Bu üç partinin de esas olarak hedefi AK Parti tabanı. Her ne kadar Fatih Erbakan’ın Yeniden Refah Partisi, Saadet Partisi’nin rakibi gibi görünse de durum aslında daha farklı. Partileşmeden çok önce yaşanan ayrılık ve o tarihten bu yana AK Parti ile kurulan sıcak ilişki, iki parti arasında tabanı çok önceden ayırmıştı.
AK PARTİ’NİN GÜNDEMİNDEN DÜŞMÜYOR
Erdoğan ve AK Parti yöneticileri yeni kurulan partileri görmezden geliyor havası yaratmaya çalışsalar bile durum hiç de öyle değil. Yeni girişimler, dün Erdoğan’ın katılımı ile yapılan AK Parti’li vekiller toplantısının önemli tartışma başlıklarından biri olmayı başardı. Davutoğlu ve Babacan’la görüştüğü iddia edilen milletvekillerinin göz hapsinde tutulduğu biliniyor. Bu durum muhtemeldir ki 3-4-5 Nisan tarihlerinde yapılacak Kızılcahamam kampının da başköşesine oturacaktır.
BABACAN NEYİ BEKLİYOR?
Üç parti içerisinde en iddialı oluşum hiç kuşku yok ki eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün desteği ile yola çıkan Ali Babacan’ın girişimi. Babacan’ın partisi eğer bir kez daha ertelenmez ise en geç nisan ayında kurulmuş olacak. Kuruluşu sürekli ertelenmesi “acaba vaz mı geçilecek ya da partiye ilgi mi yok” sorularının ortalıkta dolaşmasını sağlıyor. İstenilen güçlü isimlerin henüz vitrine çıkmaya hazır olmadıkları görülüyor. Hazır olmadıkları diyoruz çünkü AK Parti’nin ilk 10-12 yılına bir anlamda damga vurmuş isimlerin şu anda Babacan’la birlikte belli düzeyde mesai tükettiği biliniyor. Ekip olarak ortaya çıkma kıvamına gelememiş durumda değiller. Belli çekinceler ve korkular hâkim. Erdoğan’ın baskın varlığı, AK Parti’liler tarafından açık hedef haline getirileceklerinin bilinmesi, hâlâ caydırıcı etki yapıyor.
SEÇİM KOLAYLAŞTIRIR
Tüm yeni partiler esas olarak seçimlerin hemen öncesinde çalışmaya başlamak isterler. Bu takvimi doğru ayarlayabilen partilerin de belli düzeyde başarılı olduğunu söylemek mümkün. Genç parti, AK Parti ve İyi Parti buna örnek sayılabilir. Oluşum sürecinde ortaya çıkan ilgi bir seçim ile birlikte zirveye çıkabiliyor. Başarı durumunda ise daha kalıcı bir noktaya gelmeleri mümkün oluyor. Uzun süre seçim olmaması yeni partiler için bir anlamda kulübede bekleme anlamına gelecek. Ve hiç de tercih edilen bir durum değil. Seçimden bir yıl önce kurulmuş olmak hem hazırlıkların tamamlanması için zaman veriyor hem de heyecanın sönmemesini sağlıyor.
Ali Babcan’ın partiyi resmileştirmede meseleyi ağırdan almasında erken seçim beklentisinin ağır bastığını söylemek yanlış olmayacaktır. İyi Parti örneğinde olduğu gibi seçime katılma probleminin meclis üzerinden çözülmesi partilerin elini daha da güçlendiriyor. Babacan’ın AK Parti’nin içinden hala iyi haber aldığı biliniyor. Olası seçim hesapları da biraz bu bilgiler üzerinden kuruluyor. Bu hesap üzerinden Nisan'da kurulacak Babacan partisinin Kasım 2020 ya da Nisan 2021 tarihlerinde yapılacak bir erken seçime de işaret olduğu söylenebilir.
SAĞDA KAVGA ÇETİN OLACAK
CHP ısrarla HDP destekli iki bloklu bir mücadele öngörüyor ve tüm stratejisini bunun üzerine kuruyor. Ama sağ cenahta yaşanan ayrışmalar ve bölünmeler bunu zorlaştırıyor. Neredeyse siyasal ikballeri birbirine bağlı olan AK Parti-MHP arasındaki işbirliğinin bile zaman zaman sarsıldığı günümüz konjonktüründe birbirlerine dair rezervlere sahip partileri aynı noktada tutmak o kadar kolay olmayacaktır. Seçimin konuşuluyor olması yeni partiler için olumlu bir hava yaratıyor. Hele bir de seçim tarihi açıklanırsa AK Parti örgütünde kimsenin beklemediği şiddette deprem yaşanabilir. Kulislerde konuşulan isimlerin yarısı bile doğruysa bir iki aya kalmaz ortalık kızışacak demektir.