim senin babanda sempte ABD'lilere ne yapacağını bilmezdi ben çocukken, sende işte o babanın izinden yol almışım.
Öbür asker kökenli sorgucuya da içimden şunu söylemek geldi ağabeyin iyi insandı erken kaybettik o öldü ortam çakallarına kaldı.
1 hafta sonra kafamda çuval ile dönerken sordular hangi saat hangi gündeyiz.
Söyledim doğru Alp Tufan dediler.
Erkan albayım Suriye’de senin emir aldığın bir çok komutan, siyasetçi, istihbaratçı emniyetçi benim önümden geçti.
Baronları bilmeniz lazım, o zaman ülkenin gidişatını nereye gittiğini kimin götürdüğünü iyi bilirsiniz.
İlker paşamız evrak aldırmamış ama hakim göz atmış evraklara değil mi?
SAYGILARIMLA,
ALP TUFAN.