Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın arasında avukat ve stajyer avukat da bulunan 60 kişi hakkında başlattığı operasyonla ilgili Ankara Barosu açıklama yaptı. Baro, avukatlar üzerinden müvekkilleri hakkında delillere ulaşılmaya çalışıldığını ifade ederek, “Avukatlık görevini icra ederken işlerini yaptıkları müvekkilleri ile özdeşleştirildiklerini ve delillerden yola çıkarak şüpheli/sanığa ulaşılması gerekirken varsayımlarla şüpheli belirleyip şüpheliden delile ulaşmaya çalışıldığını göstermektedir” dedi.
Anka Ajansı'nın haberine göre, soruşturma dosyası kapsamında şüphelilere sorulan ve kamuoyuna da yansıyan bazı sorular şüpheli avukatların doğrudan mesleki faaliyetleri ile ilgili olup avukatlık görevini icra ederken işlerini yaptıkları müvekkilleri ile özdeşleştirildiklerini ve delillerden yola çıkarak şüpheli/sanığa ulaşılması gerekirken varsayımlarla şüpheli belirleyip şüpheliden delile ulaşmaya çalışıldığını göstermektedir
Ankara Barosu, 48’i avukat, 7’si stajyer avukat, 3’ü ihraç hakim, 1’i ihraç hakim adayı ve 1’i de hukuk fakültesi mezunu toplam 60 kişi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı operasyonla ilgili yazılı açıklama yaptı.
Baro, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak” suçundan yakalama ve gözaltı kararı verildiğini hatırlatarak, süreçte yaşananlar hakkında bilgi verdi. Süreçte hak ihlalleri yaşandığını belirten Baro, bunları şöyle sıraladı:
-1136 sayılı Avukatlık Kanunu 58/1. maddesi amir hükmü hilafına şüpheli avukatların ev aramaları baro temsilcisi çağrılmadan yapılmış, açık yasa ihlali gerçekleşmiştir.Avukatlardan edinilen bilgiye göre ev aramaları saat 05.15 sularında başlamış, onlarca adreste şüphelilerin müdafilerine ya da Avukat Hakları Merkezi’ne ulaşmasına izin verilmeden telefonlarına el konulmuştur.
-Gizlilik kararı olan soruşturma dosyasında tespit edilebildiği kadarıyla 3 ayrı arama mahalline henüz baro temsilcisi ya da aramada görevli savcı dahi gelmeden basının geldiği görülmüştür. Basının görüntü almaması konusunda şüpheliler talepçi olmuş ise de görüntü alma işlemine göz yumularak lekelenmeme hakkı ihlal edilmiştir.
-Arama kararında da özel hüküm olmasına rağmen el koyma sırasında 5271 sayılı CMK’nın 130/2 hükmüne riayet edilmemiştir. Gelişigüzel gerçekleştirilen delil poşetlemesi konusunda arama tutanaklarına talepte bulunulmuş, şerh düşülmüştür.
-Dijital veri, bilgisayar, hard disk ve flash bellek imajları mahallinde alınabilecekken doğrudan el koyma yoluna gidilmiştir. İçeriği tetkik edilip, suçlama ile ilgisinin tespiti halinde el koyma işlemi yapılması gerekirken bu tespit yapılmaksızın yapılan el koyma işlemi hukuka açıkça aykırı olduğu gibi el koyulan ya da incelenen eşyalar itibariyle müvekkil-avukat gizliliği ve kişisel veriler noktasında suç, suçlama ya da soruşturma ile hiç ilgisi olmayan 3. kişilerin de hakları ihlal edilmiştir.
‘DELİLLER HUKAK AYKIRI HALE GELECEK’
- Baro temsilcisi avukatların tüm uyarılarına rağmen yapılan hukuka aykırı işlemler ve hak ihlalleri Avukat Hakları Merkezimiz tarafından arama tutanaklarına şerh düşmek ya da ayrı tutanak tutmak suretiyle tespit edilmiştir. Avukatlar hakkındaki arama ve el koymanın özel olarak düzenlenmesinin sebebi, avukatın yargı görevini yerine getirirken bağımsız savunmayı serbestçe temsil etmesi, yaptığı görevin kamu hizmeti olması, sır saklama yükümlülüğü ve her şeyden önce savunma hakkının korunması içindir. Bu hükümlere riayet edilmemesi elde edilen delilleri ve bu deliller doğrultusunda yapılan bütün soruşturma işlemlerini hukuka aykırı hale getireceği gibi adil yargılanma ilkesinin de çok açık ihlalidir.
- Avukat soruşturmaları için getirilen özel hükümlerin avukatlara tanınmış bir ayrıcalık değil, yurttaşların hak ve özgürlüklerinin korunması için zaruret olduğu bilinciyle hukuka aykırı olarak yürütülen işlemlerle ilgili gerekli yasal başvuruların baromuz tarafından yapılacağını kamuoyunun bilgisine sunarız.
‘MÜVEKKİLLERİNE AVUKTALAR ÜZERİNDEN ULAŞILMAYA ÇALIŞILIYOR
Baro avukatların sorgusu sırasında da hak ihlallerini devam ettiğini kaydederek, “İfade alımında şüpheli avukatlara yöneltilen bazı sorulardan avukatların görevlerini icra etmeleri nedeniyle müvekkilleri ile özdeşleştirildikleri anlaşılmaktadır” dedi. Baro sorgu sırasında yaşanan ihlalleri ise şöyle sıraladı:
-Soruşturma dosyası kapsamında şüphelilere sorulan ve kamuoyuna da yansıyan bazı sorular şüpheli avukatların doğrudan mesleki faaliyetleri ile ilgili olup avukatlık görevini icra ederken işlerini yaptıkları müvekkilleri ile özdeşleştirildiklerini ve delillerden yola çıkarak şüpheli/sanığa ulaşılması gerekirken varsayımlarla şüpheli belirleyip şüpheliden delile ulaşmaya çalışıldığını göstermektedir.
-Havana kuralları başta olmak üzere avukatlık mesleğinin gereği gibi yürütülebilmesi ve bağımsızlığı amacıyla benimsenen, ulusal ve uluslararası mevzuat ve AİHM içtihatları ile güvence altına alınan ‘avukatın müvekkili ile özdeşleştirilmesi yasağı’ nı yok saymak son derece vahim olup, vatandaşın savunma hakkını yok saymak, hukuk devletini yok saymak demektir. Adil yargılanma ilkesinin en önemli teminatını işlevsiz hale getirmek demektir.
-Avukatın mesleki faaliyetinin sorgulanması için gözaltına alınması gibi bir hukuk devletinde tartışmasının dahi yapılamayacağı hukuk dışı ve suç teşkil eden bir uygulamanın konuşuluyor olması dahi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na hiç zaman geçirmeksizin dosyadaki gizlilik kararını kaldırmak, şeffaf şekilde yürüteceği soruşturmayı hızla sonuçlandırmak, hak ihlallerine hemen son vermek ve süreçte sorumluluğu bulunanlarla ilgili resen işlem yapmak ve kamuoyunu aydınlatmak sorumluluğunu yüklemektedir.