Altaylı, 'Bize ne çok yalan söylediniz' başlıklı yazısında, Türkiye'nin yaşadığı mülteci sorununa yönetenlerin bakışını analiz etti. İşte o yazı:
Mülteci ya da sığınmacı akınının başladığı günlerdi.
Türkiye birkaç bin mülteci almak üzere hazırlık yapıyor, sınırda mülteci kampları kuruyordu.
Suriye’den gelenlerin, kalifiye olanları, okumuş yazmışları, mürekkep yalamış, meslek sahibi olanları seçilerek Avrupa’ya gidiyor, gerisi bizdeki kamplara yerleştiriliyordu.
Sonra akın zıvanadan çıktı, Türkiye yol geçen hanına döndü, 2012 yılında 100 bin olan Suriyeli göçmen sayısı, resim sayılara göre 2014’de 1,5 milyon, 2016’da 3 milyona yaklaştı. 2016’da resmi sayı 3,6 milyon, gerçek Suriyeli göçmen sayısı ise 8 milyon civarında idi.
İpin ucu kaçmış, sınırlar yol geçen hanına dönmüştü, giren çıkan belli değildi.
Avrupa işin buraya geleceğini baştan gördü ve 2013 yılında Türkiye’ye masaya oturttu ve Geri Kabul Anlaşması imzalattı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bu anlaşma ile Türk vatandaşlarının Avrupa Birliği’ne vizesiz seyahatinin yolunun açılacağını iddia ediyordu.
Davutoğlu bu iddiasını Başbakan olduğunda da sürdürdü.
Ben ise “Ya Avrupa sizi kandırıyor, ya siz bizi kandırıyorsunuz. Türkler vizesiz Avrupa’ya gidemeyecek ama siz mültecileri burada tutacaksınız. Türkiye mülteci oteli olacak” diyordum.
Gerçekten de kısa süre sonra anlaşıldı ki, Türkiye komik denecek birkaç milyar Euro karşılığında mülteciler için önce otel, sonra da konut haline getirildi.
Şu anda Suriyelisi, Afgan’ı, Orta Asyalısı, Afrikalısı yaklaşık 11 milyon göçmene ev sahipliği yapıyoruz ve UNHCR’ye göre de Dünya’da en fazla göçmen barındıran ülkeyiz.
Türk vatandaşlarının vizesiz Avrupa’ya gitmesi sözü ise asla gerçekleşmediği gibi, artık vize alıp gitmek bile imkansız hale geldi.
Türkiye’deki AB ülkesi konsoloslukları Türk vatandaşlarına vize vermiyor, daha doğrusu eksine oranla çok daha düşük bir oranda vize veriyorlar.
Bir süre önce büyük bir Avrupa ülkesinin, Türk dostu bir üst düzey diplomatına bu meseleyi sordum.
Söylediği aynen şu:
“Doğru, vize başvurularına eksiye oranla daha düşük oranda onay veriyoruz. Ancak bunun Türklerle ilgili bir durum olmadığını bilmenizi isterim.
Daha az vize veriyoruz çünkü Türkiye ciddi miktarda göçmen var.
Bu göçmenlerin sayısını bilmediğimiz bir bölümüne Türk vatandaşlığı da verilmiş.
Türkiye’nin vatandaşlık verme prosedürlerinin ince eleyip sık dokumadığını biliniyor.
Bu yüzden de başvurularda eskisine oranla çok daha sıkı bir güvenlik soruşturması yapmak zorunda kalıyor vize bürolarımız.
Bunun bize getirdiği yok oldukça fazla.
Bu yüzden de en küçük bir soru işarete oluştuğu anda vize reddi çok daha kolay bir seçenek haline geldi.
Öte yandan da Türkiye’de pek çok uluslararası suçlunun yerleşik hale geldiği de bir sır değil.
Buna bir de Türkiye’deki politik ortamdan dolayı Avrupa’ya kalıcı olarak gitme arzusu artan Türk vatandaşlarının da bizim için yaratması muhtemel sorunları da eklerseniz niye eskisine oranla daha zor vize verildiğini de anlarsınız.
Vize sorunu yaşayan Türk vatandaşları bunun nedenini bize değil, Türk hükümetine sormalı.”