İyi bir çalışma haftası dilerim okuyucularıma.
Bugünlerde yeni bir ANAYASA çalışması var bu konuda ve demokrasi hakkında bazı notlar düşmek istiyorum.
Bunu bir hukukçu gibi size anlatamam, ama 56 yaşına derin tecrübelerle gelmiş özellikle 1999 yılından sonra ülkede ailece çok sıkıntı çekmiş bir insan olarak izah edebilirim.
Eğer bir ülkede gerçek demokrasi ve sağlam bir ANAYASA varsa bu konular tekrar tekrar tartışılmaz.
Olaya çok kısa basit anlatım yaparak şunu söyleyebilirim. Demokratik bir ANAYASA ile yönetilen ülkelerde MİLLETİN en önemli önde gelen hakkı MAL,CAN,IRZI güvence altında olmasıdır.
Ülkede tüm farklı din, dil, ırk gözetmeksizin tüm hakları eşit ortamda kullandırılması, kimsenin, kimseden bir farkı olmadığı tüm kurumların eşit muamele ile millete yaklaşmasıdır.
Kesinlikle devletin içine hiç bir şekilde çeşitli ideolojik, dini, sistematik gurupların yerleştirilmemesidir.
En önemlisi de genel ahlak kuralları içinde devleti yönetenleri eleştirmek, bir suçu ifşa edebilmek, devlet yöneticileri karşısında hak ve hukukunu korkmadan ifade edebilmek bunları genel ahlak kuralları içinde yapanlara baskı, şiddet uygulamamak hukuku baskı altına alıp bunu millete karşı sopa olarak kullanmamak gereklidir.
Kimseyi sosyal yaşantısından, dini felsefesinden, devletin kurucu ırkından olduğundan dolayı FAŞİSTLİKLE suçlamamak.
Çünkü faşizm farklı bir konu, faşizmi her ideoloji, yönetim, farklı din anlayışı içinde kullanmak mümkündür.
Her gün eleştirdiğimiz ve düşman olarak doğru tespit ettiğimiz AVRUPA’ ya sıkıntı olduğu anda çeşitli kurumsal yollarla ülkemizdeki demokratik olmayan konuları ,kararları şikayet ediyoruz.
Uzun yıllardır ülkemizi yöneten siyasal islam tandanslı partinin ve destekçilerinin iktidar olmadan evvel en çok başvurduğu yer AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİYDİ.
1999 yılından 2010 kadar örtülü görünmeyen bir baskı altında tutulurken,2010 yılından geldiğimiz bu zamana kadar HAKLARIMI ve HUKUKUMU dillendirirken iftira, komplo, kaçırılma ve tehdit olaylarını gördüm.
Demokratik bir ülkede en büyük erdem onurunu, bulunduğun yeri ve nerden nereye geldiğini tarihini korumaktır.
Çok basit örnek silah taşıma yetkin var diye, sana verilen bu yetkiyi cinayet yada gasp yapmak için kullanamazsın, DEMOKRATİK ülkelerde bu olmaz.
Hapishanede yatarken ALMAN ve İSVİÇRE hükümetine mektup yolladım. TÜRKİYE’de ORHAN PERTEV TUFAN dan olma tek bir erkek evlat var, oda ben ALP TUFAN.
İnsanları farklı konulardan dolayı baskı altında tutup ülke değiştirmesini can, mal ve sosyal anlayışı bulamadığı ülkesinden yasalar çerçevesinde ayrılmak istemesi de bir şuç değil o insanın evrensel hakkıdır.
Vatan sevgisi ile bunu eşit tutanlar var,bu çok yanlıştır vatan sevgisi ayrı bir konu çeşitli nedenlerle ülkeden ayrılmak başka bir konu o zaman milyonlarca DIŞ TÜRK vatan hainimi alakası yok.
Türkiye’de cumhuriyet tarihince geride kalmış halkların bu geride kalmışlığın kini ve nefretini son yıllarda cumhuriyet burjuvazisine kusmaları,demokrasi içinde kaynakları ele geçirip zengin olmalarının dışında demokrasi dışı yöntemleri kullanarakta servet sahibi olmak istemelerini çok ilginç ve canımız yanıcak şekilde yaşıyoruz.
2010 yılında en ağır vatana ihanet konusu içinde geçen bir konuda,o günün farklı ideolojik yapıları bu ihanetten çıkan sonuç ve kar için tepinerek kahkahalar atarak televizyon programlarında seviniyorlar, yapılan iftira, komplo, şerefsizlik için bir tane ALLAHIN kulu sesini çıkartmadığı gibi sevinç naraları atıyorlardı.
Ömrünce güç elde edebilmek için uğraşı veren ülke içinde KARTAL dışarda ALMAN,FRANSIZ,İSVİÇRE,İNGİLTERE kuzusu olan bu yüreği ancak burada yemiş kişilikler
ile olaylar gidiyor.
Tam demokrasiye insan haklarına uygun bir devlet olabilmemiz için önce doğru inanç ve vicdan sahibi olunması gerekli sonrada bunu gerçekçi kanunlar üstüne oturtup bir daha bozulmamak şartı ile ANAYASA’ya yerleştirmek gereklidir.
İnançlı insan güç elimde diye başkalarının ONURUNU,ŞAHSİYETİNİ,KİMLİĞİNİ,HAKKINI,HUKUKUNU gasp etmez, o inancına bu yaptıkları uymaz.
Eğer bunu yapıyorsa inançlı insan değil sadece inancı gösteri için kullanıyordur.
Ülkende bir insanı beğenmiyorsan senin dininden değil, senin sosyal ve geleneksel yaşantına uymuyorsa bırakırsın gider.
Yeni bir ANAYASA yapılacaksa EVRENSEL DEMOKRASİYİ milletimize getirmesi lazım.
Unutmayın kaçmak gibi bir huyumuz yok çocukluğumda gençliğimde devlet istihbaratı yapan mahalle komşularımız bilir hiç kaçmadığımı.
Kaçacakta bir şerefsizliğimiz yok gidersek TANRININ İZNİ ile gideriz.
Tatar Yalçın Özuluca’ nın dediği gibi, adaletli insansın dünyanın her yerinde sana kapılar açılır.Bu sistemin insanı değilsin, ALP TUFAN derdi.
İyi haftalar,
ANAYASA,